Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Akıle

Akıle Diyet anlamında kullanılan bir İslam ceza hukûku terimi. Diyet ödemek anlamına gelen 'akl' mastarından ism-i fail olup, diyet ödemeyi yüklenen kimse veya kimseler demektir. Kasten birisini öldürmekten veya bir organa karşı kasten işlenen cinayetten dolayı ödenmesi gereken diyet, suçu işleyenin malından ödenir. Öldürme fiili kasta benzer şekilde veya yanlışlıkla (hata yoluyla) işlenmiş ise diyeti 'akile' öder. Kasten öldürmekten doğan diyetin, öldürenin malından ödeneceği konusunda İslam hukukçuları arasında görüş birliği vardır. Çünkü prensip olarak her insanın, mala verdiği zararların tazmininde olduğu gibi cana veya bedene verdiği zararlardan da şahsen sorumlu olması, başkasının bundan sorumlu tutulmaması gerekir. Cezalarda asıl olan şahsî sorumluluktur. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Akıle

 Akıl Hastalıgı

Akıl hastalıgı Düşünme, anlama, idrak etme; karar verme ve tedbir alma yeteneklerindeki eksiklik. İslam'da kişinin yaptığından sorumlu tutulması, akıllı olmasına bağlanmıştır. Çünkü emir ve yasakların muhatabı akıl sahibi kişilerdir. Kur'an-ı Kerîm'de akıldan söz eden pek çok ayet vardır. Mesela: "Ey akıl sahipleri, kısasta sizin için hayat vardır, böylece korunursunuz" (el-Bakara, 2/179). "Siz kitabı okuduğunuz halde, insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?" (el-Bakara, 2/44). "Ey kitap ehli, neden İbrahim hakkında tartışıyorsunuz? Oysa Tevrat'da, İncil de ondan sonra indirilmiştir. Düşünmüyor musunuz?" (Alu İmran, 3/65). Akıl ve temyiz kabiliyeti arızalanınca, kişinin dinî yükümlülükleri kalkar. Burada dikkat edilecek husus, tasarruf sırasında, iyi ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Akıl Hastalıgı

 Akıl

Akıl Bağlamak, engel olmak, tutmak, diyet vermek, idrak, muhakeme kabiliyeti, kavrayış, zeka. insanların tehlikeye düşmesine engel olan şey. Düşünme, kavrama ve bilgi elde etme gücü. Akıl, eşyanın güzellik, çirkinlik, kemal ve noksanıyla ilgili sıfatını idrak eden özelliktir. İki hayırdan daha hayırlı; iki şerden daha az şerli olanını idrak etmekten ibarettir. Akıl insanoğluna verilmiş manevi bir kuvvettir. İnsan bu güç ile gerekli ve nazarı bilgileri elde eder. Bilgiyi elde eden güç İslam'da insanı mükellef kılan akıl gücüdür. Bu güç insanda ana rahminde cenin* iken oluşan özelliktir. Bu erginlik çağına gelince gelişir ve gittikçe olgunlaşır. Bu da, zarûriyyatı anlayan güçtür. Bu güç ile ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Akıl

 Akıka Kurbanı

Akıka kurbanı Yeni doğan bebeğin başındaki ilk saçlarına akîka; bu çocuğun doğumundan yedi gün sonra başındaki tüyleri kısmen veya tamamen traş edip adını koyduktan sonra Allah'u Teala'ya şükür için kesilen kurbana akîka kurbanı denir. Hz. Aişe (r.a.)'den şöyle rivayet edilmektedir. "Resul-i Ekrem (s.a.s.} bize erkek çocuklar için iki, kız çocukları için bir koyun "akîka" olarak kurban etmemizi emretti." (İbn Mace hadis no: 3163, Zebaih, no: 1515). Yine Hz. Aişe validemizin rivayetine göre, Peygamber Efendimiz (s.a.s.), torunları Hasan ile Hüseyin'in doğumlarının yedinci günü akika kurbanlarını kesmiş ve adlarını koymuştur. (Tecrid-i Sarih Tercümesi, XI, 401) İslam'dan önceki cahilî Arap toplumunda sadece erkek çocuklar ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Akıka Kurbanı

 Aksırmak

Aksırmak Burun zarının ve nefes verme kaslarının sarsıntılı bir hareketiyle havayı bir anda ağızdan ve burundan dışarı atmak. Aksırmak, insanda meydana gelen fizikî bir olaydır. Halk arasında "hapşırmak" diye bilinen bu olay bir terim olarak İslam dini adab-ı muaşeretinde * "Teşmitu'l Atis" şeklinde geçer. Aksırmak vücutta meydana gelen bir zorlama sonucu olur. Bu ihtiyacı duyan kimse aksırdığı anda ferahlar. Bu ferahlamadan dolayı da müslümanın Allah'a şükretmesi gerekir. Zira Hz. Peygamber (s.a.s.), bu konuda şöyle buyururlar: "Allah kulunun aksırmasını sever, fakat esnemesinden hoşlanmaz. Ey Müminler sizden biriniz aksırıp Allah'a hamd ederse, (el-Hamdülillah derse) onun hamdettiğini işiten her. müslümana, "Yerhamükellah" diye karşılık vermesi ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Aksırmak

 Aksam Namazı

Aksam namazı İslam'ın beş temel ibadetinden biri olan beş vakit namazdan akşam vaktinde kılınanı. Diğer farz namazlarla birlikte Hicret'ten birbuçuk yıl önce Mirac olayında farz kılınmıştır. Adını kılındığı vakitten almıştır. Farzı üç rekat olup farz-ı ayndır. Sünneti, sünnet-i müekkede olarak iki rekat kılınır. Kur'an-ı Kerim'de "Akşamlarken ve sabahlarken, öğle ve ikindi vaktinde Allah'ı -ki göklerde ve yerde hamd ona mahsustur- tesbih edin, namaz kılın" (er-Rûm, 30/17-18) buyurulmaktadır. Akşam namazının vakti güneşin batmasıyla başlar, şafağın kaybolduğu ana kadar devam eder. İmam-ı A'zam'a göre şafak, akşam ufuktaki kırmızılıktan sonra meydana gelen beyazlıktır. Bu beyazlığın kaybolması ile akşam namazının vakti sona erer. İmam Ebû ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Aksam Namazı

 Akraba

Akraba Birbirine yakın kimseler, aralarında, nesep, süt veya evlilikten doğan bir yakınlık bulunanlar. Birbirinin soyundan gelmek veya evlilik sebebiyle eşlerden birinin kan hısımları ile diğer eş arasında meydana gelen yakınlığa akrabalık; bu durumda olan her bir kimseye de akraba denir. Akraba, hısım manasına gelen "karîb" kelimesinin çoğulu olup, aslı "akriba"dır. Fakat bu kelime Türkçe'mizde akraba şeklinde yaygınlaşmıştır. İslam'da akrabalar; 1. Aynı sülbden gelenler (kan akrabaları), 2. Evlilikle kurulan (sıhrî akrabalar), 3. (Diğer hukuk sistemlerinden ayrı olarak) Süt akrabaları olmak üzere üç kısımdır. Süt akrabalığı, bir kimsenin süt çağındayken (iki yaşına kadar) sütünü emdiği kadın ve akrabalarıyla kendisi arasında meydana gelen akrabalık ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Akraba

 Akli Delıl

Akli delıl Delîl; "Mürşid, rehber, kılavuz" anlamlarına gelir. Istılahda ise, "bilinmeyen şeylerin bilinmesini mümkün kılan şeydir." Veya "Kendisine iyice bakarak ve düşünerek, istenilene götüren şeydir." (el-Cüveynî, el İrşad, Mısır, 1369/1950, 8; elCürcanî, et-Ta'rîfat, İstanbul 1253, 61, et-Tehanevî, Keşşafu ıstılahati'lfünûn, İstanbul 1984, I, 492). Delîl, bize rehberlik eder ve bir şeyin doğru veya yanlış oluşu hakkında bizi bilgi sahibi ederek yol gösterir. Olumlu veya olumsuz, hüküm vermemizi sağlar. Delille öğrenilen ve doğruluğu kanıtlanan şeye "medlûl" denir. Delîller bir bakıma, aklı ve naklî (sem'î) olmak üzere ikiye ayrılır. "Vahye ve işitmeye dayanan delîle" naklî delîl denir. Naklî delile dînî delîl de denmektedir. Kur'an ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Akli Delıl

 Akide

Akide Bir şeye inanmak, bir kimseyi veya bir haberi tasdîk etmek ve kabul ile ona sadık kalmak; inanış tarzı, inanma şekli, telakki tarzı. İtikadla iman eş anlamlı olup, teslim ve boyun eğme anlamını da kapsarlar. Bir terim olarak iman* ise; Allah'u Teala'nın dinini kalb ile kabul etmek yani Rasûlullah (s.a.s.)'ın bildirdiği şeyleri kesin bir şekilde kalben tasdîk eylemektir. İman asıl bu tasdikten ibaret ise de, tasdîk edilen şeyleri, dil ile ikrar etmek, bunlar hakkında şehadette bulunmak da gereklidir. İmanını kalbinde gizleyen kimse Allah nezdinde mümin sayılırsa da; imanını dil ile veya davranış ve amelleriyle açığa vurmazsa, durumu insanlarca bilinemez ve onun ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Akide

 Akaıd

Akaıd Dînin temel hüküm ve prensiplerini özlü bir şekilde anlatan kaide ve düstûrlar. Akaid kelimesi inanç anlamına gelen "Akide" kelimesinin çoğul şeklidir. Kesin olarak inanılan şey, iman ve anlayış şekli demektir. Akaid; ibadeti değil, inancı; yani ameli değil, imanı esas alan İslamî kaîde ve hükümlerin tümüdür. Kısaca akaid, Kur'an ve Sünnet ışığında İslam Dini'nin iman esaslarından sistemli bir şekilde bahseden düstûrlardır. İslam'ın inanç manzumesi "Amentü" cümlesinde toplanmış bulunmaktadır. Bu da, Allah'ın varlığına ve birliğine, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah'tan geldiğine imandan ibarettir. Bunlar İslam akîdesinin ve tevhid* inancının esasını oluşturan temel düsturlardır. İslam'ın ilk dönemi olan ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Akaıd