Alacaklı 
Alacaklı  Başkasından nakit para veya mal
 alacağı bulunan kimse. Bu alacak, ticarî bir akitten doğabileceği
 gibi iş akdinden veya miras gibi bir haktan da doğabilir. Alacak
 kıyemî, (çarşı ve pazarda benzeri olmayan) bir mal ise,
 bunu aynen; mislî (standart mal) ise mislini alma hakkı doğar. 
 Alacak vadeye bağlanmışsa, borçlunun
 onu vadesinde ödemesi gerekir. Eğer borçlu sıkışık
 durumda ise, ona kolaylık göstermek gerekir. Ayette: "Eğer
 (borçlu) darlık içinde bulunuyorsa ona geniş bir zamana kadar
 mühlet verin. Borcu hiç almayıp, bağışlamanız
 ise sizin için daha hayırlıdır" buyurulur (el-Bakara,
 2/280). Ancak borçlular bunu tabiî bir hak gibi görmeye başlar ve
 kendilerini sıkıntıda göstererek ödemelerden kurtulmak
 isterlerse bu da hakkı kötüye kullanma olur. Alacaklı bu
 tutumdaki borçlusuna kolaylık göstermeyebilir. Hatta Ebû
 Hanîfe'ye göre o, hapsedilerek ödemeye zorlanır. Ancak
 hacredilerek tasarruftan men edilemez. Çünkü başarılı
 bir işletme ile malı yeniden çoğaltması mümkündür
 ki, bunda alacaklının da menfaati vardır. İmam Ebû
 Yusuf ve İmam Muhammed'e göre, alacaklılar talepte bulunursa,
 borçlu hacredilir. Malı zorla satılarak, bedeli
 alacaklılara taksim edilir. Borçlunun sahip olduğu bu imkanlar
 zamanla bir kısım insanlarca kötüye kullanılmış;
 borçlular mallarını alacaklılardan kaçırmak için
 muvazaalı olarak başkasına satış göstermiş;
 bir hayra veya çocuklarına vakfetmiş veya hibede
 bulunmuşlardır. İşte bu durum
 karşısında müteahhirûn (12. yüzyıldan sonraki
 İslam hukukçuları) borcu mal varlığını
 aşmış olan kimselerin hacredilmiş olmasalar bile,
 alacakları razı olmadıkça hibe ve vakıf gibi
 tasarruflarının yürürlük kazanmayacağına fetva
 vermişlerdir. Hanbelî ve Malikî fakihlerinden sonra, Hanefîler
 de bu yolda fetva vermişlerdir. Nitekim Kanunî ve II. Selim
 devirlerinde Şeyhül İslamlık görevini yürüten Ebussuud
 Efendi sultana arzettiği maruzatında bu hükmü açıkça
 belirtmiştir (el-Kasanî, Bedayiu'sSanayi, V, 234;
 Fetava'l-Hindiyye, IV, 12, 13; H. Döndüren, İslam Hukukuna Göre
 Alım Satımda Kar Hadleri, Balıkesir 1984, s. 83 vd.;
 İslam Hukuku, İstanbul 1983, s. 144) 
 Alacak için bir vade belirlenmemişse akit fasit
 olur. Tarafların bir araya gelerek bu bilinmezliği gidermesi
 gerekir. Aksi halde alacaklı en kısa sürede alacağını
 almak isterken, borçlu da geç ödemek ister. Böylece menfaat çatışması
 olur. Vade konusunda, haftanın son günü, ay sonu gibi bir örf
 varsa buna uyulur. Mecelle'de vadesi bilinmeyen borçların
 ödenmesinde vadenin bir ay olarak belirleneceği prensibi
 getirilmiştir. 
 Nakit para ve misli mal borçlarında vadeyi uzatma
 karşılığı, ana borca ilave yapılamaz. Aksi
 halde faize girilmiş olur. Mesela, borcu vadesinde ödeyemeyen
 borçlu, "Bana üç ay daha vade ver, buna karşılık
 borcu % 30 arttırayım" dese, bu fazlalık faiz olur. 
 Borçların unutulmaması ve
 anlaşmazlık halinde belge vazifesi görmesi için yazıya
 bağlanması gerekir. Kur'an-ı Kerîm'in "müdayene"
 ayetinde, belli vadeye kadar olan borçlanmaların yazılması
 istenmiştir. (el Bakara, 2/282). Bu da İslam toplumunda ferdler
 arası ilişkilerin daha düzenli yürüyüp anlaşmazlıkları
 ortadan kaldırması hedef almaktadır. Ticari
 alış-verişlerden doğan borçlarda, paranın
 ödenmesi ile ilgili masraflar borçluya; malın teslimi ile ilgili,
 ambalaj, yükleme vb. masraflar ise satıcıya aittir. 
 Nakit para ve diğer misli mal (buğday, arpa
 gibi) borçlanmalarında, alacaklı hangi cins para veya mal
 vermişse, vade sonunda cins ve miktarda para veya malı talep
 etme hakkına sahiptir. Vade sonuna kadar paranın veya misli
 malın değer kaybetmesi veya kazanması, çoğunluk
 İslam hukukçularına göre dikkate alınmaz. Ancak ödeme
 tarihindeki değerleri üzerinden karşılıklı
 rıza ile değişik cins alınabilir. Mesela, bin dolar
 alacağı olan kimse, geri alma tarihinde borçlunun elinde mark
 cinsinden para olsa, bin doların tutarı kadar markı
 alabilir. 
 Hamdi DÖNDÜREN 
 
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.