Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Allah

Allah Kainatın ve kainatta bulunan tüm varlıkların yaratıcısı, koruyucusu olan tek varlık, ibadet edilmeye layık tek Rab, Mevla, Huda'ya ait özel isim. En yüce varlık olarak inanılan, bütün kemal sıfatları şahsında bulunduran ve her türlü noksan sıfatlardan uzak olan gerçek Ma'bud. Varlığı zorunlu olan tek yaratıcıya ait yüce bir isim. Bu isimle çağrılan bir başka varlık olmamıştır, olmayacaktır da. İsim, ifade ettiği ilahî manasıyla yalnız Allah'a aittir ve hiçbir kelime bu ismin manasını ve muhtevasını ifade gücüne sahip değildir. Bu isim başkası için de kullanılamaz (Meryem Suresi, 19/65). İsmin, ait olduğu yaratıcı bir olduğundan, ikili ve çoğulu da yoktur. Ancak cinsleri ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Allah

 Alfabe

Alfabe Bir dildeki sesleri karşılamak üzere kullanılan ve belli bir sıraya göre dizilen harflerden meydana gelen sistem. Bugün bu şekliyle kullandığımız alfabe kelimesi Yunan alfabesinin ilk iki harfi olan "alfa-beta" harfleri ve kelimelerinden oluşmuştur. Daha önceleri kullanılan Arapça alfabenin ilk iki harfi olan "Elif" ve "Be" harflerinden oluşturulun "Elifba" kelimesi kullanılıyordu. Her dilin kendine has bir alfabesi vardır. Dolayısıyla o dil ancak en güzel şekilde sadece o alfabe ile yazılabilir. Kur'an-ı Kerîm bugün Arap alfabesi dediğimiz alfabe ile yazılmaktadır. Kur'an-ı Kerîm de Arapça olduğuna göre en iyi bir şekilde ancak bu harflerle yazılabilir. Bunun dışında bir alfabe asla Kur'an dilini gereği ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Alfabe

 Alevi - Alevilık

ALEVİ - ALEVİLİK Dördüncü halife Hz. Ali'nin soyundan gelen, onu diğer sahabeden ve diğer üç halifeden üstün tutan mezhebe mensup kimse. Alevilik düşüncesi, ister açıkça, ister gizlice, Ali'ye uyup onun Kur'an'daki nas ve Resulullah (s.a.s.)'ın vasiyetiyle imamlığa tayin edildiğini ileri süren; imametin* onun soyundan dışarı çıkmayacağına inanan ve onu diğer sahabeden üstün gören zümrelerin başlattığı fikir ve siyasi kavgalarla ortaya çıkan" hareketin genel adıdır. Bu fikir ve harekete katılanlar, Ali'ye (r.a.) uydukları ve onu, öteki sahabilerin önüne geçirdikleri için Alevi; buna taraftar olanlara da 'tarafını tutan' anlamında "Şia"* denilmiştir. Şia, Aleviliğin ifade ettiği katılıktan daha mûtedil bir kelimedir ve İslam alimleri ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Alevi-alevilık

 Alem

Alem Bir şeyi belirli işaretler koymak suretiyle belirli bir hale getirmek. Bu, bir birliği altında toplayan bayrak olabileceği gibi, sancak ve özel isim manalarına da gelebilir. Kur'an'da "a'lam" uzun dağ sıraları olarak geçmektedir. Kendisine benzetilen olarak, mana kazanmıştır. Bir hadîs-i şerifte ise, işlemeli kumaş manasında kullanılmıştır. (Buharî, Libas, 22) Şamil İA

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Alem

 Aldatmak

Aldatmak Yanıltmak, hîle ve oyuna getirmek, kandırmak, iğfal etmek, dolandırmak, sözünde durmamak. Kur'an-ı Kerim'de aldatma, münafıklar*a yakışan çirkin bir huy olarak belirtilmiştir. Münafıkların en belirgin özellikleri Allah'a inanmadıkları halde, "inandık", diyerek başkalarını kandırmalarıdır. Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışan münafıklar aslında kendilerini aldatmışlardır. Allah mutlaka onların hîle ve aldatmalarını boşa çıkarır. İnsanlarla olan ilişkilerde de dürüst olmak gerekir. Başta alış-veriş olmak üzere her konuda başkalarını aldatmak ahlaksızlıktır. Dünyada insanları aldatmak mümkün olsa bile, Cenabı Hakk her şeyi kuşatan ilmi ile yapılanları bilecek ve ahirette bunun hesabını hilekar yalancılardan soracaktır. Bunun için asıl aldananlar, geleceklerini düşünmeden başkalarını aldatmaya çalışanlardır. Aldatmanın, doğru söylememenin nifak ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Aldatmak

 Alay, Alay Etmek

Alay, alay etmek Bir şeyle veya bir kişiyle eğlenmek, insanları hafife almak, tahkîr etmek, başkasının kusur ve noksanlarını söz, işaret veya yazı ile teşhîr etmek, toplumda küçük düşürme hareketleri. Alay etme duygusu insanlarda, kendini büyük görmeyle başlar; daha sonra karşısındaki insanı hiçe sayıp, ona tepeden bakmaya kadar gider. Neticede bu duygu insanları alaya aldırır, şeytanı Rabb'ine isyan ettiren böbürlenerek Hakkı kabûl etmemek ve insanları hor görmek şeklinde tezahür eden kibir ve gurur hastalığını ortaya çıkarır . Alay eden kimsenin gururlanıp kibirlenmesi yanında, alay etme hareketiyle mümin kardeşini incitmesi ve rahatsız etmesi de söz konusudur. Kibirlenmek haram olduğu gibi mümine eziyet de ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Alay, Alay Etmek

 Alak Suresı

Alak suresı Kur'an-ı Kerîm'in doksanaltıncı suresi. Ondokuz ayetten doksaniki kelime ve ikiyüz seksen harften ibarettir. Fasılaları, kaf, mim, ye, te ve be'dir. Bu surenin ilk ayetleri; Kur'an-ı Kerîm'in ilk nazil olan ayetleridir. Sure, İkra kelimesiyle başladığı için ona İkra suresi de denilir. Kalem kelimesi geçtiği ve kalemle öğretmenin öneminden bahsettiği için bazı selef alimlerince Kalem Suresi diye de adlandırılmıştır. Hz. Aişe (r.a.) validemizden nakledilen bir rivayette, bu surenin ilk ayetlerinin indirilişi hakkında, şu bilgiler verilmektedir: "Resulullah (s.a.s.)'a gelen ilk vahiy, uykusundaki sadık rüya halindeydi. Ne zaman bir rüya görse mutlaka gün aydınlığı gibi çıkardı. Sonra ona yalnız başına kalmak hoş gösterildi. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Alak Suresı

 Alacaklı

Alacaklı Başkasından nakit para veya mal alacağı bulunan kimse. Bu alacak, ticarî bir akitten doğabileceği gibi iş akdinden veya miras gibi bir haktan da doğabilir. Alacak kıyemî, (çarşı ve pazarda benzeri olmayan) bir mal ise, bunu aynen; mislî (standart mal) ise mislini alma hakkı doğar. Alacak vadeye bağlanmışsa, borçlunun onu vadesinde ödemesi gerekir. Eğer borçlu sıkışık durumda ise, ona kolaylık göstermek gerekir. Ayette: "Eğer (borçlu) darlık içinde bulunuyorsa ona geniş bir zamana kadar mühlet verin. Borcu hiç almayıp, bağışlamanız ise sizin için daha hayırlıdır" buyurulur (el-Bakara, 2/280). Ancak borçlular bunu tabiî bir hak gibi görmeye başlar ve kendilerini sıkıntıda göstererek ödemelerden ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Alacaklı

 Al-ı Aba

Al-ı aba Hz. Peygamber'in ehl-i beyti ile ilgili bir terim. Peygamberimiz (s.a.s.) ve onun kızı Fatıma, damadı Hz. Ali, torunları Hz. Hasan ve Hüseyin'den meydana gelen kişilerdir. Bunlara "Penç-al-i aba " ismi de verilmektedir. Tirmizî, Beyhakî ve Hakim'in rivayetlerinde Peygamber'in zevcesi Ümmü Seleme'den: "Ey Peygamber ailesi! Allah sizden sırf günahı gidermek ve sizi temiz yapmak ister" (el-Ahzab, 33/33) mealindeki ayet, benim evimde nazil olmuştur. Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hüseyin orada idiler. Resulullah üzerinde bulunan bir örtüyü (abayı) onların üzerine örtüp, "İşte bunlar benim ehl-i beytimdir.* Allah bu sebeple onlardan günahı götürdü ve onları temiz kıldı" buyurduğu rivayet edilmektedir. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Al-ı Aba

 Al, Alu Muhammed

Al, alu muhammed Hz. Peygamber (s.a.s.)'in ailesi, ehl-i Beyt. Al, ehil kelimesinden dönüşmüş olup, sözlükte; serap, aile, hısım, tabi ve taraf anlamlarına gelir. Ehlin çoğulu ehalî'dir. Bir erkeğin evinde oturanlara "ehl-i beyt", bir mezhebi benimseyenlere "ehl-i mezheb", bir kimsenin hanımına "erkeğin ehli" denir. Al ve ehil eş anlamlıdır. Ehlü'n-Nebî (s.a.s.) tabiri, Hz. Peygamber'in hanımları, kızları ve damadı Hz. Ali'yi yahut Resulullah'ın hanımları ile "AL" denilen erkeklerden ibaret olup torunlar ve zürriyetler buna dahildir. "Ehlü'l-Enbiya", her peygamberin ümmeti, demektir. Ehil, genel anlamlı bir isim olup, bir neseb, bir din, bir san'at, bir ev veya bir belde bağı ile meydana gelen insan topluluğu ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Al, Alu Muhammed