vuhuv.com
  | 
İslam Ansiklopedisi
 
 Ashabu'l-yemın 
Sağa mensup olanlar, bereketli ve uğurlu
 insanlar, kıyamet gününde amel defterleri sağ
 taraflarından verilecek olan mutlu kimselerdir. (M. Hamdi Yazır,
 Hak Dini, Kur'an Dili, VII, 4706) 
Ashabû't-Yemin Kur'an-ı Kerîm'de altı defa
 zikredilmektedir. (el-Vakıa 56/27, 38, 90, 91; el-Müddessir, 74/39) 
Allah'u Teala ashabu'l-yeminin ahirette nail
 olacakları mükafatı şöyle anlatır: Ashab-ı
 yemin, ne mutlu ashab-ı yemine! Onlar dikensiz sedir ağaçları,
 uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular
 kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen, bol meyveler
 arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. Biz ashab-ı
 yemin için ceylan gözlü hurileri yeniden yaratmışızdır.
 Onları bakire, ellerine düşkün ve hepsini bir yaşta
 kılmışızdır. " (el-Vakıa,56/27-38) 
Bunlara ashab-ı meymene ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabu'l-yemın Ashabu'l-uhdud 
İslam'dan önce, Allah'a inananları,
 ateşli hendeklere atarak cezalandıran kafir bir topluluk. 
Ashab-ı Uhdûd'un kimler olduğu ve ne zaman
 nerede yaşadığı hakkında çok değişik
 rivayetler ve her bir rivayetin uzunca birer hikayesi vardır. Bu
 rivayetlere göre olay; Yemen, Necran, Irak, Şam, Habeş, Mecûsî
 veya Yahûdî kralları tarafından meydana getirilmiştir. Bu
 rivayetlerden herhangi birinin doğruluğu kesin değildir.
 Zaten Kur'an da bu olayı; yer, zaman ve faillerini belirtmeden
 zikretmektedir. Allah'a inanmayan kafir bir beldenin kralı, Allah'a
 inananları dinlerinden çevirmek, tekrar kendi sapık dinine döndürmek
 için müminlere eziyet eder, uzunlamasına ve derin hendekler,
 kanallar (Uhdûd) kazdırır. Bu hendeklerin içine büyük ateşler
 yakılır. Allah'a inanmaktan ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabu'l-uhdud Ashabu'l-meymene 
Sağ taraftakiler uğurlu kimseler
 anlamında Kur'anî bir terim. Allah'ın hoşnutluğuna
 uygun olan hayat tarzları dolayısıyla hesap gününde
 kitapları, yani amel defterleri sağ ellerine veya sağ
 taraflarından verilecek olanlardır. İhtiram mevkiinde
 bulunanlar, yüksek haysiyet sahibi kimselerdir. Amelleri hayırdan
 başka bir şey değildir. İyilik sever ve Allah'a itaatkar
 kimselerdir. 
Ashabu'l-Meymene, insanları hürriyete kavuşturmak
 için çalışırlar. Açlığın yaygın
 olduğu bir zamanda bir lokması bile kalmışsa bunu aç
 olanlara yedirir, yakını olan yetime, şiddetli fakirlik içindeki
 kimseye, yoksula vererek onların ihtiyaçlarını giderir.
 Bununla da kalmaz, elindekini verdikten sonra bir sabır olan
 Kur'an-ı ve onun nizamını, merhameti tavsiye eder.
 İşte bunlar, Ashabu'l-Meymene'dir. Ahirette mutlu olacak
 ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabu'l-meymene Ashabu'l-mes'eme 
Şeamet ve uğursuzluk getiren değersiz,
 meymenetsiz, kendilerine ve başkalarına uğursuzluğu
 dokunan kimseler. Kur'anî anlamına gelince Kur'an'da
 ashabu'l-meş'eme hayırsız, imansız ve kafir kimseler
 için kullanılmıştır. el-Vakıa, 56/9'da bunlardan
 söz edilmektedir. Burada iman edip birbirlerine sabır ve merhamet
 duygularını anlatan ve hakkı tavsiye eden müminlerden söz
 edildikten sonra: 
"Bizim ayetlerimize küfreden, inanmayarak
 nankörlük eden kafirlere gelince, onlar kitapları sol
 yanlarından verilecek olan, kendilerine de başkalarına da
 faydaları olmayan ashabu'l meş'eme olup bunlar uğursuz
 kimselerdir. " denilmektedir. 
Bunların ahiretteki durumlarının da
 şöyle anlatıldığını görüyoruz: "Üzerlerine
 bir ateş bastırılıp kapıları
 kapanacaktır. " (el-Beled 90/19). Bu tabirler Allah'a isyan
 etmiş ahirete inanmayan ashabu'l-Meş'eme'nin ebediyyen
 Cehennem'de ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabu'l-mes'eme Ashabu'l-medyen 
Akabe körfezinin doğusundaki Medyen şehrinde
 yaşamış bir kavim. Medyen akarsuları, bahçeleri,
 hurmaları bol bir şehir olup, Allah'u Teala burada yaşayanlara
 Şuayb (a.s.)'i elçi göndermişti. Şuayb (a.s.) onları
 ahiret gününe ve Allah'a imana çağırmıştır.
 Onlar ise Allah'a ve ahiret gününe inanmak şöyle dursun, putlarından
 ayrılmayacaklarını ısrarla belirtmişler,
 atalarının yanlış yollarından
 ayrılmamışlardır ve Allah'dan kendilerine gönderilen
 mucizeleri reddederek, günlük işlerindeki hile ve sahtekarlıklarına
 devam etmişlerdir Medyenliler. Yol kesmeyi, hırsızlık
 yapmayı, zayıfları ezmeyi alışkanlık haline
 getirmişlerdi. Ancak, güçlü bir aileye mensup olan Şuayb (a.s.)'a
 dokunamamışlardır. Neticede Allah'ın gazabı
 onları yakalamış ve bir sarsıntı ve gürültü
 ile mahvolmuşlardır. (Ayrıca bk. Ashabu'l-Eyke). 
Şamil İA   Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabu'l-medyen Ashabu'l-kehf 
Mağara arkadaşları veya mağarada
 uyuyanlar olarak bilinen bir grup mümin genç hakkında
 kullanılan bir tabir. Kur'an-ı Kerîm'in onsekizinci suresinde
 anlatılan ve sureye adını veren bu olay, Allah
 inancına sırt çevirip putperestliğe saplanan kavimlerini
 terkederek şehirden ayrılan ve bir mağaraya
 sığınan halleriyle insanlara ahiret inancı ve
 ölümden sonra dirilme hususunda ibret olan genç müminlerin
 hikayesidir. "Ashabu'l-Kehf ve'r-Rakim" yani "mağara
 ve kitabe halkı" diye de bilinen bu insanlar, içinde yaşadıkları
 toplumun inançlarını reddedip Allah'ın emir ve
 yasaklarından yana olduklarını belirttiklerinden, Roma
 askerî valisi tarafından takibata uğratılmış ve
 inançlarından dolayı cezalandırılmak
 istenmişlerdi. Böyle bir cezaya çarptırılmak istemeyen bu
 müminler şehirlerini gizlice terk ederek ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabu'l-kehf Ashabu'l-karye 
Köy veya şehir halkı anlamında Kur'anî
 bir tabir. Karye, insanların toplandığı küçük köy
 anlamındadır. Kur'an-ı Kerîm'de sık sık geçen
 bu kelime şehir' anlamına da gelebilmektedir. Yasin suresinde
 geçen "Ashabu'l-Karye" tabiriyle Antakya'da yaşamış
 bir topluluk anlatılmak istenmiştir. Allah'u Teala bu
 şehir halkına önce iki, sonra üç elçi göndermiştir.
 Onlar kendilerinin Allah'u Teala tarafından gönderilen elçiler
 olduğunu söylediklerinde oranın halkı: "Hayır
 siz de bizim gibi insandan başka bir şey değilsiniz. "
 (Yasîn, 36/15). deyip, onları yalanladılar. Hatta onların,
 beldelerine uğursuzluk getirdiğini, çekip gitmezlerse taşa
 tutacaklarını söyleyerek tehdit ettiler. Karşılıklı
 süren bu konuşmalar sırasında bir kişi şehrin
 öbür ucundan koşarak yanlarına geldi ve ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabu'l-karye Ashabu'l-hıcr 
El-Hicr bölgesinde yaşamış olan Semûd
 kavmi. El-Hicr, Suriye ile Hicaz bölgesi arasında kalan Vadiu'l
 Kura'yı yurt edinen Hz. Nûh (a.s.)'un oğlu Sam'ın
 neslinden geldiği söylenen Semud kavminin ülkesine verilen isimdir.
 Semûd kavmi, nesilleri devam etmiş olan Arab-ı Aribe'den
 gelmektedir. Yaşadıkları bölgeyi son derece mamûr bir
 hale getiren ve birçok sanat dalında bir hayli mesafe
 almış bulunan Semûd kavmi, Allah yolundan uzaklaşmış,
 ondan başkasına tapınmağa başladıkları
 için onları uyarsın ve tevhîd akîdesine yeniden davet etsin
 diye Cenab-ı Allah, Hz. Salih (a.s.)'ı peygamber olarak göndermiştir. 
Ashabu'l-Hicr tabiri Kur'an-ı Kerîm'in el-Hicr
 suresinde bir defa geçmektedir. "Ashabu'l-Hicr de peygamberleri
 yalanlamışlardır. " (el-Hicr, 15/80) Bu ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabu'l-hıcr Ashabu'l-fıl 
Komutanlığını
 Habeşistan'ın Yemen valisi Ebrehe'nin yaptığı ve
 Kabe'yi yıkmak niyetiyle harekete geçip de, Mekke yakınında
 Cenab-ı Hakk'ın gönderdiği bir kuş sürüsünün attığı
 taşlarla helak olan ordu. 
VI. asrın ortalarında Habeşistan'ın
 Yemen valisi olan Ebrehe, Arapların Kabe'ye olan saygılarını
 görerek dinî, siyasî ve iktisadî düşünceler içinde Arapları
 celbdebilmek için San'a şehrinde "el-Kulleys" adında
 haşmetli bir kilise yaptırmıştı. Çevrede yayınladığı
 bir tamimle Araplar'ı Kabe yerine Kulleys'i ziyarete çağırdıysa
 da, bu çağrı kabul görmedi. Hatta bir gece Kulleys'e gizlice
 giren bir Arap, hakaret olsun diye içine pisledi. 
Duruma son derece öfkelenen Ebrehe, Kabe'yi yıkmaya
 karar vererek büyük bir orduyla Mekke'ye doğru harekete geçti.
 ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabu'l-fıl Ashabu'l-eyke 
Sık ağaçlık, ağaçları
 birbirine sarmaş dolaş olmuş bir orman, yumuşak
 ağaçlıklı bir bataklık bölgesinde yaşayan kitle.
 Ashabu'l-Eyke son derece verimli bir arazî üzerinde yaşıyorlardı.
 İklimi son derece güzel ve mutedil idi. Buranın
 Kızıldeniz sahillerinde olan Medyen şehri olduğu
 bilinmektedir. Ashabu'l-Eyke tabiri Kur'an-ı Kerîm'de bir kaç kez
 geçmektedir. "Ashabu'l-Eyke de gerçekten zalim
 kimselerdi."(el-Hicr, 15/78)"Ashabu'l-Eyke resullerini yalanladılar"
 (eş-Şuara, 26/176) Ayrıca Sad, 38/13 ve Kaf, 50/14
 ayetlerinde de bu kavimden söz edilmektedir. 
Medyen veya Ashabu'l-Eyke halkına Hz. Şuayb (a.s.)
 gönderilmişti. 
"Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik.
 Dedi ki: 'Ey kavmim Allah 'a ibadet edin. Sizin ondan başka bir ilahınız
 yoktur... " (Hûd, 11/84). Allah'ın ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ashabu'l-eyke      
    
 
 |