Radyasyon 
 RADYASYON 
Radyasyon ,  yaşamın doğal bir  parçasıdır .  Zamanın başlangıcından itibaren radyasyon vardır ve yaşadığımız  evrenin ayrılmaz bir parçasıdır .  Gerçekte ,  dünyadaki bildiğimiz yaşam ,   radyasyonun varlığı ile gelişmiş ve yaşantımız ona bağımlı kılınmıştır .   Radyasyonun faydalı olduğu kadar bazı durumlar karşısında zararlı etkiler  gösteren birçok farklı çeşidi vardır .  Örneğin; ısı radyasyonu sıcaklık sağlar;  fakat yanıklara neden olabilir ,  ültraviyole radyasyonu bronzluk sağlar; fakat  deri yanıklarına neden olabilir ve görünür ışık radyasyonu nesneleri görmek için  gereklidir; fakat ani bir flaş ,  görme bozukluğuna neden olabilir .  Bu tür  radyasyonun kullanımının riskli olduğunu bilir; fakat radyasyona ihtiyaç duyar  ve onu kullanırız ,  birçok konuda radyasyon ile rahatlık hissederiz ve radyasyonu  kabul ederiz .  
Bununla birlikte ,  "iyonlaştırıcı"  radyasyon olarak adlandırılan diğer bir radyasyon çeşidi bizim için son derece  önemlidir .  Uzaydan ,  güneşten ve dünyada doğal olarak oluşan radyoaktif  elementlerden ,  daima iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalırız .  Doğal radyoaktif  maddeler vücudumuzda ,  soluduğumuz havada ve yediğimiz yiyeceklerde her zaman  bulunmaktadır .  
Endüstri ve tıp alanında kullanılan  X-ışınları ile radyoaktif maddeler diğer iyonlaştırıcı radyasyon kaynaklarıdır .   İyonlaştırıcı radyasyonlara ,  duman detektörleri ,  televizyon setleri gibi bazı  tüketim maddeleri ile nükleer güç santralleri nedeni ile de maruz kalınır .  Bu  ürünlerin çalışmaları iyonlaştırıcı radyasyonlara bağlıdır; fakat yapıları  nedeni ile yayılan radyasyon ,  doğal çevre radyasyonunun küçük bir kesrinden daha  büyük olamaz ve bazı durumlarda çok zor ölçülebilir .  
 Radyasyon Nedir? 
Radyasyon uzayda yayılan enerji olup ,   insanoğlunun yaşadığı çevrenin bir parçasıdır .  Bilinen örnekleri ise güneşten  dünyaya gelen ışık ve ısıdır .  X-ışını ve radyo dalgaları da radyasyonun  türleridir .  Radyasyon atomlardan gelir .  Doğada bulunan her nesne atomlardan  oluşmuştur .  Atomlarda ,  proton ,  pozitif ve elektron ,  negatif elektrik yüklüdür .   Bu elektriksel çekim ,  elektronları yörüngede tutar .  Bir araya gelen atom  grupları molekülleri oluşturur .  Atomlar ve moleküller hareketlerinden dolayı  kinetik enerji veya yapılarından dolayı potansiyel enerjiye sahiptirler .  
Atomlar ve moleküller enerji  soğurabilir ve artan enerji miktarına göre hareket yapılarında değişiklik olur;  fakat atom ve moleküller enerji de yayabilirler .  Bu da onların kinetik ve  potansiyel enerji konumlarındaki değişikliklere neden olur .  Örneğin ,  mum  yandığında ,  mumun molekülleri ile havadaki oksijenin birleşmesi sonucu mumun  yapısında değişiklikler olur .  Bu yapısal değişikliklerin sonucu ısı ve ışık  formunda enerji ortaya çıkar .  Farklı kaynaklardan yayılan farklı tipteki  radyasyon ,  kaynakların ve radyasyonun özelliğine bağlı olarak farklı enerjilere  sahiptir .  Isı ve ışık radyasyonları ile mikrodalga ve radyo dalga radyasyonları ,   elektromanyetik dalga enerjisine örnek olarak verilebilir .  
Bilinen ışık olarak kabul ettiğimiz  elektromanyetik dalgalar ,  kızılötesi ısı dalgalarından daha fazla enerjiye sahip  olmasına rağmen mikrodalgalar ve radyo dalgaları kızılötesi dalgalardan daha az  enerjiye sahiptir .  X-ışınları ve gama ışınları dalgaları ise bunların hepsinden  daha fazla enerjiktir .  Çok yüksek enerjili bu dalgalar ,  yüksek giricilik  özelliğine sahiptir .  Bu nedenle X-ışınları tıbbi alanda organların  görüntülenmesinde kullanılır .  Duyularımız ile yalnız kızılötesi ve görünür  bölgedeki ışığın elektromanyetik dalgalarını algılayabiliriz .  Diğer  elektromanyetik dalgaları özel cihazlardan geçirerek ,  duyu organlarımız ile  algılayabileceğimiz sinyale dönüştürerek kontrol edebiliriz .  Örneğin; radyo  dalgalarının sese dönüştürülerek algılanabilmesi gibi .  Elektromanyetik  dalgaların dışında radyasyon ,  yüksek hızda hareket eden parçacıklardan da  oluşur .  Bunlar kararsız atomlardan yayılan elektronlar ,  protonlar ,  nötronlar ve  alfa parçacıkları gibi çeşitli tiplerde olabilir .  Özetlersek ,  radyasyon  elektromanyetik dalgalar veya hızlı parçacıklar şeklinde yayılan enerjidir .  
Isı ve ışık enerjisi uzayda dalgalar  şeklinde yayılır .  Güneşten gelen bu ısı ve ışık radyasyonu görülebilir veya  hissedilebilir .  Daha fazla veya daha az enerjili diğer radyasyonlar duyu  organlarımız ile algılanamaz; fakat duyarlı cihazlar ile ölçülebilir .  Örneğin;  radyoaktif artık yönetimi için camlaştırma çalışmalarında kullanılan fırından  yayılan ısı enerjisinin kızılötesi tekniği ile çekilmiş fotoğrafı ve aynı  fırının görünür ışığa duyarlı teknik ile çekilmiş fotoğrafları örnek olarak  verilebilir .  Enerji ,  elektromanyetik dalgalar olarak bilinen görülemeyen  dalgalar şeklinde yayılır .  Radyo ve televizyonlar ,  bu elektromanyetik dalgaların  kullanılması esası ile çalışırlar .  
Mikrodalgalar yemek pişirme  fırınlarında ve uzun mesafeli telefon konuşmalarında kullanılır .  Yüksek  frekanslı radyasyonlar en büyük enerjiye sahiptir ve giricilik özellikleri en  fazladır .  Bunlar tıp ve endüstri alanında değişik amaçlarla kullanılırlar .  Bu  radyasyonların en fazla enerjiye sahip olanları iyonlaştırıcı radyasyon olarak  isimlendirilir .  Radyasyonun yararlarının yanı sıra bazı zararlı etkileri de  bulunmaktadır .  Örneğin yaşamımız için güneş enerjisine ihtiyacımız olmasına  karşın aşırı ışınlanma durumunda güneş ışınları cilt yanığına ve bazı durumlarda  da deri kanserine neden olabilir .  Aynı şekilde mikrodalga fırınlarında  olabilecek kaçaklar da ısı etkisi nedeniyle zararlıdır .  Elektromanyetik dalgalar  dışında ,  atomların bozunması sonucu oluşan radyasyonun da faydalı kullanım  alanlarına paralel olarak yeterli korunma sağlanmazsa bazı zararlı etkileri  bulunmaktadır .  
 Radyoaktif Bozunma Nedir? 
Atomlar ,  elementlerin en küçük  birimidir .  Hidrojen ,  karbon ,  oksijen ,  uranyum ve bunların dışında 92 doğal  element vardır .  Atomların çoğu kararlıdır .  Örneğin; Karbon-12 atomu kararlıdır  ve bozunmaz; yani Karbon-12 atomu olarak kalır .  Bununla beraber Karbon atomları  hem kararlı hem kararsız formda bulunabilir .  Karbon-14 atomu Karbon atomunun  kararsız bir formudur ve Karbon-12ye göre çekirdeğinde 2 nötron fazlalığı  vardır .  Sonuçta Karbon-14 atomu bozunarak tamamen farklı yeni bir element  atomuna dönüşecektir .  Kararsız atomlar "Radyoaktif" olarak ifade edilir ve  kararsız atomun fazla enerjisini vererek kendiliğinden ,  daha kararlı yeni bir  atoma dönüşmesi olayı "Radyoaktif Bozunma" olarak ifade edilir .  
 
Radyoaktif atomlar ,  tıbbi teşhis ve  tedavi yöntemleri ile araştırma çalışmaları ve nükleer enerji üretimi için  önemlidir .  Radyoaktif bozunma olayı fotoflaş ampulüne benzetilebilir .  Ampulde  depolanan enerji flaş ışığı şeklinde ortaya çıkar .  Flaş ampulünün ışık vermesi  sonucu ,  depoladığı enerjisi ortaya çıkan ampulün fazla enerjisi kalmamış olup  diğer kararlı forma dönüşür .  
Benzer şekilde radyoaktif atom ,   enerjisini vererek yeni bir forma dönüşür .  Flaş patlaması olayından farklı  olarak radyoaktif atomun bozunma sonucunda yeni forma dönüşen atomu da  radyoaktif olabileceği gibi yeni forma dönüşen radyoaktif atomun kararlı atom  haline gelebilmesi için bir dizi bozunma gerekebilir .  Her bir bozunma olayında  radyasyon bir enerji şeklinde ortaya çıkar .  
Radyoaktif atomların bozunma sonucu  radyoaktif olmayan maddelere dönüşmesi nedeni ile zamanla radyoaktiviteleri de  yok olur .  Radyoaktif bozunma olayında radyoaktif atomların sayısının yarıya  inmesi için geçen zaman yarılanma süresi olarak ifade edilir ve her bir  radyoaktif atom için bu süre farklıdır .  Radyoaktif atomların kararlı atom haline  dönüşmesi için iyonlaştırıcı radyasyon yayımlaması ,  radyoaktif bozunma olarak  ifade edilir .  Son kararlı duruma erişme süresi ,  gerekli bozunma adımları ve her  bir adımda salınan radyasyon çeşitleri bilinmektedir .  Uranyumun bütün izotopları  kararsız olup ,  çeşitli bozunma adımlarında alfa ,  beta ve gama radyasyonları  salınır .  U-238in bozunma serisinin son ürünü ,  kararlı kurşun-206 izotopudur .   Uranyum bozunarak doğal çevre radyasyon seviyesine ulaşır .  Yüzyıllar önce doğal  radyasyon seviyesi bugünkünden daha yüksekti .  
Nükleer Radyasyon Nedir? 
Nükleer radyasyonu anlamak için  doğadaki her şeyin atomlardan oluştuğunu bilmek gerekir .  Atomlar birleşerek  molekülleri oluşturur .  Bilinen 92 tip atomun birleşmesinden bütün moleküller  oluşur .  Su molekülü ,  iki atom hidrojen bir atom oksijenden oluşmuştur .  Her  atomda proton ,  elektron ve nötron adını alan üç atomik parçacık bulunur .  Proton  ve nötronlar atom çekirdeğinin içindedir .  Elektronlar çekirdeği bir bulut gibi  sarmıştır .  Elektron negatif; proton pozitif yüklüdür .  Nötronlar ,  bir zamk gibi  çekirdek içinde protonları tutarlar .  Atomun nötron ve protonlarının toplamına  “atomik kütle numarası” adı verilir .  Örneğin; Alüminyum atomunu bir kaba  koyalım .  Birkaç milyon yıl sonra yine aynıdır .  Bu alüminyum atomunun kararlı bir  yapıda olduğunu gösterir .  
Her atom böyle kararlı değildir .  Bazı  atomlar radyoaktif izotoplara sahiptir .  Hidrojen atomu buna en güzel bir  örnektir .  İzotop bir atomun farklı kararlı durumlarından biridir .  Bazı  elementlerin bütün izotopları doğal olarak radyoaktiftir  ( Uranyum gibi )  .  Bir  elementin radyoaktif izotopu alfa , beta bozunması ve parçalanma reaksiyonu yapar .   Bu üç bozunma sonucu dört çeşit radyoaktif ışın yayar .  Bunlar alfa , beta , gama ve  nötron ışınlarıdır .  Bu ışımaya verilen ad ,  radyoaktif radyasyondur .  Bunlardan  gama ve nötron ışınları çok delici ve tehlikelidir .  İnsan ve hayvanların hücre  yapılarını yırtarak etki ederler .  
Nükleer reaktörlerde genellikle  zenginleştirilmiş Uranyum 235  ( veya Plütonyum 239 )  atomunun zincirleme  parçalanma reaksiyonundan ortaya çıkan çok yüksek derecedeki ısı enerjisi  kontrol edilir ve başka enerjilere çevrilir .  İşte bu kontrol altına alma işlemi  sırasında bazı istenmeyen kazalar ortaya çıkabilir .  Bunu iyi bilelim ki dünyanın  herhangi bir yerindeki nükleer reaktörün patlaması durumunda  ,  yaşayan her canlı  tehlike altında sayılır; çünkü radyasyon ışınlarının kaybolması diye bir şey söz  konusu olamaz  .  Atmosfere karışan ışınlar yağmurla inerler .  Toprakta yetişen  radyasyonlu bitkilerden tekrar insanlara geçer .  
Radyasyon Neden  Zararlıdır? 
Radyasyon ,  atomun parçalanmasıyla  ortaya çıkarak yayılan ve enerji yüklü parçacıklardan oluşan dalgalardır .   Radyasyon ,  canlıların hücrelerini bozarak zarar verir ve onları öldürür .  
Radyasyonun İnsana  Etkileri : 
Radyasyonun insandaki etkileri  ışınlamanın şekline ve dozuna göre değişir ve bu faktöre bağlı olarak ,  hemen  görülebilir veya sessiz bir devreden sonra ortaya çıkabilir .  Sessiz devre ,   yüksek dozlarda on beş günde başlayıp ,  az dozlarda kronik ışınlamalarda yirmi  yıla kadar değişebilir .  Radyasyonun insandaki etkileri ve başlıca oluşturduğu  rahatsızlıklar şu şekilde sıralanabilir; 
 
Yüksek Doz : 
Beyin ve merkezi sinir sistemi; yüksek  dozda radyasyona maruz kaldığında cinnet ,  çırpınma ve birkaç saat ya da gün  içinde ölüm gerçekleşir .  Göz merceği ,  radyasyona karşı savunmasızdır .  Hücreleri  ölürken saydamlığını kaybeder ve görme bozukluğu yapan katarakt hastalığı  oluşur .  Şiddetli radyasyon hastalığı ,  kusma ,  diş etlerinde kanama ve ağız ülseri  yapar .  İç kanama ve kan damarlarındaki tahribat ,  deride kırmızı noktalar olarak  ortaya çıkar .  Sindirim sistemi ,  radyasyona maruz kaldıktan birkaç saat sonra  mide bulantısı ve kusma başlar .  Bağırsak cidarının enfeksiyonu haftalar sonra  ölüm getirir .  Özellikle hamileliğin başlangıcında ana rahminde merkezi sinir  sistemi oluşurken radyasyona maruz kalan ceninde beyin tahribatı yapar ya da  bebeği sakatlar .  Yumurtalık ve testislerdeki şiddetli tahribat ,  üreme  bozukluklarına yol açar .  Bedenin kan üreticisi olan kemik iliğinin tahribatı ,   özellikle zararlıdır .  Bedenin enfeksiyonlar ve kanamalar karşısındaki direncini  kırar .  
 
Düşük Doz:  
“Yüksek dozlar” ,  hızla öldürür ya da  şiddetli tahribata yol açar .  Hemen öldürmeyen “düşük dozlar” ise yıllar sonra  ölüm getirecek kanserleri ve diğer hastalıkları başlatır .  Radyasyonun bugünün  teknolojisi ve tıp biliminin olanaklarıyla belgelenemeyen daha birçok zararı  vardır .  
Radyasyona Karşı  Organların Duyarlılıkları :  
              
    
        
            
                   Duyarlılar 
             
            
                 Daha Duyarlılar 
             
            
                 Çok Duyarlılar 
             
         
        
            
                 Beyin 
             
            
                 Cilt 
             
            
                 Kemik İliği 
             
         
        
            
                 Lenf Dokusu 
             
            
                 Safra Kesesi 
             
            
                 Tiroit Bezi 
             
         
        
            
                 Karaciğer 
             
            
                 Dalak 
             
            
                 Akciğer 
             
         
        
            
                 Pankreas 
             
            
                 Böbrek 
             
            
                 Göğüs 
             
         
        
            
                 İnce Bağırsak 
             
            
                 Kemik 
             
            
                 Mide 
             
         
        
            
                 Yumurtalık 
             
            
             
             
             
            
                 Kalın Bağırsak 
             
         
     
 
 
Hemen hatırlayalım ,  “Çernobil Nükleer  Santrali”indeki kaza dolayısıyla oluşan menfi radyasyon başlıca içeceğimiz olan  suyu zehirlemiştir .  Biz bu zehirlenmeyi asla fark edemeyiz; ama öyle bir tesir  gösterir ki yıllar sonra da olsa radyasyon etkisini kaybetmez .  Siz bu değişimin  hiçbir zaman farkında olamazsınız .  
Yakın bir tarihte Japonyanın  kuzeyindeki bir kasabada nükleer yakıt üreten bir fabrikada ,  atom bombasının ham  maddesi olan uranyum reaksiyona girdiğinde ,  ülke; tarihinin en büyük nükleer  faciasını yaşadı ve yaşayacak .  .  .  
Radyasyonun Özellikleri: 
Hızları; ışık hızına eşittir .   
Geçtikleri tüm  ortamlara enerji transfer ederler .  Enerji frekansları ile doğru ,  dalga boyları  ile ters orantılıdır .   
Boşlukta ,  düz bir  çizgi boyunca yayılırlar .   
Maddeyi geçerken  enerjileri azalır .   ( Absorve edilir ve saçılır )   
ORTALAMA RADYASYON DOZAŞ  MİKTARLARI : 
Almanya'da bir insanın kozmik ışınlar  ve yeryüzündeki doğal radyoaktif maddeler nedeniyle dışarıdan yılda ortalama 125  mrem doğal radyasyon aldığı saptanmıştır .  Bu rakam ,  ülkenin coğrafi ve jeolojik  yapısına bağlı olarak farklılıklar göstermektedir .  Örneğin; aynı değer ,   Hindistan'ın güneybatı sahillerinde ve Brezilya'nın Atlantik sahillerinde birkaç  bin mrem olarak ölçülmüştür .  Diğer taraftan topraktaki radyoaktif maddelerden  içme sularına ,  sebzelere ve meyvelere doğal radyasyon geçmekte ,  oradan da  vücudumuza intikal etmektedir .  Buna da ,  içeriden  ( dahilden )  alınan radyasyon  denilmektedir .  Bu değer de yine coğrafi ve jeolojik yapıya göre değişiklik  göstermekle birlikte ,  mertebe olarak dışarıdan alınan doğal radyasyonla aynı  düzeydedir .  Röntgen çektirdiğimizde ya da vücudumuza terapi uygulandığında  aldığımız yaklaşık dozlar şöyledir; 
 Röntgen çekimlerinde ; 
              
    
        
            
                 Ciğer : 
             
            
                 100 mrem 
             
         
        
            
                 Miğde ,  Bağırsak ,  Böbrek : 
             
            
                 1500  3000 mrem 
             
         
        
            
                 Baş , Diş , Omur : 
             
            
                 1000  4000 mrem 
             
         
     
 
 Terapi uygulamasında; 
              
    
        
            
                 Kanser Tedavisi 
             
            
            :      3 . 000 . 000  5 . 000 . 000 mrem 
             
         
        
            
                 Cilt Hastalıkları : 
             
            
                 10 . 000 . 000 mrem 
             
         
     
 
Bir nükleer santralin yakınında  yaşayan bir insanın santralden alacağı yıllık radyasyon miktarı ise ,  doğadan  aldığı radyasyon miktarının maksimum % 1'idir .  Batı teknolojisi ile inşa edilmiş  bir nükleer santralin yakınında yaşayan bir insanın ,  beklenmedik bir olay sonucu  etkilenme ihtimali diğer risklerle karşılaştırmalı olarak istatistiksel bazda  aşağıda verilmiştir; 
              
    
        
            
                 Riskin Niteliği : 
             
            
                 Etkilenme İhtimali  ( 1/1 . 000 . 000 )  
             
         
        
            
             
             
            
             
             
         
        
            
                 Doğal Hastalıklar : 
             
            
                 10 . 000 
             
         
        
            
                 Çeşitli Kazalar : 
             
            
                 500 
             
         
        
            
                 Trafik Kazaları : 
             
            
                 300 
             
         
        
            
                 Savaş : 
             
            
                 200 
             
         
        
            
                 İntihar : 
             
            
                 200 
             
         
        
            
                 Elektriğe Çarpılma : 
             
            
             
             
         
        
            
                 Doğal Afetler : 
             
            
            1 
             
         
        
            
                 Nükleer Santraller : 
             
            
                 0 , 09 
             
         
     
 
 
Bir nükleer santralin üzerine uçak  düşme ihtimali ,  reaktörün ömrü boyunca 1:100 . 000 . 000 olarak hesaplanmıştır .   Bununla beraber ,  reaktörler bir jumbo-jet ya da bir savaş uçağı düşmesi halinde ,   dışarıya radyasyon sızmayacak şekilde dizayn ve imal edilmektedir .  Nükleer  santraller enerjilerini nükleer reaksiyonlardan elde ederler .  Yani nükleer  santrallerde CO2  ,  CO ve SO2  gibi gazlar oluşmaz .  Diğer  taraftan herhangi bir yanma olayı da bulunmadığından oksijen tüketimi de söz  konusu değildir .  Günümüzde bitkiler tarafından üretilebilen oksijen miktarının  dünya oksijen tüketiminin altında olduğu dikkate alınırsa bu konunun önemi  kendiliğinden anlaşılacaktır .  
Radyasyonun Tiroit Bezi Kanserine  Etkisi : 
Tiroit bezi ,  boğazın orta kısmına  yakın bir yerde bulunan küçük bir bezdir .  Vücut metabolizması ve büyüme hızını  kontrol etmek gibi önemli işlevlere sahip olan tiroit bezinin çalışmasını  engelleyecek en önemli faktör radyasyondur .  Radyasyona maruz kalan bir insanın  tiroit bezi hücreleri düzgün çalışamaz ve anormal biçimde büyür .  Radyoaktif iyot  belirli dozajı aşıldığında tiroide zarar verir; zira iyot ,  tiroit bezinde  birikmektedir .  
Yapılan çalışmalarda ,  uzun süreler  radyasyona maruz kalınmasının bir çok tiroit hastalığına yol açtığı  belirlenmiştir .  Tiroit bezindeki bozulmalar sonucunda “Hiportiroidizm” denilen  bezin görevini yapamaması olayı olarak bilinen ,  büyüme bozuklukları ortaya  çıkmaktadır .  Bezde oluşan tiroit tümörleri ,  iyi huylu ya da kansere sebep olan  kötü huylu tümörler olabilir .  Radyasyonun tiroit bezinde meydana getirdiği  rahatsızlık bu şekildedir .  
Maruz kalınan radyasyonun türü ,  tiroit  bezinde oluşturacağı zarar açısından son derece önemlidir .  Dış radyasyonun  ( gama  ya da X- ışınları )  tüm tiroit problemlerine yol açtığı artık kesinlikle  bilinmektedir .  Radyoaktif iyot yoluyla alınan iç radyasyonun da “Hipotiroidizm”e  neden olduğu kesinleşmiştir .  Burada ne olduğu tam olarak belirlenemeyen ,   radyoaktif iyodun insanlarda tiroit tümörlerine yol açıp açmadığıdır .  
Tiroit kanserine yol açmayacak en  yüksek doz ne olabilir? Bu sorunun cevabını tam olarak verebilmek oldukça  güçtür .  Geçmişteki çalışmalar ,  tiroit hastası olup da tedavi amacıyla radyoaktif  iyot alan hastalar üzerinde yapılmıştı .  Bu insanlar 5000-15000 rad gibi oldukça  yüksek dozlara maruz kalmışlardı .  Bazı çalışmalarda ise diagnostik tiroit  taraması sırasında dozajları içermektedir; ancak bunlar 150 rad gibi oldukça  düşük seviyededir .  Bu çalışmaların çocuklara göre daha dayanıklı olan  yetişkinler üzerinde yapıldığı unutulmamalıdır .  Bu nedenle bu çalışma  sonuçlarını genelleştirmek yanlış olacaktır .  
 
Tiroit Hastalığının Belirtileri  Nelerdir? 
“Hipotiroidizm”in bir çok semptomu  bulunmaktadır .  Aynı şekilde düşük aktirasyonlu tiroit bezindeki birçok sayıda  belirtisi vardır .  En çok görülen şikayetler arasında yorgunluk ,  soğuğa karşı  hassasiyet ,  kilo alma ,  tıkanma ,  aybaşı düzensizlikleri ,  cilt kuruması ve saç  dökülmesidir; ancak bu belirtilerin illa da tiroit hastalığını işaret etmesi  gerekmez .  Stres ve depresyon da bu belirtileri göstermektedir .  
“Hipertiroidizm”e sahip hastalarda  hastalık sorununun radyasyon olduğuna inanılmakla beraber ,  şu sendromlara da  rastlanılmaktadır; heyecan ,  sıcağa dayanamama ,  adet düzensizlikleri ,  saç  dökülmesi ,  kilo kaybı ,  çarpıntı ,  uykusuzluk .  
Ayrıca tiroit tümörü olan hastalar  genelde kendilerini iyi hissederler ve herhangi bir hastalık belirtisi  göstermezler; ancak bu tümörler büyüdüğünde gırtlakta yutkunma zorluğu şeklinde  belirtiler ortaya çıkmaktadır .  Bununla beraber radyasyon sonucu ortaya çıkan  tiroit hastalıkları ile diğer başka sebeplerle oluşan tiroit hastalıkları  arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır .  
RADYASYONDAN KORUNMAK İÇİN  PRATİK ÖNLEMLER:  
Kullanılan hemen tüm elektrikli  aletler ,  bir yandan yaşamı kolaylaştırıyor ,  diğer yandan insan sağlığı üzerinde  olumsuz etkiler yaratabiliyor .  Bu olumsuz etkilerden ve sağlığa zararlı  radyasyondan korunmak için işte birkaç küçük öneri; 
Elektromanyetik etkiyi azaltabilmek  için elektrikli aletleri kendinizden mümkün olduğunca uzakta çalıştırın .   
Düşük radyasyonlu bilgisayar ekranı  kullanmaya özen gösterin ya da ekran filtresi kullanın .   
Halojen ve flüoresan lambaları  mümkünse kullanmayın .   
Televizyonunuzu stand-byda bırakmayın  ve televizyon ekranından en az 2 metre uzakta bulunun .   
Elektrikli saat ,  radyo ve alarmı baş  ucunuzda bulundurmayın .   
Cep telefonunuzu kullanmadığınız  sürece kapalı tutun ,  gerekmedikçe cep telefonu kullanmayın .  Açık durumlarda kalp  üstünde ,  bel ve göğüste bulundurmayın .   
Cep telefonunuzu kendinizden uzak  mesafede tutun ,  tercihen 1 metre mesafeden kulaklıkla konuşun .   
Elektrikli  battaniye kullanmayın .   
Mikrodalga fırın  çalışırken en az 1 metre uzakta durun .  Elektrikli tıraş makinesi kullanmayın  veya şarjlı kullanın .   
Cep telefonu baz  istasyonlarının evininizin çatısına ,  okullara veya yakın çevreye kurulmasına  izin vermeyin .   
 Elektrikli aletlerden yayılan  radyasyon ,  kullanıcılarda boğazda kuruluk ,  gözde problemler ,  kısa süreli hafıza  kaybı ,  konsantrasyon bozukluğu ,  uyuklama hali ,  baş ağrısı ,  uykusuzluk ,  alerji ,   seslere karşı hassasiyet ,  işitme zorluğu ve yorgunluk gibi reaksiyonlara neden  olur .  
 
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.