GİRİŞ
Yazar sosyal hayatta avukatlık işiyle meşgul iken mahkemelerde sürtüşen insanları görünce bu işi bırakarak insan ilişkileri , insan Tanrı ilişkisi konularında çeşitli konferanslar ve kontültasyonlar vermeye başlamıştır . Onun amacı iyi bir yaşam felsfesi arayan insanlara yardımcı olmaktır . Yazar insanlarla yaptığım bu çalışma sayesinde Kendini Yönetme bilimini-bilinçaltını doğru kullanım alanlarına yönlendirme sanatını-geliştirdiğini söylemektedir . Ona göre kişi kendisiyle ilgili inandığı , hayal ettiği , güvenle beklediği şeyleri mutlaka yaşayacaktır .
Hiçbir şey çevreye veya şansa bağlı değildir . Dış dünyadaki her şey düşüncenin kullanımı yoluyla halledilebilir . Her sorunu kendini-yönetmeyle çözümlemek mümkündür . Anahtar Psikojenez"dir; yani her şey düşüncede başlar . Hayat sürekil kendisini yeniliyor , yeniden yaratıyor , bunu düşünceyle gerçekleştirmektedir .
BÖLÜM I
Her Şey Düşünceyle Başlar : Psikojenez ( düşünce+başlangıç ) , "her şey düşüncede başlar" demektir . Düşünce her şeydir . hayatı oluşturan şeyler , düşünce"nin sürekli değişen kreasyonlarıdır . Her şey önce bir fikirdi . Her birimiz Evrensel zekâ"nın birer fikî ürünüyüz . Fiziksel evren , düşünce"de yer alan şeylerin can çekişen kanıtı , son parıltılarıdır .
Düşünce sonsuzdur ; Düşünce"nin insan beyniyle sınırlı olduğunu söylesek bu yanlış olur . İnsan beyni Düşünce"nin bir aracıdır . Atomlarda var olan bu zekâ , hayatın her bölümünde , evrenin sonsuzluğuna doğru tekrar tekrar üretilir . Hayatın en küçük ayrıntısı bile , kendi dışında kalan kısmıyla uyum sağlayacak şekilde plânlanmış ve her ayrıntı evrenin bütünlüğüne katkıda bulunuyor . Tımar işlemini ilk sineğe kim öğretti ? Yüce bir Zekâ olmalı; hayatın her zerresine nüfuz eden , her şeyi bilen bir Akıl .
İnsana hakimiyet verilmiştir . O halde , yaratma fırsatı insana nerede veriliyor? İnsana seçim yapma ayrıcalığının , düşüncelerini yönlendirme otoritesinin ve fikirlerini ifade etme hakkının verildiği alan , bireysel yaratıcılık alanıdır . Evrensel Akıl"la birlikte kendi hayatını yaratır .
Düşünce hem yönetici hem üreticidir . Hayatın erkek boyutu , hepimizin içindeki bilinçli ve yönetici düşüncedir . Dişi boyutu ise bilinçaltından gelen alıcı ve yaratıcı yollardır . Kadın ya da erkek olmanız önemli değil , herkes hem erkek yönetici hem de dişi yaratıcı düşünceyi kullanır .
BÖLÜM II
Kendini Yönetmenin Yolu : Bilinçaltı , bedenin yapıcısı olarak bilinir . Bedenin forksiyonlarının otomatik olarak yürümesini sağlar . Büyük istemdışı hayat sürer . Her şey hürika bir biçimde hazırlanmış insan için . Bedenin gelişimi , tüm fonksiyonları bilinçaltı tarafından yönetiliyor . Bilinç; bilinçaltına direktifler verir . Bilinçaltı yalnızca emirler alıp bunları mantıki kıyaslamayla ( kurala dayalı çıkarımla ) yargılayarak yerine getirdiği için gönüllü hizmetkâr bilinçaltı , günümüzün modern bilgisayarlarından daha gelişmiş bir bellek sistemine sahiptir . Hatta düşünmediğiniz , dikkat etmediğiniz şeyler dahi orada depolanır ve gerektiğinde ortaya çıkarlar . Bilinçaltınıza yalnızca birey emir verebilirsizin .
Yazar kendini yönetme hususunda düşüncelerini şöyle beyan etmektedir . Düşüncelerimi seçme hakkım olduğunu idrak ettim . Başkalarının benimle ilgili düşünceleri beni bağlamaz . Ben izin vermedikçe kimse benim düşüncelerimi biçimlendiremez . Kendim için sağlık , mutluluk , refah , sevgi ve anlayış düşncelerini seçiyorum . Korku ve nefrete düşüncelerinde yer yok . Bu andan itibaren hayatının hakimi benim .
BÖLÜM III
İste ve Sahip Ol : Kendimizi neyle ve nasıl tanımlarsak öyle olmaya meylederiz , diyor Ernes Holmes , "Düşündüğümüz şey yavaş yavaş bilinçaltında kalıplaşır ve gerçek bir deneyimle kendin gösterir" . Tanrı , sonsuz Sevgi , Sağlık , Bilgelik ve Bolluk"tur . Felsefi çalışmalar gösteriyor ki insanoğlu son yıllarda daha önce tanımlayamadığı bir çok şeyi anlamaya çalışmıştır . Artık , düşüncenin eylemlerini tanımlamaya başlıyor ve günlük deneyimlerimizle aralarında bağlantı kurabiliyoruz . Burada , düşüncenin düzenli , bilimsel süreci ortaay çıkmaktadır . Bu düzenli süreci anladığımız zaman düşüncelerimize egemen olabiliriz . Yazar buna kendini-yönetme diyor . Diğer ismiyle bu Psikojenez"dir . Psikonjenezde şu yasa kullanılır . Bilinçli olarak düşünülen her düşünce , bilinçaltını etkiler ve bu etki , düşüncedeki güç ve arzunun derecesine bağlı olarak eyleme dönüşür . Kaderciler hayatın Tanrı tarafından önceden takdir edidiği şekilde tezahür ettiğine , onu hiçbir biçimde değiştiemeyeceklerine , hayatlarının kontrolünün asla kendi ellerinde olmadığına inanırlar .
BÖLÜM IV
Kendiniz Olma Cesaretini Gösterin : Konuşurken yüz ifadeniz sözlerinizle uyum içinde olsun . Örneğin , eğer cennetten söz ediyorsanız , gözleriniz parlamalı , yüzünüz ışık saçmalı . Eğer cehennem hakkında konuşuyorsanız , sadece günlük ifadenizi takının yeter . İnsan bilinçli olarak düşünebildiği , güvenle beklediği ve mümkün olduğuna inandığı her şeyi yapabilir . Evren sınır koymaz; biz inançlarımızla sınırlarız kendimizi . Bir insan kendini arıyorsa , kaybettiği yere bakmalıdır . Acaba hiç tanımış mıdır kendisini? İnsan oğlunun her biri kendi özgürlüğüne sahip eşsiz ağırlıklardır . Bize karşıymış gibi gördüğümüz şeyler aslında kendi yarattığımız şeylerdir . Gerçek Ben"in karşısında yer alabilecek güç yoktur .
Düşüncelerinizi seçme cesaretin gösterin ve onları iyi koruyun . Yalnızca düşünceleriniz üzerinde mutlak bir kontrole sahipsiniz . Bu insanın yüce doğasını yansıtır . Kendi düşüncelerini yönetemeyen kişi , başka hiç bir şey yönetemez . Düşünce insanın ruhsal varlığıdır . Düşünce nedir ? Beyin ve düşünce farklı şeylerdir . Beyin düşüncenin aracıdır . Düşünce evrenseldir . Düşünmek demek düşünceyi kendi algılamamız ölçüsünde kullanmak demektir . Düşünce sınırsızdır . Hiçbir şey düşünceyi kuşatamaz . düşünce âlemi , insanın kafatasına hapsedilemez . Beyin hücrelerinin sayısının bu işte hiçbir rolü yoktur . Önemli olan , düşünceyi nasıl kullandığımızdır . Dolayısıyla Evrensel Depo"dan fikirler almak için bilincini açan kişi , yalnızca aldığı eğitimle kazandığı niteliklerine güvenen kişiden daha etkili bir düşünürdür .
Bilinç sadece uyanık olduğumuz zaman iş başındadır; ama düşüncenin bilinçaltı kullanmı yirmi dört saat sürer . Bilinçaltı beden fonksiyonlarını düzenler . Geç saatte akşam yemeğini yiyip , uyurken devam edecek olan sindirim olayını düşünmeden huzur içinde yatabilir insan . Hayatımıza hakim olmanın yolu bilincimizi kullanmaktan geçer . Bir şeyi düşündüğümüz zaman , tıpkı toprağa ekilen tohumun meyve veren ağaca dönüşmesi gibi bu düşünce de gelişmeye başlar . yönetimi yürüten bilinçtir .
BÖLÜM V
Amaçlara Ulaşmak İçin Beş İlke : Yazar şunları kısaca şöyle ifade eder . 1- Kendiniz için ideal zihinsel imajı belirleyin . 2- Çaba göstermeden , yalnızca inanmak hiçbir işe yaramaz . 3- Düşüncelerinizi kendinize saklayın . 4- Esnek olun; gerekirse plan değişikliği yapın . 5- Gözlerinizi hedeften ayırmayın , işi yarı yolda bırakmayın . Amaç öyle seçilmelidir ki insan bu amaca sonunda ulaşabileceğini kabul edebilsin . İnanç ilk adımdır , birey kendisine ve içindeki güce inanmalıdır . Eğer amacınız bir kitap yazmaksa , kafanızda kendinizi bir yazar olarak canlandırın . Amaçlarınızı yalnızca kendiniz yargılayabilirsiniz . Güç"ün sevgiyel kullanılması gerektiğini bilerek ideal zihinsel imajı yaratmakla işe başlıyor ve İç Rehberimiz"in gösterdiği yolda ilerliyoruz . Gerçekleşmesini istediğimiz "ilham içimizde aramalıyız" . Dikkatinizi amacınız üzerinde yoğunlaştırırsanız , bilinçaltınız ayrıntıları halleder . Başarıya ulaşmanız için gerekli olan yardımı sağlayacak insanları bulur , fırsat ve ortamları hazırlar . yapmanız gereken şey , gerçekleştirmek istediğiniz amacı deneyimleme bilincini geliştirmektir .
BÖLÜM VI
Sınırsız Fikir Kaynağını Kullanma : Evrensel Bilinçaltı"na , tüm fikirlerin görünmeyen kaynağına güvenmeyi öğrenmiştir Kullandığı araç , sezgisidir . Sezgi , direkt bilme , yüce yol göstericilik , aydınlanma , fikirler ve içe doğma olarak adlandırılır . Nereden geldiği anlaşılamayan ve içimizin derinliğinden çıkıp gelen ikirler hep sezgidir . Dr . Sorokin: İnsanın yaratıcı zekâsıyla ilgili olan bilim , din , felsefe , teknoloji , törebilim , hukuk , güzel sanatlar , ekonomik ve politika gibi alanlardaki tüm başarıların ve keşiflerin asıl kaynağı bilinçötesi gibi görünüyor demektedir . Bilinçötesinden yararlanamıyorsa Galileo , Newton , Eflatun ya da Kant gibi olma konusunda hiçbir şansı yoktur . Mucitlerin , yazarların , sanatçıların , bestecilerin fikirlerini nasıl ürettikleri konusunda araştırmalar yapılmakta . Gösteriyor ki fikirler en umulmadık anda , insanlar mücadeleden vazgeçtiklerinde , yarı uykudayken ya da hayal kurarken orataya çıkmaktadırlar . Yaratıcılığın ortaya çıkması yüzeysel düşünceden uzaklaştığımızda bilinçaltının kaynakalarına dalıp derinlemesine düşündüğümüzde ortaya çıkmaktadır .
Yaratıcılığı geliştirmek için dört kural : 1- Düşüncelerimizi bir noktada yoğunlaştırmalıyız . 2- Derinlemesine düşünmeli 3- Fikirler geldiğinde yakalamaya hazır olmalıyız . 4- Fikirleri kullanmaya hazır olmalıyız .
BÖLÜM VII
Yaratıcı İmgelemenin Gücü : Yaratıcı imgelemeyi iki yoldan öğrenebiliriz . Genellikle sapih olduklarımızla bulunduğumuz yerden başlamamız söylenir; fakat yazar bunu başta değil de sonda başlatmaktadır . Düş kurmaktan korkmayın . Hayat düşlerden yaratılır; ancak düşleriniz gerçekleşeceğine gönülden inanın ve onları gözönünüzde çoktan gerçekleşmiş gibi canlandırın . Einstein düş gücünün bilgiden daha önemil olduğunu söylemiş .
BÖLÜM VIII
Kendine Güven Nasıl Oluşturulur : Yoğun ilgi ve dikkat , kişinin cesaretini kırar , insan kendisini , davranışlarını gözlediğinde , kendisi hakkında bilinçli olduğunda , kendisine güvenini yitirir . Kişiye eleştirel gözlerle bakılması onun dengesini yitirmesne ve sınırlamalarının farkına varmasına neden olur . Korku ortaya çıkar . Korku kendini koruma içgüdüüyle geliştirilen bir duygudur .
Kendine güvensizlik , her şeyin sınırlı insan benliğine bağlı olduğnu düşünmekten kaynakalnıyor . peki bunun zıddı nedir? Bu , "Kişilğnize mi yoksa Ben"e mi inanıyorsunuz" sorsuna vereceğiniz yanıta bağlı . Güvenimizi neye bağlıyoruz? Güvenin insanın sonradan edindiği kimlikte veya küçük benliğinde nasıl bulunacağını söylenemez . Bu , insanlarla mümkün değildir , ama Tanrı"yla her şey mümkündür .
BÖLÜM IX
İlk Adım : Karar Vermek Kesin kararlar vermeyi öğrenmeliyiz . İnsna seçme hakkı verilmiştir . Kullanıp kullanmamak kendisine bağlıdır . Yanlış seçim yapmaktan korktuğumuz için seçim yapmaya çekinirsek bilinçaltının eli kolu bağlanır , çıkmaza girer ve hiçbir şey başaramaz .
BÖLÜM X
Kendini-Yönetme Refah Getirir : Gerçek refahın beş temel ilkesi ;
1- Tanrı"nın bize duyduğu Sevgi kişiye , yere , şarta ve ortama bağlı değildir . 2- Kendi kendimize koyduğumuz sınırlamaları ortadan kaldırıp Sonsuz"un bizde hüküm sürmesine izin vermek yine kendi elimizdedir . 3- Her insan sonsuzluğu kendi sözleriyle bireyleştirir . 4- Düşündüğünüz , inandığınız ve güvenle beklediğiniz her şey mutlaka gerçekleşir . 5- Verdiğiniz ölçüde Hayat"tan geri alırsınız , Hayat"la bir bütünsünüz .
Zenginlik bilinci oluşturmak için gerekli olan beş prensib .
1- Tanrı"nın sevgisi her yerde mevcuttur ve kişiye , yere ve çevreye bağlı değildir . 2- Daireyi silin-sınırları ortadan kaldırın ve sonsuzluğun sizinle yaşamasına izin verin . 3- İnasn O"nun sözünü onuşarak Sonsuzluğu birelleştirir . 4- Düşünebildiğiniz , inanabildiğiniz ve alabildiğiniz her şey mutlaka gerçekleşir . 5- Verin ki hayat da size geri versin . Asıl zenginlik ruhsaldır , tüm iyiliğin Tek Kaynağı"nın varlığından haberdar olmaktan kaynaklanan iç güvene ve ruhsal bilinçliliğin derecesine bağlıdır .
BÖLÜM XI
İşler kötü Gittiğinde Ne Yapmalı : Emmet Fox"a göre şans diye bir şey yoktur . Hiçbir şey şans eseri olamaz . İyi ya da kötü , yaşadığınız her şey değişmeyen , kaçınılmaz yasanın bir sonucudur . Ve o yasayı yöneten de yalnızca sizsiniz . Sizen hiçbir zarar veremez , fakat çoğu zaman öyle görünür .
BÖLÜM XII
Zamanın Efendisi Olun : Zaman insanların sonsuzluk ölçüsüdür . Şimdiye kadar zamanla ilgili doğal kabul ettiğimiz her şey insan düşüncesinin ürünüdür; görecelidir . Zamanı uzay sayesinde ölçebilyoruz; zaman bir nesnenin uzaydaki bir noktadan başka bir noktaya geçtiğ aralıktır . Zaman aralığı olarak düşündüğümüz budur . Bilinç her zaman insan yargılarına göre mantık yürütür ve karşılaştırır . Bilinç her şeyi geçmiş deneyimlere bağlayarak göreceli düzeyde değerlendirir . Bilinçaltı , bilinç gibi zamanın farkında değildir . Bilinçaltı bilincin direktiflerini soru sormadan ve tam olarak uygular . Bilinçaltı geçmiş veya gelecek diye bir şey bilmez . Hep şimdikiz zamanda çalışır . sonsuz Şimdi"de çalışır .
Hipnotize edilmenize izin vermeli , bilinçaltınızı geçici olarak başka birinin bilincine bağlı kılmalısınız . Hipnotizma kelimesi Yunanca "uyumak" anlamına gelen "hypnos" kelmesinden alınmıştır . Yunan mitolojisinde Tanrı Hypnos uyku tanrısı olarak kabul edilirdi .
BÖLÜM XIII
İyi Bir Bellek İçin Dört İlke :
1- Dur-Bak-Dinle . Hatırlamak istediğimizi hatırlatır .
2- Öğrenme Süreci , fikirlerin birleştirilmesinde bağlıdır .
3- Sizin için çalışmasını istiyoruz belleğinize güvenir .
4- Kendini-yönetme , kesin sonçlar getiren kesin bir eylemdir .
Bellek dersi veren herkes , zayıf bellek diye bir şey olmadığını kabul ediyor . Unutmak denilen şey ilk etapta öğrenmemekten başka bir şey değil . Bellek kasa benzer . Zayıf bir kas egzersizle geliştirilmemiş kastır . Zayıf bellek denilen şey , yeterince eğitilmemiş bellektir . Birleştirme belleğin temelidir . Hatta o olmadan bellek olamaz . Hatırladığınız şey-bir isim , bir yüz , bir kitaptan bir satır- sizin tarafınızdan yapılan birleştirmenin sonucudur . Zihnimizin; duyduğumuz , söylediğimiz , düşündüğümüz her şeyi kaydetmede ne kadar titiz olduğunu anlarsak , belki ihtiyaç duyduğumuz bilgiyi hatırlama yeteneğimize daha fazla güveniriz .
BÖLÜM XIV
Sakinleştirici Haplar Almadan Rahatlama : Yazar iyi bir gece uykusundan daha rahatlatıcı bir şey yoktur demektedir . Çoğu insan gergin bir şekilde yatağa girer ve sabah daha da gergin kalkar . Rahatlamış olarak uyanmak istiyorsanız rahatlamış olarak uyumanız gerekir . Sükûnet ve içsel denge başkası tarafından sağlanabilecek bir şey değildir . İçten gelir . Huzur içsel bir meseledir .
Psikojenez; psikojenez sayesinde her şey düşüncede başlar . Rahatlama , gerginlik , huzur ve denge hep birer ruh halidir .
BÖLÜM XV
Endişelenmeyi Bırak , Yaşamaya Bak : Endişe , zihinde dolaşan inc ebir korku akıntısıdır , ne kadar uzun süre akarsa o kadar derin izler bırakır . aklın tüm yanıtlara sahip olduğunu unutmayın . Yazar şöyle bir tavsilyede bulunmaktadır: Her güçlükten bir çıkış yolu olduğunu bilin . "Düşünce"yle her şeyin mümkün olduğunu bilin . En yaygın dört endişe;
1- İhtiyaçlarımızı karşılamak için yeterli para olmayacağı endişesi .
2- Gelecekte beden sağlığının yitirileceği endişesi .
3- Zihin sağlığının yitirileceği endişesi .
4- Yalnız bırakılacağımız , sevgiden yoksun bırakılacağımız endişesi .
Endişelerden vazgeçmenin üç yolu ; 1- Tanrı"nın orada olduğunu anlamak , 2- Olumlu dşünmeye çalışmak , 3- Yol gösterilmesi içni dua ettikten sonra olumlu tavır takınmak .
BÖLÜM XVI
Korku , Korkuyu Yenmek : Korkuyu yenmekte ilk adım , korkulan şeyin daha iyi anlaşılmasıdır . Bir insandan korkuyorsanız , onunla konuşun ve onu motive eden şeyin ne olduğunu anlamaya çalışın . belik de sizin ona yapabileceklerinizden korktuğu için öyle davranıyor . Korkular genelde ön yargılardan kaynaklanıyor .
BÖLÜM XVII
Sigarayı Bırakmak : Alışkanlıklar önce bilinçli düşünceyle , sonra bilinçsiz davranışla oluşturulur . Kişinin bugün için bilinçli düşünce olarak kabul ettiği şey , yarın aklın derinliklerine yerleşmiş ama aktif bir düşünce alışkanlığı haline gelebilir . Yapıcı ve yıkıcı alışkanlıklar vardır . Bilinçaltı ince eleyip sık dokumaz . Asla yargıda bulunmaz . Çıkarımcı mantık yürütme yoluyla çalıştığı için verilen emri mutlulukla yerine getirir . Sigarayı bırakmak için ; 1- Bu sizin seçiminiz olmalı , 2- Bilinçaltına verdiğiniz her zaman olumlu olsun , 3- Kendinizi yeni bir zincirleme reaksiyon hazırlayın . 4- Kendinizi sigaradan kurtulmuş kabul edin .
BÖLÜM XVIII
Uykusuzluk Hastalığını Yenebilirsiniz : Rahat bir uykunun tadını çıkarmak için; 1- Uyumak için yatağa girin . 2- Uyumadan önce geçmiş tüm hatalarınızı ve başarısızlıklarınızı unutun . 3- Hiçbir zaman uyumamaktan korkmayın . 4- koyun yerine size sunulan nimetleri sayın . 5- Kendiliğinden akan bu büyük hayat"ın bze kuvvet ve umut verdiğini bilerek yatıp uyuyabiliriz .
BÖLÜM XIX
Cesaretsizliğin Çaresi : Cesaretsizlik Fransız kökenli olup , "kalbe ait" demek olan cour+age kelimelerinin birleşimidir . Başarısızlık , depresyon , keder , hüzün , endişe , melankoli veya kasvet gibi kaçınmaay çalıştıımız olumsuz kelimelerden biridir . İnsan ara sıra , kısa bir sür için düşüş gösterebilir . Bu döşüş devreleri doğaldır . Bunlara korkuyla bakılmamalı , yenilik için yükselme ve daha büyük başarılara hazırlanma zamanı olarak görülmelidirler .
BÖLÜM XX
Kendini İyi Yönetme , Sürekli Huzurdur : Her erkeğin ve kadının amacı olan gerçek huzur bir sükûnet halidir; rahatsızlık , endişe , sıkıntı ve heyecanlardan sıyrılmaktır . Yaratıcı olmak için hayatla uzlaşmak gerekir . Tarihe bakacak olursak , insanoğlunun en yaratıcı dönemlerinin , savaş ya da diğer krizler gibi büyük stres ve kargaşa anlarına denk geldiğini görürüz .
Değerlendirme :
Jack Ensıgn Addıngton İnsan oğlunun düşünce gücünü kullanarak hayatını yönlendirebileceğini dolayısıyla yaşam boyu mutluluğu yakalayacağını dile getirmektedir . Yazar bireyin zihinsel yapısı ve psikolojik yapısıyla yakından ilgilenmektedir . Ona göre yaşamı yönetem şey düşünme biçimidir . Bu insanın başarıdan başarıya koşturduğu gibi başarısızlığa da götürebilir . Ona göre düşünce Evrensel aklın denetiminde insan oğluda bu büyük zekanın görüntüsü ve formudur . Düşüncenin evrensel olduğunu bunun beyine veya kafatasına sıkıştıralamayacağını net bir şekilde dile getirmektedir . İnsan oğlu en büyük yaratıcı gücüne sahiptir . Bu da düşünme gücüdür .