Azerbaycan Ekonomisi
AZERBAYCAN'IN EKONOMİK YAPISI
TARIM
Azerbaycan dünyanın en değişik iklim tiplerine sahip ülkelerden biridir . Doğu ve orta kısımları alçak ve düzlük olduğu için , kışları ılık ve çok sıcak geçer , güneydoğu kısmı ise nemli subtropikal iklime sahiptir . Bölgeye düşen yıllık yağış miktarı 1200-1400 mmdir . Diğer bölgeler ise , kurak ve yarı kurak görünüme sahiptir . Azerbaycanın toprak büyüklüğü 8 . 641 . 500 hektardır . Ülke topraklarının 4 . 682 . 100 hektarını tarıma elverişli alanlar ve ormanlar teşkil etmektedir . Bu miktarın ancak 1 . 735 . 500 hektarını ekili alanlar , 1 . 038 . 200 hektarı ormanlık arazi , 2 . 662 . 400 hektarı çayır ve otlaklar , 250 . 000 hektarı çok yıllık ekim alanları oluşturmaktadır .
Azerbaycan , halkının beslenmesi için gerekli olan gıda maddelerinin üretimi yönünde çok elverişli doğal şartlara sahip bir ülkedir . Mevcut toprakları ve iklim özellikleri , bugünün ve gelecekteki nüfusun gıda ihtiyacını sağlayabilecek potansiyele sahip olduğunu göstermektedir .
Azerbaycan'ın tarımsal üretimi SSCB ekonomisine entegrasyonun gerektirdiği monokültür tarıma zorunlu olarak dönüştürülmüştür . Bu dönüşüm sonucunda ayrı ayrı ürünlerin yetiştirildiği binlerce hektar arazi desen değişikliği yapılarak tek ürün üretimine ayrılmıştır . Bağımsızlık döneminden sonra tarıma daha fazla önem verilmiş birtakım reformlarla tarıma hareketlilik getirilmeye çalışılmıştır .
Tarım ürünleri; tahıl , pamuk , zeytin , üzüm , narenciye , çay , tütün , fındık , ceviz ve diğer yaş meyveler ile değişik sebze çeşitleridir . Tahıl , tüm tarımsal üretimin 2/3ünü oluşturmaktadır . Tarım faaliyetlerinin çoğu , Kura ve Aras nehirleri civarında yapılmaktadır .
Tarım başlıca sulama ile ( %65 ) yapılmakta olup Kura havzasında pamuk üretilir . 1996 yılı 274 . 4 bin ton pamuk üretimiyle Azerbaycan BDT ( Bağımsız Devletler Topluluğu ) 'de dördüncü durumdadır . Pamuk üretimi 1997 yılında 124 . 7 bin ton , 1998de 112 . 6 bin ton , 1999da ise 96 . 8 bin ton olmuştur .
Üretilen tahıllar arasında buğday , çavdar , mısır ve pirinç önemli yer tutmaktadır . Azerbaycanda şarap ve brendi üretimi oldukça gelişmiştir . Sovyetler Birliği ülkelerinin üzüm ihtiyacının yüzde 23ü Azerbaycandan karşılanmaktadır .
Azerbaycanda nüfusun yüzde 47 , 2si köylerde yaşamakta ve yüzde 38i tarım sektöründe çalışmaktadır . Tarım sektöründe çalışanların yıllık ortalama geliri , diğer sektörlerde çalışanların yıllık ortalama gelirinin 1/5i kadardır .
Bu durum tahıl üretiminin olumsuz yönde etkilemiştir . Tahıl , Azerbaycan için stratejik öneme sahip bir üründür . Bu bakımdan halkın son yıllarda tahıl ihtiyacını dahili imkanlarla karşılamak için ekim alanları artırılmıştır .
Tarım alanlarının artırılması sonucunda beklendiği gibi Azerbaycanın tahıl üretimi de artışa geçmiştir . 1995 yılında 921 . 4 bin ton olan tahıl üretimi , 1996 yılında 1018 . 3 bin ton , 1997 yılında 1127 . 1 bin ton , 1999 yılında ise 1098 . 3 bin ton üretim seviyesine gelmiştir .
Azerbaycan Tarım Bakanlığı tarafından , tarım sektöründe 1997 yılı içinde 2790 işletmenin özelleştirileceği açıklamıştır . Özelleştirme çerçevesinde eskiden devlete ait olan ekilebilir 632 . 000 hektar arazi bireylere devredilmiştir . Özelleştirme kapsamında 1999 yılı itibariyle planlanan devlet emlakının %75i halka verilmiştir .
2002 Haziran ayı ortalarında Azerbaycan'da 501 . 6 bin hektar alandan ( ekim alanının %64'ü ) , bir önceki yıl aynı dönemiyle kıyaslandığında %12 . 7'den az olmak üzere , 1 . 318 , 4 bin ton buğday stok edilmiştir . Devlet İstatistik Komitesi Tarım Dairesinden sağlanan bilgilere göre azalmalara , kötü hava şartları neden olmuştur . Aşırı yağmurlardan dolayı 19 bin hektar alan yararsız hale gelmiştir . Buna rağmen , cari yılda verimlilik , bir önceki yıl aynı dönemiyle kıyaslandığında 1 . 0 sentner artarak , 1 hektardan 26 . 3 sentner buğday toplanmıştır . 2002 yılında buğday ekimi için 778 . 3 bin hektar alan ayrılmıştır .
Azerbaycan arazisinin yüzde 12si ormanlarla kaplıdır . Yönetim , ormanlardan sanayi ve başka amaçlarla kesimini yasaklamıştır . Koruma , bakım ve ağaçlandırma çalışmalarıyla ormanların geliştirilmesine çalışılmaktadır .
Ülkedeki ormanların , çoğunu yapraklarını döken ağaçlarla , çam ağaçları oluşturmaktadır . Azerbaycan florası ve bitki örtüsü de çok zengindir . Bilinen bitki sayısı 1400den fazladır .
HAYVANCILIK
Hayvancılık ülke ihtiyacını karşılayacak şekilde gelişmiştir . Son yıllarda özellikle hayvancılık sektöründe 1995 yılına kadar yaşanan düşüş devletin ciddi bir hayvancılık politikası uygulaması ile yükselişe geçmiştir . Ülkede , 1995 yılında 1 , 681 , 700 baş olan büyükbaş hayvan oranı 1999 yılında 1 , 945 , 200 başa ve 1995te 4 , 644 , 400 baş olan koyun sayısı 1999 yılında 5 , 726 , 100 başa , 1995te 13 , 333 , 400 adet kümes hayvanı mevcutken 1999 yılında 14 , 225 , 500 adede yükselmiştir . Büyük ve küçükbaş hayvanların çoğunluğu kültür ve melez ırklardan oluşmaktadır .
1995 yılında et üretimi 41 , 2 bin ton , süt üretimi 826 , 5 bin ton ve yumurta üretimi ise 455 , 8 milyon adet olmuştur . Halkın yıllık ortalama ihtiyacı ise ette 450 bin ton , sütte 2 . 322 bin ton ve yumurtada 1 . 544 milyon adettir . 1999 yılı verilerine göre ise 52 , 3 bin ton et , 991 bin ton süt , 524 , 8 milyon adet yumurta üretimi gerçekleşmiştir . üretim ile ihtiyaç arasındaki fark ülkenin mali kaynaklarının elverişliliği nispetinde ithal edilmek suretiyle veya insani yardımlarla karşılanmaktadır .
Ceylan , dağ keçisi , keklik ve turaç ülkenin önemli av hayvanlarıdır . 800 kilometre uzunluğundaki Hazar Denizi kıyısındaki zengin akarsularda balıkçılık ve diğer su ürünlerinin özel bir yeri vardır .
Hazar Denizi'nde avlanan mersin balığının yumurtası dünyaca ünlüdür . Azerbaycan , dünya havyar üretiminin yüzde 80'ini karşılamakta ve bu alanda yeni pazarlar aramaktadır .
Sovyetlerin dağılması tarım ve hayvancılıkta da , diğer sektörlerde olduğu gibi , özelleştirmeyi beraberinde getirmiştir . Ülkede modern hayvan çiftliklerine ihtiyaç vardır .
MADENCİLİK
Azerbaycan yer altı kaynakları bakımından çok zengindir . Başlıca kaynakları kurşun , çinko , bakır , demir cevheri , barit , alünit , kobalt , arsenik , mermer , kireç taşı , siyanit , göl ve kaya tuzları , az miktarda altın ve gümüştür . Ülkenin en önemli yer altı zenginliği petroldür . 1999 yılında toplamdaki payı %33 , 5 olan madencilik endüstrisi , temel olarak petrol ve doğal gaz üretimindeki artışın sonucunda yıllık % 20 büyüme göstermiştir .
Azerbaycan , madencilik sektöründe birçok sorunla karşı karşıyadır . Çok sınırlı olan maden üretimi tesislerinde teknoloji geri kalmıştır . Güneş kollektörü ve gümüş mücevheratı üretimi gibi konular , halen devlet tekelindedir .
Yüksek tenör ve rezervde altın yatakları bulunmakla birlikte , henüz hiçbiri işletilmeye sokulmamıştır . 100 bin ton sülfirik asit stokları olmasına rağmen , pazar imkanı bulunamamış ve 1 milyon dolar değerinde gümüş mücevheratı pazarlanamadığı için üretimi durdurulmuştur .
PETROL
Azerbaycanın en büyük yeraltı zenginliği petroldür . Azerbaycanda petrol 19 . yüzyılla birlikte ekonomik hayata girmiştir . Ülkede zengin petrol yatakları mevcuttur . Petrol , pamuk üretimiyle birlikte ülkenin ekonomik temelinin oluşturmaktadır .
Bölgedeki petrol rezervleri ülkeyi kısa sürede petrol zengini ülkeler arasına sokacak niteliktedir . Toplam petrol rezervlerinin 3 . 3 milyar varil olduğu ve petrol bulunma ihtimali yüksek olan alanlar da hesaba dahil edildiğinde bu rezervin 7 . 7 milyar varile ulaşacağı belirtilmektedir . Azerbaycan petrollerinin büyük çoğunluğu ( %77 ) Hazar Denizi'nden sağlanmaktadır .
1999 yılı sonuna kadar Azerbaycanın ekonomik yapısı içinde son derece önem taşıyan petrol kaynaklarının , ortak işletilmesi amacıyla 19 petrol anlaşması imzalanmıştır . Bu 19 anlaşmada , 15 farklı ülkeye ait 34 büyük petrol şirketinin ortaklığı bulunmaktadır . Petrol üretimi 1999 yılında artarak 13 , 8 milyon ton petrol üretilmiştir .
DOĞAL GAZ
Azerbaycan'da sanayi alanlarında ve halkın enerji ve yakıt ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli rol oynayan gaz , sadece doğal gaz veren yataklardan , hem de petrolle birlikte petrol kuyularından sağlanmaktadır . Doğal gaz Bahar , Kum Adası , Neft Taşları ve Songaçaldan çıkarılmaktadır .
Azerbaycanın toplam doğal gaz rezervinin 120 milyar metreküp olduğu tahmin edilmektedir . Gaz üretimi petrole göre daha yavaş artmaktadır . 2000 yılı Ocak-Mayıs döneminde gaz üretimi 2 . 4 milyar metreküp olmuş ve yıllık %2 . 2 düşüş göstermiştir . 1999 yılında 6 . 0 milyar olan gaz üretimi 5 , 8 milyar metreküpe düşmüştür .
Ülkede kimya sanayisinin gelişimi gaz yataklarının zenginliğine bağlıdır . Yapılan hesaplara göre ülkenin toprakları altındaki doğal gaz yataklarının ancak yüzde 20'sine ve denizdeki yatakların ise yüzde 10'una ulaşılabilmiştir .
SANAYİ
Azerbaycandaki sanayi sektörü sınıflandırılması aşağıdaki gibidir .
-Ağır Sanayi ( Yakıt-enerji , metalurji , makina imal , kimya , orman ürünleri , yapı malzemeleri )
-Hafif Sanayi ( Dokumacılık , dikiş , deri-kürk , kundura vb )
-Gıda Sanayi
Azerbaycan , 1920 ihtilalinden sonra SSCB'nin merkezi planlama stratejisi gereği önceleri bir tarım ülkesi olma yolunda ilerlerken , ülkede elde edilen tarım ürünlerinin işlenmesi gündeme gelince hafif sanayi de gelişme sürecine girmiştir .
Azerbaycanda petrol , doğal gaz ve yan ürünleri sanayi oldukça gelişmiştir . Ayrıca , metalik madenlerin üretimi ve hammadde kaynaklarına bağlı olarak yan sanayi de gelişmiştir .
Azerbaycan çok sayıda işletmesiyle çeşitlilik gösteren bir imalat sanayine sahiptir . Gıda sanayi tamamıyla kırsal kesime yayılmış , gıda dışı sanayi , alt yapı hizmetlerinde görüldüğü gibi belli sanayi merkezlerinde toplanmıştır .
Gıda-içki sanayi , Azerbaycan sanayi üretiminin yüzde 38 . 6sını oluşturmaktadır . Sanayinin girdileri yurt içi üretimden karşılanmakta , yalnız tahıl ve şeker gibi maddeler ithal edilmektedir .
Dokuma , giyim ve deri sanayi toplam sanayi üretiminde yüzde 24'lük bir paya sahip olup bu sanayi kolu , büyük , orta ve küçük işletmelerden oluşmaktadır .
Kimya ve petro-kimya sanayinin toplam sanayi içindeki payı yüzde 7 olup en büyük merkezleri Bakü ve Sumgayıt'tadır . Kimya sanayi; petro-kimya sanayi , gübre sanayi , tarımsal savaş araçları , sentetik reçine , lif ve plastik madde , boya , vernik , ilaç , sabun , lastik sanayi , gibi alt gruplara ayrılmıştır .
Azerbaycan Devlet İstatistik Komitesinin yaptığı açıklamaya göre , 1997nin ilk altı ayında geçen yılın aynı dönemine göre makine sanayi , inşaat malzemeleri , orman sanayi ve hafif sanayi sektörlerinde üretim artışı kaydedilmiştir . Fakat 1999 yılına kadar sanayi sektöründe düşüş gerçekleşmiştir . Üretimdeki düşüşün temel nedenleri olarak BDT ( Bağımsız Devletler Topluluğu ) ülkeleri ile olan ilişkilerin büyük oranda kesilmesi , bankalararası işlemlerin yürütülmesinde karşılaşılan zorluklar , hammadde fiyatlarının yükselmesi , üretilen malların ihraç edilememesi yeterli miktarda hammadde ve yardımcı madde ve malzeme temin edilememesi , üretim için ayrılan fonların verimli bir şekilde kullanılamaması , finasman kaynaklarının yetersizliği , döviz dar boğazı ve özelleştirmenin yeterli seviyeye ulaşamaması gösterilmektedir . Bu yılın mayıs ayı itibariyle Azerbaycanın bütün sanayi kollarında çalışan sayısı geçen yıla göre yüzde 8 oranında azalmıştır . Mayıs ayı itibariyle sanayi sektöründeki ortalama aylık ücret 226 bin Manat olmuştur . Mevcut sanayi tesislerinde eski teknolojinin kullanılması verimi düşürmekte ve de kaliteyi olumsuz yönde etkilemektedir . Bu yönüyle Azerbaycan sanayisinin ciddi bir şekilde modernizasyona ihtiyacı vardır .
DIŞ TİCARET
Azerbaycanın büyük ticaret ve cari hesap açıkları , petrol fiyatlarındaki artışlarla kontrol altına alınmaktadır . Ham petrolün fiyatı 1999 yılında ilk 3 ayı ve 2000 yılının ilk 6 ayı arasında 2 kattan fazla artmıştır ve petrol ihraç hacimi de aynı süre içerisinde neredeyse iki katına ulaşmıştır . Ülkenin önemli bir petrol üreticisi ve ihracatçısı olmamasına rağmen , Azerbaycan uluslararası işletim şirketi ( AIOC ) tarafından yapılan yatırım nedeniyle ihracat hızlı bir şekilde artmaktadır .
2000 yılının ilk çeyreğinde , bir yıl önce 164 milyon ABD doları tutarındaki ( GSYİHnin %21i ) ticari açığa karşılık , Azerbaycanın ticari artı değeri ödemeler dengesi temelinde 9 milyon ABD doları olmuştur . 2000 yılının ilk çeyreği içerisindeki ihracat 393 milyon ABD dolarıdır ve bu da % 166lık bir yıllık artış demektir . İthalat maliyetleri deha yavaş artmıştır , ancak hala yıllık olarak % 23lük , yani 384 . 3 milyon ABD doları tutarında hızlı bir trend göstermektedir .
1999 yılındaki ticari açık 5 yılın en düşük değeri olarak gerçekleşmiştir . Ticaret açığı 1998 yılındaki 1 . 05 milyar ABD doları ( GSYİHnin %25 . 4ü ) değerinden 1999 yılında 408 . 2 milyon ABD dolarına ( GSYİHnin %10 . 2si ) düşmüştür . 1999daki ticaret açığı nominal olarak 1995ten bu yana , GSYİHnin yüzdesi olarak ta 19993ten bu yana en düşük değeri almıştır . Artan petrol ve rafine ürün satışları daha yüksek ihracat kazançları sağlarken , Manatın devalüasyonu , petrol sektörüne yapılan yatırımları yavaşlattığından ithalat maliyetlerinin kesilmesine yardımcı olmuştur . Azerbaycanın yabancı petrol konsorsiyumlarının ticari dengesi , artan ihracat ve petrol sektörü için daha az sermaye malı ithalatı yapıldığından , 1998 yılındaki 223 . 3 milyon ABD doları değerindeki açıktan ( GSYİHnin % 5 . 3 ü ) 1999 yılında 188 . 4 ABD doları değerindeki ( GSYİHnin % 4 . 7 si ) bir artı değere geçmiştir .
1999 yılı için nihai rakamlar , eski Sovyetler birliği ile yapılan ticaretten uzaklaşma ve sağlam para piyasalarına kayma eğilimini doğrulamaktadır . BDTnin toplam ticaret içindeki payı 1998 yılında % 27 . 7 iken , 1999 yılında bu değer % 22 . 6 olarak gerçekleşmiştir . Azerbaycanın ana ihracat piyasası şu anda İtalyadır ve tüm ihracat içerisinde 1998 yılındaki % 7 . 4lük paydan , 1999 yılında % 33 . 7lik paya yükselmiştir . Azerbaycan , Rusyaya 1998 yılında toplam ihracatının % 17 . 5ini gerçekleştirirken , 1999 yılında bu rakam % 8 . 9a düşmüştür ve Rusyaya yapılan ihracat açısından kaydedilen en düşük düzeydir . Rublenin zayıflığı Azerbaycan ihracatını rekabet gücünden yoksun bırakmış ve Kafkasyadaki istikrarsızlık ticaret yollarını kesmiştir . Türkiyeye ihracat oranı 1998 yılında % 22 . 8 iken 1999 yılında % 7 . 4e düşmüştür .
İthalat tarafında ise , BDT ülkeleri ve Rusyadan yapılan ithalatta görülen azalma daha yavaş olmuştur . Ucuz Ruble ile Rusya 1999 yılında Azerbaycan piyasasındaki payını artırmış ve Azerbaycan ithalatındaki payını 1998 yılındaki % 18 değerinden 1999 yılında % 21 . 9a çıkarmıştır . Ukrayna gibi diğer BDT ülkelerinden yapılan ithalat düşmüştür . Türkiyeden yapılan ithalat , toplamda 1998 yılındaki % 20 . 4lük değerden , 1999 yılında % 13 . 8e düşmüştür .
1999 yılında 22 . 5 milyon ABD doları alan cari hesap açığı , 2000 yılının ilk çeyreğinde 79 milyon ABD dolarına düşmüştür . İlk çeyrekteki daha düşük cari hesap açığı 1999 yılında cari hesap açığında gerçekleşen büyük azalmanın takipcisidir . 1998 yılında 1 . 36 milyar ABD ( GSYİHnin % 33 . 1i ) olan cari hesap açığı 1999 yılında % 56 azalarak 599 . 7 milyon dolara ( GSYİHnin % 15i ) düşmüştür . 1999 cari hesap açığı ABD doları cinsinden 1995ten , GSYİHnin yüzdesi olarak ise 1994ten bu yana elde edilen en düşük değerdir .
Azerbaycanda ticaretin güçlendirilmesi için , petrol sektöründe üretimin artırılmasına , BDT ülkeleri arasındaki ticaretin yeniden canlandırılmasına ve yeni pazarlar oluşturulmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir . Bu kapsamda iki ve çok taraflı anlaşmalar imzalanmaktadır .
Azerbaycanın ihraç ettiği ürünler: Petrol ürünleri ve malzemeleri , doğal gaz , demir filizi , çelik borular , kil toprak , aluminyum , mineral gübreler , sentetik kauçuk , pamuk , hazır ipek kumaş , hazır yün kumaş , halılar , dokumacılık ürünleri , deri ayakkabı , üzüm , şarap , çay , tütün , sulfanol , kostik soda , pamuk elyafı .
Azerbaycanın ithal ettiği ürünler:Petrol , doğal gaz , ham demir , demir saç , çelik borular , yük vagonları , otomobil ve yedek parçaları , traktör , tarım makineleri , kağıt , televizyon , inşaat malzemeleri , şeker , tütün , et , tereyağı ve diğer hayvani yağlar , un ve bulgur , tahıl , deterjan ve sabun .
İNŞAAT
Azerbaycanda inşaat sanayisine ait malzemelerin ve hammaddelerin bol ve ucuz olması ve arz açığının bulunması nedenleriyle inşaat sektörü dış yatırımlar için özendirici bir sektör konumuna gelmiştir . İnşaat sektörü özellikle Türk işadamlarının ilgisini çekmektedir .
İnşaat malzemeleri açısından en zengin yerler Nahçivan Muhtar Cumhuriyeti , Dalyar , Hankendi , Masallı , İmişli , Gence ve Baküdür
Azerbaycanda inşaat sektörü , 100ü geçik birlik içerisinde örgütlenmiş yaklaşık 400 firma tarafından yönlendirilmektedir . İnşaat sektörünün GSYİH içindeki payı 1990 yılında % 8 . 1 , 1995de % 3 . 7 , 1996da % 9 . 3 , 1997de % 11 . 7 , 1998de % 10 . 5 , 1999da % 9 . 4 olmuştur . İnşaat sektöründe istihdam edilen işçi sayısı 1999 yılında 174 . 200dir ve çalışabilir nüfus içinde oranı % 4 . 7dir .
Özellikle son yıllarda köylerden şehirlere doğru başlayan göç ve Karabağ olayları sebebiyle ciddi bir konut sorunu ortaya çıkmıştır . Ayrıca devlete ait konutların özelleştirilmesi de yavaş yürümektedir . İnşaat sanayinin toplam sanayi içerisindeki yeri yüzde 4 . 7dir .
TURİZM
Azerbaycan , Kafkas Dağları , ovaları , nehirleri , gölleri , 825 km'lik Hazar Denizi sahil şeridi , zengin mineral suları , birçok iklim tipinin bir arada yaşanması ve zengin tarih hazinesiyle turizm potansiyeli oldukça yüksek bir cumhuriyettir . Azerbaycan 9 iklim bölgesine birden sahip olması sebebiyle doğal olarak bir turizm merkezi haline gelmiştir .
Azerbaycan , 1994 yılından bu yana turizm alanında da çeşitli ülkelerle 40dan fazla işbirliği anlaşması imzalamıştır . Azerbaycanı 22 ülkeden 1994 yılında 44 bin , 1995 yılında 45 bin , 1996 yılında ise 12 bin turist ziyaret etmiştir .
Turizm sektörünü aşağıdaki alt başlıklar altında toplamak mümkündür;
Zakatala , Şeki , Guba , Gence , Kazak , Lenkeran yaz aylarında tatil yapmaya en müsait yerlerdir .
Azerbaycanın doğusu Hazar Denizi ile kaplıdır . Bilgeh ve civarı kilometrelerce uzayan plajlara sahiptir . Ülkede evcil ve yabani olmak üzere toplam 97 çeşit memeli hayvan , 346 çeşit kuş ve 95 çeşit balık bulunmaktadır . Organizasyon ve gerekli kanuni alt yapının olmamasından av turizmi yeterince gelişmemiştir .
Yayla ve Dağ Turizmi için elverişli yöreler; Zakatala meşelikleri , Şeki Gelersen Göresen Galası , Başdaşagıl Meşelikleri , İsmayıllı , Lahiç , Gutgaşen , Ağdaş ormanları , Gence , Hacıkent , Göygöl olarak sayılabilir .
Azerbaycanda 1000 kadar mineral su vardır . “Naftalan denilen ve dünyada sadece Azerbaycanda bulunan petrol karışımlı çamursu bir madde başta sinir sistemi olmak üzere deri , cilt , kadın hastalıkları vb bir çok hastalığa iyi gelmektedir . Azerbaycanda tedavi nitelikli senatoryumların çoğu Ağşeron yarımadasındadır .
Ülke çok zengin bir kültür ve tarih hazinesine sahiptir . Ülkelerdeki eski anıt , mezar , türbe , bina ve diğer tarihi eserleri korumak , restore etmek için “Berpa” adı verilen cemiyetler kurulmuştur .
HABERLEŞME
Azerbaycan haberleşme ağı , ülkedeki tüketicilere hizmet sağlamada yetersiz kalmaktadır . Haberleşme ağında performansın düşük olmasının sebebi , kullanılan araç ve gereçlerin vadesinin kısmen dolmuş olmasıdır .
Haberleşme ağındaki araçların ortalama yaşı , 15 ile 20 yıldır . Yedek parçaların bulunması zor olup , ihracatı artırmak için önem taşıyan ulusal ve bölgesel iletişim sınırlıdır . Haberleşme ağının , kullanım kapasitesi yüzde 95 gibi yüksek bir oran olmasına rağmen , mevcut talebi karşılamakta yetersiz kalmaktadır .
Hükümet politikası , her evde bir telefon bulunması ile evrensel hizmet hedefine doğru telekomünikasyon sektörünün hızlı gelişimine önem vermektedir . Haberleşme Bakanlığı , yeni teknolojilere yatırım yaparak ve işletme birimlerinin ticari gelişmesini destekleyerek , bu amaca ulaşmayı ummaktadır .
Bu aşamada Hükümet , kamu sektörü içinde temel telekomünikasyon hizmetlerinin verilmesini , yeni hizmetlerin ise özel sektör tarafından sağlanmasını düşünmektedir . Ülkede telekomünikasyon altyapısı yeterince gelişmemiştir . Her yüz kişiye düşen telefon sayısı 8 . 8dir . Cep telefonu kullanımı 1998de 100 . 000 aboneye ulaşmıştır . 1998 rakamlarına göre internet kullanıcılarının sayısı 900dür .
ULAŞTIRMA
Eski ve bakımsız olmasına rağmen , Azerbaycan halen iyi bir ulaştırma ağına sahip bulunmaktadır . Ancak alt yapısı ve ekipmanları genelde kötü durumdadır . Devlet politikaları ve organizasyonlarında bir çok yetersizlikler vardır ve yakın gelecekte ulaşım talebinde kayda değer değişikliklerin olması beklenmektedir .
Demiryolu taşımacılığı , Azerbaycanda sosyo-ekonomik yaşamın omurgasını oluşturmaktadır . Demiryollarının toplam uzunluğu 2 . 120 km . dir ve bunun 1 . 278 km . sinde elektrifikasyon yapılmıştır . Ülkede bir yılda gerçekleşen yolcu taşımacılığında demiryollarının payı ortalama olarak yüzde 8 , ancak buna metro taşımacılığı da dahil edildiğinde yüzde 98 dolayındadır . Metro genellikle yolcu taşımacılığında kullanılırken , diğer demiryolları yük taşımacılığında kullanılmaktadır .
Azerbaycanda yaklaşık 26 bin kilometrelik bir karayolu ağı bulunmaktadır . Bunun çoğunluğu stabilize ve toprak yollardan oluşmaktadır . Karayolu taşımacılığında otobüs kullanımı ağırlıktadır . Toplam karayolu taşımacılığının yüzde 82 . 9u otobüslerle gerçekleşmektedir .
Azerbaycanda toplam 27 adet havaalanı bulunmaktadır . Ancak bunlardan 5i normal yolcu uçakları trafiğine uygun alanlardır . Bakü ve Gence havaalanları uluslararası trafiğe açıktır . Diğerleri şehirler arası taşımacılıkta kullanılmaktadır . Ülkenin sahip olduğu uçak filosu oldukça yaşlanmış bir durumdadır . Yedek parça ve aksamının üretilebileceği tesisler yetersiz ve bakım imkanları kısıtlıdır .
Hazar Denizinde yüzlerce kilometrelik bir kıyı şeridi bulunmasına karşın , ülkede sadece biri büyük olmak üzere irili ufaklı 15 liman bulunmaktadır . Büyük olan Baküde bulunan liman , yolcu taşımacılığına uygun değildir .
Ülkede önemli ölçüde , boru taşımacılığı ile petrol ve doğal gaz taşınmaktadır .
BANKACILIK
Bankacılık ve merkez bankacılığı konusundaki düzenlemelerle ilgili olarak 7 Ağustos 1992de “ Merkez Bankası Hakkındaki Kanun” ile “ Bankalar ve Bankaların Faaliyetleri Hakkındaki kanun” arka arkaya yürürlüğe girmiştir . İki seviyeli bankacılık sisteminin kurulması amaçlanmıştır; birinci seviyede Merkez Bankası , ikinci seviyede diğer bakalar . Para ve bankacılık sektöründe politikaları belirleme , denetim ve kontrol yetkisi Merkez Bankasına aittir .
Bankacılık kanunu modern anlamdaki tüm bankacılık işlemlerini kapsamına almaktadır , fakat ekonominin tam anlamıyla serbest pazar sistemine geçememiş olması ve banka sisteminin de modern anlamıyla yerleşmemiş olması nedeniyle , hedeflenenler gerçekleşmemektedir . 01 . 01 . 2000 itibarıyla banka sistemini sağlamlaştırma politikası doğrultusunda bankaların askeri sermayeleri 2 . 000 . 000 Dolara çıkarılmıştır . Bu limite çıkamayan bankaların lisansları iptal edilmekte ve özel bankaların sayısı azalmaktadır . Askeri sermaye uygulaması neticesinde 1995 yılında 200ün üzerinde banka mevcutken bugün bankaların sayısı 2/3 oranında azalmıştır . Ülkedeki 75 bankadan; 11 tanesi yabancı sermayeli ya da yabancı sermaye iştirakli banka , 4 tanesi devlet sermayeli banka ve 60 tanesi ise ticari ve yerli ortaklı bankalardır . Faaliyet gösteren bankalardan en önemlisi ve işlem hacmi büyük olanı Beynelhalk Banktır .
Yabancı bankalar % 100 yabancı sermaye ile kurulabileceği gibi müşterek müessese , şube ve ya temsilcilik şeklinde kurulabilmektedir . Bankalar Kanununda yabancı bankaların toplam sermayesinin sistem içindeki bankaların toplam sermayesinin % 30undan fazla olamayacağı hükmü yer almaktadır .
Türk sermayeli bankalar Azer-Türk Bank ( Ziraat Bankası Ortaklığı ) , Koçbank , Baybank , Royalbank , CI Bank ve Oyakbank sektördeki önemli bankalar arasındadır .
SİGORTACILIK
Ülkede 62 adet sigorta şirketi bulunmaktadır . Bunların 16sına bankalar da ortaktır ve 4 adet müşterek sigorta şirketi bulunmaktadır . Sigorta şirketleri için minimum sermaye 200 milyon Manat yani yaklaşık 50 . 000 ABD Dolarıdır . Sigorta şirketlerinin çoğu küçük ve orta büyüklükteki şirketlerdir . Türk sermayeli şirketler; Güney Anadolu Sigorta , Başak-İnam Sigorta ve CI Sigortadır .
ENFLASYON
Enflasyon 1997 yılındaki rakamlardan aşağı çekilmiş , 1998de fiyatlar düşmüş ve 1999 Haziranındaki mini devalüasyona rağmen , iç talep düşük kaldığından 199da da düşmeye devam etmiştir . Yıllık enflasyon 19992da % -8 . 5 ( deflasyon ) olarak gerçekleşmiştir . Merkez Bankası ( ANB ) 2000-01 yıllarında enflasyonun anti-enflasyon güvencelerine karşın hafif bir artış göstermesine izin verebilecektir . Enflasyon , 1999 yılının Ocak-Mayıs ayları arasındaki % 0 . 9 değerinden 2000 yılının Ocak-Mayıs ayları arasında % 1 . 5e yükselmiştir . 2000 yılında yaklaşık % 4 . 5e varacak şekilde hızlanması beklenmektedir .
Tüketici fiyat enflasyonu ( Ortalama , % )
1995 1996 1997 1998 1999
Tüketici fiyatları enflasyonu 411 . 8 19 . 8 3 . 6 -0 . 8 -8 . 6
Kaynak: EIU Azerbaijan country report july 2000
İTHALAT-İHRACAT
Azerbaycan'da 2002 yılı ilk 3 aylık dönem içerisinde 101 ülke ile ticari faaliyet gerçekleştirilmiş olup 450 , 2 milyon USD değerinde ihracat , 352 , 2 milyon USD değerinde ithalat yapılmıştır . Devlet İstatistik kuruluşunun verilerine göre ticari ilişkilerin %80'i İtalya , Türkmenistan , Almanya , Rusya , Türkiye , İsviçre , İsrail , ABD , İran , Ukrayna , İngiltere , Romanya gibi ülkelerle gerçekleştirilmiş , makine , elektronik araçlar ve mineral ürünler en fazla ithalatı ve ihracatı yapılan ürünler arasında yer almıştır . TÜRKİYE - AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ
Azerbaycan Cumhuriyeti bir çok avantajları ile Türk işadamları tarafından gerek yatırım ve gerekse ticari faaliyet göstermek bakımından tercih edilen bir ülkedir . Bu itibarla 1992 yılından itibaren bir çok Türk şirketi Azerbaycanda müşterek müessese kurmuşlar , şube veya temsilcilik açmışlardır .
Nisan 1996 tarihi itibariyle sayısal dağılım ;
Müşterek Müessese : 425
Şube ve müstakil firma : 207
Temsilcilik : 30 şeklindedir .
Azerbaycanda çok çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren Türk firmalarının büyük bir kısmı ticaret yapmakta veya küçük ve orta ölçekli yatırımı tercih etmektedir . Ancak petrol , telekomünikasyon ve müteahhitlik hizmetleri gibi büyük sermaye gerektiren yatırımlar da mevcuttur .
Petrol sanayinde 3 , telekomünikasyonda 3 , inşaat sektöründe 18 , bankacılık alanında 3 , taşımacılıkta 10 , yayın ve matbaacılık konusunda 5 , ve imalat sektöründe ise 70e varan firma bulunmaktadır .
Ayrıca , hizmet ve ticaret sektöründe faaliyet gösteren 100ün üzerinde Türk şirketi vardır . Yapılan araştırmalara göre , Türk şirketlerinin Azerbaycandaki toplam sermaye ve yatırımlarının 500 milyon dolar seviyesine ulaştığı tahmin edilmektedir . Azerbaycan 1996 yılı içerisinde en fazla ithalat yaptığı ülke 216 . 3 milyon dolar ile Türkiyedir .
Azerbaycandan ithal ettiğimiz başlıca ürünler:
Ham alüminyum , pamuk , polietilen , ham deri , yün , alkollü içkiler , pamuk ipliği , ham bakır ve fosfatlı gübreler .
Azerbaycana ihraç ettiğimiz başlıca ürünler:
Buğday , un , eczacılık ürünleri , sentetik deterjanlar , binek otomobilleri , akümülatör , otomobil lastikleri , mobilya , inşat malzemeleri , duvar kağıtları , sıhhi tesisat malzemeleri , tekstil sanayi için makine ve teçhizat , deri giyim eşyası , kozmetik ürünleri , trikotaj ürünleri , lastik ve plastikten mamul eşya , televizyon , buzdolabı v . s . , cam kaplar , alüminyum profil , adi metallerden eşya , ağaç imali için makineler , telekomünikasyon teçhizatı , kablolar , elektrik malzemeleri , kırtasiye malzemeleri , hazır giysiler , margarin , buğday , zeytin yağı , ay çiçek yağı , tere yağı , soya yağı , gıda sanayi için makine ve teçhizat , çay , konserve , salça , dondurma , sebze ( Patates ve soğan ) , yumurta , tavuk eti , maden suyu , alkolsüz içkiler , bira , makarna , küp ve toz şeker , çikolata ve şekerleme ürünleri , meyve suları , peynir , bisküvi
YATIRIM SAHALARI
1-Şehir içi ve şehirlerarası yolcu ve yük taşımacılığı
2-Altın , gümüş ve işletmeciliği
3-Ağaç işleri-marangoz ( kereste , mobilya )
5-Arıcılık
6-Ayakkabı fabrikası
7-Balıkçılık
8-Tarım aletleri üretimi
9-Bisküvi fabrikası
10-Boya fabrikası
11-Çiçekçilik
12-Çikolata fabrikası
13-Çimento fabrikası
14-Çocuk bezleri fabrikası
15-Demir-çelik fabrikası
16-Elektrik ve elektronik eşya üretim fabrikaları
17-Entegre et tesislerinin kurulması
18-Gül yağı üretimi-pazarlaması
19-Güneş kollektörü üretimi
20-Ham petrol ve doğal gaz üretim tesisleri
21-Havyar ve balıkçılık tesislerinin kurulması
22-Hayvancılık
23-Hurda demir işleme atölyeleri
24-İnşaat ve restorasyon işleri
25-İpekçilik
26-İyot , brom üretimi için gerekli teçhizat temini
27-Klima fabrikası kurulması ( Mevcut fabrikaların işler hale getirilmesi )
28-Kolonya fabrikası
29-Konfeksiyon imalat fabrikaları ( Mevcut fabrikaların işler hale getirilmesi )
30-Kuru temizleme
31-Kuruyemiş-çerez işleri
32-Meyve ve sebze üretim-işleme tesisleri ( konserve , salça , komposto , meyve suyu tesisleri )
33-Mozaik ve mermer işleri
34-Özel klinik ve hastaneler
35-Plastik sanayi tesisleri
36-Sabun ve deterjan fabrikası
37-Seracılık
38-Sıhhi malzemeler üretimi
39-Soğutucu fabrikalarının modernizasyonu
40-Su , su işleme ve ambalaj tesisleri
41-Süt ve süt ürünlerinin paketleme ve dağıtımının yapılması
42-Tavukçuluk
43-Tekstil ve dokumacılık
44-Trikotaj
İSTATİSTİK VERİLER ( 2002 İlk altı ay )
Maliye Bakanlığı verilerine göre , Azerbaycan'ın dış borcu , 1 milyar 275 milyon ABD Doları tutarın olup mevcut dış borcun ödenebilmesi için 2002 devlet bütçesinden yaklaşık 25 milyon ABD Doları ayrılması planlanmaktadır . Borcun geriye kalan kısmı ise devlet garantisi ile borç alan müessese ve teşkilatlar tarafından ödenecektir .
Azerbaycan'da 2002 yılı Ocak-Mayıs ayı dönemi içerisinde 9 . 832 milyar Manat değerinde GSYH elde edilmiştir . Dönem içerisinde kişi başına üretim , bir önceki yıl aynı dönemiyle kıyaslandığında % 7 . 5 artarak , 1 . 224 bin Manat olmuştur . 2002 yılı Ocak-Mayıs ayları arasında GSYH'nin sektörlere göre dağılımı şöyledir: Sanayi %42 . 8; nakliyat ve haberleşme %14 . 9; ticaret ve servis hizmeti %7 . 6; tarım sektörü %5 . 3; inşaat sektörü %7 . 3; net vergiler %8 . 5; diğer alanlar % 13 . 6 olmuştur .
Azerbaycan'da 2002 yılı Ocak-Mayıs ayları içerisinde , sıkıştırılmış petrol ve gaz hasılatı , bir önceki yıl aynı dönemiyle kıyaslandığında , %1 . 9 oranında artmıştır . Azerbaycan Uluslar arası Operasyon Şirketi ( AIOC ) , 2002 yılı başlarından itibaren 2 milyon 537 . 1 bin ton erken petrolün hasılatını gerçekleştirmiştir . Bu bir önceki yıl aynı dönemiyle kıyaslandığında 154 . 6 bin ton fazladır . Hesaplama dönemi içerisinde gaz hasılatı % 6 . 4 oranında azalarak , 2 milyar 152 . 6 milyon 7metreküp olmuştur .
TACİS tarafından , "Zirai Kredi Fonunun Geliştirilmesi" projesi hayata geçirilmeye başlamıştır . Adı geçen proje , "Raiffeisen Investment AG" ( Avusturya ) ile ABG GmbH ( Almanya ) şirketleri tarafından yönetilmektedir . İlk hesaplamalara göre , proje için Avrupa Birliği'nce 1 milyon Euro ayrılmıştır . Söz konusu proje Zirai Kredi Fonuna teknik yardım yapmak , faaliyet alanını genişletmek , müşteri sayısını artırmak , çeşitli bölgelerde temsilcilikler açmak gibi konuları kapsamaktadır .
BM Kalkınma Programı ile Azerbaycan Ekonomik Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan "Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Geliştirilmesine Yardım" projesi kapsamında , Azerbaycan'ın çeşitli bölgelerindeki çalışmalar devam etmektedir . Anılan proje kapsamında , Haziran 2002 tarihinde Gence'de "Kadın ve Aile Girişimciliğine Yardım Merkezi" açılmıştır . Merkezde kadın ve aile girişimciliğinin geliştirilmesi için her türlü imkan sağlanmıştır . Proje çerçevesinde 2000 yılında önce Bakü'de "Girişimciliğe Destek Merkezi" , daha sonra ise Guba'da "Kadın ve Aile Girişimciliğine Yardım Merkezi" faaliyete açılmıştır . Ekonomik Kalkınma Bakanlığı verilerine göre , Azerbaycan ile 14 ülkenin 32 şirketi arasında , ülkede mevcut olan petrol-gaz yataklarının işletimine dair bir takım anlaşmalar imzalanmıştır . Söz konusu anlaşmalar , toplam 60 milyar ABD Doları değerindedir . Azerbaycan'da halen yaklaşık 150 yabancı müessese faaliyet göstermektedir . Yıl sonuna kadar şirket sayısının artması beklenmektedir .
ULUSLARARASI İLİŞKİLER
Azerbaycanın Genel Dış Politikası
Azerbaycanın 1991 yılında bağımsızlığını kazandırmasının ardından sahip olduğu petrol varlıklarının etkisi ile uluslar arası toplumun ilgisini çekmektedir . Bu durumdan yararlanan Azerbaycan başta batılı ülkeler ve uluslararası güvenlik kuruluşları olmak üzere dış dünya ile ilişkilerini güçlendirmeye , bu amaçla da petrol varlıklarını olabildiğince kullanmaya gayret etmektedir . Azerbaycan aynı zamanda , bölge ülkeleri ve Orta Asya Cumhuriyetleri ile de iyi ilişkiler yürütmek istemektedir .
Azerbaycanın dış politika yönelimlerinde başta ABD ve İngiltere olmak üzere Avrupa ağırlıklı bir yer tutmaktadır . Bunda Batı güvenlik sistemlerine dahil olma kaygıları , Yukarı Karabağ sorununda bu ülkelerin desteğini alabilme isteği , bu ülkelerdeki Ermeni lobilerinin faaliyetlerini dengeleme çabaları yer almaktadır . Yine bu çerçevede Avrupa konseyi gibi kuruluşlara üye olma , IMF ve Dünya Bankası ile ilişkilerini güçlendirme gayretleri Azeri dış politikasının öncelikleri arasında yer almaktadır .
Ülkenin en önemli sorunu Yukarı Karabağ ihtilafıdır . Sovyetler Birliğinde Gorbaçov döneminde başlayan reform hareketleri , Yukarı Karabağ ( YK ) Ermenilerin de 1987-88 yıllarından itibaren kendi kaderini kendi tayin hakkına dayanarak Azerbaycandan ayrılma talebinde bulunmalarına yol açmıştır .
Yukarı Karabağ Sovyeti 20 Şubat 1988de Ermenistana bağlanma kararı almış , aynı dönemde Azeriler ile Ermeniler arasında çatışmalar başlamıştır .
Azerbaycan ise , 26 Kasım 1991 tarihinde YKın özerlik statüsünü feshederek bölgeyi doğrudan merkezi yönetime bağladığını ilan etmiştir . 10 Aralık 1991de YK Ermenileri bir halk oylaması ile bağımsızlık kararı almış , 12 Aralık 1991de “Yukarı Karabağ Cumhuriyeti” olarak BDT ye girme başvurusunda bulunmuş ve ardından bağımsızlığını ilan etmiştir . Bu girişimler BDT dahil , uluslar arası toplum tarafından kabul görmemiştir .
Sorunun çözümü amacıyla önce bölge ülkeleri barış girişiminde bulunmuş , ancak başarı sağlanamamıştır . Çatışmaların artma ihtimali ve Kafkasyada bağımsızlıklarını kazanan üç ülkenin de AGİTe üye olması dolayısıyla sorun AGİTin gündemine girmiştir .
Soruna barışçı bir çözüm bulunması amacıyla AGİT çerçevesinde Helsinki Bakanlar Konseyinin 24 Mart 1992 tarihli Kararıyla Türkiyenin de aktif bir üyesi olduğu 11 üyeli Minsk Grubu oluşturulmuştur .
Taraflar arasındaki çatışmalar 24 Mayıs 1994 tarihli ateşkes ile sona ermiştir . Bununla birlikte , Azerbaycan-Ermenistan arasındaki savaş hali halen devam etmektedir . Bugüne kadar Minsk Grubu tarafından taraflara önerilen paket , aşamalı ve “ortak devlet” ilkesine dayalı çözüm önerileri sonuçsuz kalmıştır .
Ülkemiz Azerbaycanın bağımsızlığını kazanmasından itibaren karşılaştığı sorunların temelinde yatan , Azerbaycan topraklarının %20sinden fazlasının Ermenistan tarafından işgal edilmesine ve YK dahil işgal edilmiş topraklarda 1 milyondan fazla Azerinin mülteci durumuna düşmesine yol açan Yukarı Karabağ ihtilafının çözümü konusunda Azerbaycanın yanında yer almakta , bu soruna bir an evvel barışçı , adil ve kalıcı bir çözüm bulunması amacıyla ikili düzeyde , AGİT çerçevesinde Minsk Grubunun üyesi olarak ve tüm uluslararası platformlarda aktif çaba harcamaktadır .
Birleşmiş Milletler nezdinde tarafımızdan yapılan girişimlerin sonucunda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 1993 yılında kabul ettiği 822 , 853 , 874 ve 884 sayılı kararlar ile çatışmalara son verilmesi , işgal edilen toprakların boşaltılması , mültecilerin geri dönmelerinin sağlanması çağrısında bulunmuştur .
Konu , üye olduğumuz tüm uluslararası platformlarda ilave olarak , NATO ve İslam konferansı teşkilatı toplantılarında da tarafımızdan dile getirilmektedir .
Son dönemde , soruna bir çözüm bulmak amacıyla iki ülke Devlet Başkanları düzeyinde doğrudan görüşmeler yapılmaktadır .
İKİLİ İLİŞKİLER
Kafkasya ülkeleri arasında Azerbaycan , ülkesinde Rus sınır muhafızları ve üsleri bulundurmayan tek ülkedir . Gebele Radar İstasyonunda görevli birkaç Rus teknisyeni dışında Azerbaycanda Rus askeri görevlileri bulunmamaktadır .
Rusyanın Ermenistanla stratejik ortaklığına dayalı yakın ilişkileri , Rusyadan Ermenistana yapılan yasa dışı silah sevkiyatı gibi konular Azerbaycan ı tedirgin etmektedir .
Azerbaycan-ABD ilişkilerini şekillendiren temel etkenler , petrol kaynaklarının işletilmesi , Azerbaycana ABD yardımlarını engelleyen Özgürlüğe Destek Yasasının 907 . bölümünün kaldırılması , ABDdeki Ermeni lobilerinin faaliyetlerini dengelenmesi , Yukarı Karabağ sorunu konusunda destek sağlanması olarak sıralanabilir . ABD firmaları Azerbaycanın enerji konsorsiyumlarında önemli hisselere sahiptirler . Ayrıca ABD hükümeti Bakü-Ceyhan petrol boru hattının yapımı konusundaki nihai anlaşmanın imzalanmasına destek vermiştir . Yukarı Karabağ sorununun çözümü konusunda Minsk Grubu Eş başkanlığını yürüten bir ülke olarak aktif çaba gösteren ABD , taraflar arasında devam etmekte olan doğrudan görüşmeleri desteklemeye devam etmektedir .
Bununla birlikte Azerbaycanın ABDden beklentilerinin tam olarak karşılandığı söylenemez . “Özgürlüğü Destek Yasası”nın ABD hükümetinin Azerbaycana doğrudan yardımını engelleyen 907 sayılı bölümü halen yürürlüktedir . Anılan bölüm , Azerbaycanın Ermenistana uyguladığı ticaret ambargosu öne sürülerek , büyük ölçüde ABDde yaşayan Ermeni diasporasının etkisi ile alınmıştır .
Önemli bir bölge ülkesi olan İranın Azerbaycan ile 432 , nahçivan ile de 170 km . ortak sınırı vardır . İranın kuzeyinde 20 milyonu aşkın Azerinin bulunması İran-Azerbaycan ilişkilerine özel bir boyut katmaktadır . Sovyetler Birliği zamanında yumuşama zamanına kadar kapalı olan İran-Azerbaycan sınırı , Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra önem kazanmıştır . Çeçenistan ve Yukarı Karabağ sorunları nedeniyle kuzeyinden ve batısından çevrelenmiş olan Azerbaycanın dış dünyaya açılma noktalarından biri İran sınırıdır . Azerbaycan İrana karşı ilişkilerini belli bir düzeyde tutmaya çalışmakta ve ikili düzeyde temasların sürdürülmesine gayret etmektedir .
Azerbaycan ve Gürcistan arasında dostane ilişkiler ve yakın iş birliği mevcuttur . İki ülkede yaşanan benzer iç sorunlar bu ülkeleri birbirlerine yaklaştırmaktadır . Gürcistan ve Azerbaycan arasındaki yakın iş birliği , AB tarafından desteklenen Batı-Doğu ulaştırma koridoru girişimi , AB ve Avrupa Güvenlik yapısı ile bütünleşme ve petrol güzergahları konusunda artan işbirliği ile kendini göstermektedir . Gürcistan ve Azerbaycan arasında GUUAM çerçevesinde de yakın bir iş birliği tesis edilmiş bulunmaktadır .
9 Temmuz 2002 tarihinde , Azerbaycan Ekonomik Kalkınma Bakanlığı ile Almanya Bakü Büyükelçiliği teşebbüsüyle Bakü'de "1 . Azerbaycan-Almanya Ekonomi Forumu" düzenlenmiştir . Forumda konuşan Ekonomik Kalkınma Bakanı Ferhat Aliyev , Almanya Hükümetince Azerbaycan'da gerçekleştirilen projeler için 140 milyon Mark , teknik yardım amaçlı ise 288 milyon Mark yardım yapıldığını açıklamıştır . Almanya ile Azerbaycan arasındaki işbirliği programı çerçevesinde Almanya tarafından Azerbaycan'a , 2002 yılı için 36 . 5 milyon Mark tutarında finansal yardım yapılmasının planlandığını bildiren , Ekonomik Kalkınma Bakanı Aliyev , Alman-Azerbaycan ortak şirketlerin oluşturulmasının ülke ekonomisi için yararlı olacağını ifade ederek , girişimcilerin yabancı şirketlerin tecrübesine dayanarak , üretimlerini dünya standartlarına ulaştırabileceklerini vurgulamıştır . Forum sırasında Azerbaycan ile Alman şirketleri arasında bir takım görüşmelere imkan sağlanmıştır .
ÇOK TARAFLI İLİŞKİLER
Azerbaycan bağımsızlığını kazanmasını ardından Batı kurumlarının arasında kendisine yer edinme gayreti içerisine girmiştir . AGİTe üyedir . 1999 yılı içerisinde AGİT Azerbaycanda bir ofis açmıştır .
Azerbaycan 24 Ocak 1992de Avrupa Konseyi ( AK ) ne tam üyelik yolunda ilk adım olan Avrupa Konseyi Parlamento Meclisi ( AKPM ) ne özel davetli statüsü ile başvuruda bulunmuştur . Yukarı Karabağ sorunu nedeniyle Azerbaycanın bu başvurusu Ermenistanınki ile birlikte uzun süre işleme konulmamış , böylece Azerbaycan ve Ermenistanın Avrupa Konseyi ile ilişkilerinde paralellik kurulmuştur . Haziran 1994te AKPMde kabul edilen Reddemann Raporu ile Azerbaycan , Ermenistan ve Gürcistanın Avrupanın coğrafi sınırları içerisinde yer aldığı tezi kabul edilmiş ve bu ülkeler Avrupa Konseyinin genişleme perspektifi içerisinde yer almıştır . AKPM 3 Şubat 1995te Azerbaycan ve Ermenistanın Özel Davetli statüsü taleplerini inceleme sürecini başlatma kararı almıştır . Ancak 26 Ocak 1996 yılında üç Kafkas ülkesi arasında gözetilen bu denge Ermenistanın özel davetli statüsüne alınması ile bozulmuştur . Gürcistan 26 Mayıs 1996da , Azerbaycan ise 28 Haziran 1996 tarihinde özel davetli statüsü kazanmıştır .
Gürcistan Nisan 1999da AK üyeliğine kabul edilmiştir . Ermenistan ve Azerbaycanın tam üyelik müzakereleri halen sürmektedir .
Azerbaycanın Avrupa Birliği ile de iyi ilişkileri mevcuttur . Nisan 1996da Azerbaycan ve AB arasında Ortaklık ve işbirliği anlaşması imzalanmıştır . Haziran 1999 tarihinde anılan anlaşmanın onay belgeleri teati edilmiştir . Ayrıca Azerbaycan ile AB arasında ticaretin serbestleştirilmesine yönelik ara anlaşma 8 Ekim 1997 tarihinde imzalanmıştır . Söz konusu anlaşma 22 Nisan 1996da Lüksemburgda imzalanan ortaklık ve işbirliği Anlaşması yürürlüğe girene kadar işbirliğinin ticaretle ilgili bölümlerini düzenlemiştir .
Anlaşmaya göre taraflar birbirlerine en çok gözetilen ülke statüsünü vermişlerdir . Ayrıca anılan anlaşma taraflara fikri mülkiyet haklarını koruma yükümlülüğü getirmekte ve gümrük alanında iş birliği öngörmektedir .
Azerbaycanın izlediği çok yönlü dış politikanın bir başka örneği ise BDT üyesi olmasıdır . BDTnin toplantılarına katılmakta , ancak topluluğun savunma boyutuna katılmamaktadır . En son 24-25 Ocak 2000 tarihlerinde Moskovada yapılan BDT Zirve toplantısına Cumhurbaşkanı Aliyev katılmıştır .
Azerbaycanın Batı savunma sistemi içerisinde kendisine yer edinme çabaları NATO BİO programına katılması ile kendini göstermektedir .
ÜYE OLDUĞU ULUSLARARASI TEŞKİLATLAR
Birleşmiş Milletler ( BM ) , Birleşmiş Milletler Bilim ve Kültür Teşkilatı ( UNESCO ) , Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı ( UNIDO ) , Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı ( AGİT ) , Bağımsız Devletler Topluluğu ( BDT ) Karadeniz Ekonomik İş Birliği Teşkilatı ( KEİ ) , Avrupa İskan ve Kalkınma Bankası ( EBRD ) , Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı ( ICAO ) , Uluslararası İşçi Teşkilatı ( ILO ) , Uluslararası Para Fonu ( IMF ) , Dünya Sağlık Teşkilatı ( WHO ) , Dünya Meteoroloji Teşkilatı ( WMO ) , Uluslararası Telekomünikasyon Birliği ( ITU ) , Uluslararası Kalkınma Ajansı ( IDA ) , Uluslararası Posta Birliği ( UPU ) , Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı ( FAO ) , Dünya Telif Hakları Teşkilatı ( WIPO ) , Avrupa Ekonomik Komisyonu ( AEK ) , Avrupa-Atlantik Ortaklık Konseyi ( AAOK ) , NATO-Barış İçin Ortaklık ( BİO ) İslam Konferansı Teşkilatı ( İKT ) , Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ( EİT ) , Uluslar arası Denizcilik Teşkilatı ( IMO )
AZERBAYCANIN TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİ
Tarihçe
Türkiye , 30 Ağustos 1991de egemenliğini ilan eden Azerbaycan Cumhuriyetini 9 Kasım 1991 tarihinde tanımış ve bağımsız Azerbaycanı tanıyan ilk devlet olmuştur . Azerbaycan ile 14 Ocak 1992 tarihinde imzalanan Protokol çerçevesinde diplomatik ilişki kurulmuş ve Başkonsolosluk olarak görev yapmakta olan Temsilciliğimiz Büyükelçilik düzeyine yükseltilmiştir .
Siyasi İlişkiler
Türkiye , geçtiğimiz yıllarda , bir yandan Azerbaycanın bağımsızlığını , egemenliğini , toprak bütünlüğünü , yeni ülke kimliğini güçlendirmeye çalışırken , diğer yandan da Azerbaycanın kendini uluslararası toplumun eşit bir üyesi olarak tanıtma yolundaki gayretlerine katkıda bulunmuştur . Bu yöndeki yardımlarımız devam etmektedir .
Öte yandan Azerbaycan yönetiminin ülkede çoğulcu demokratik yapıyı yerleştirme ve piyasa ekonomisini bütün kurallarıyla işler hale getirme yönündeki çabaları tarafımızdan desteklenmektedir .
Türkiye için Azerbaycan ortak dil , kültür ve tarihi paylaştığı önemli bir ülkedir . Türkiye , başından itibaren , yeni bağımsız bir cumhuriyet olarak çeşitli güçlüklerle karşılaşan Azerbaycanı bu zorlukların üstesinden gelebilmesinde kuvvetli destekçisi olmuştur . Türkiye , Azerbaycanı bağımsızlığının pekiştirilmesi , toprak bütünlüğünün korunması ve Hazar Denizinin zengin doğal kaynaklarından gelen ekonomik potansiyelinin hayata geçirilmesinin gerekli olduğunu düşünmektedir .
Bir diğerinin egemen eşitliğine karşılıklı saygı temeline dayanan Türkiye-Azerbaycan ilişkileri sadece siyasi alanda değil , ekonomi , ticaret , eğitim , ulaştırma , telekomünikasyon , tarım , sosyal güvenlik , sağlık , kültür , bilim , turizm gibi her alanda gelişmeyi sürdürmektedir . İki ülke arasındaki ilişkilerin ahdi temelini 1991-1999 yılları arasında imzalanan 100ün üzerinde anlaşma oluşturmaktadır . Üst düzey temaslar ve her seviyede ziyaretler düzenli ve sık bir şekilde gerçekleşmektedir .
YUKARI KARABAĞ SORUNU
Bugünkü Yukarı Karabağ sorununun çıkış noktası 1988'e gitmektedir . 1980'lerin sonunda Sovyetler Birliği'nin dağılma sürecine girmesiyle , Yukarı Karabağ Özerk Cumhuriyeti Sovyeti Şubat 1988'de Azerbaycan , Ermenistan ve SSCB Sovyetlerine müracaatla , Azerbaycan'dan ayrılmak ve Ermenistan'a bağlanmak kararının onaylanmasını istemiştir . Azerbaycan Yüksek Sovyeti , bu kararı ve başvuruyu reddetmiş , bunun , Birlik Cumhuriyetlerinin sınırlarının , bu Cumhuriyetlerin mutabakatı olmaksızın değiştirilemeyeceğini hükme bağlayan Sovyetler Birliği Anayasasına aykırılığı nedeniyle yasadışı bir girişim olduğunu ileri sürmüştür . Temmuz 1988'de , SSCB Yüksek Sovyeti de , Ermenistan Yüksek Sovyetinin Yukarı Karabağ'ı Ermenistan Cumhuriyeti içine alma kararını reddetmiş ve Ocak 1989'da Yukarı Karabağ'da yönetimi devralmıştır .
Azerbaycan ve Ermenistan'ın 1991 yılında bağımsızlıklarını kazanmalarını ve 1992 yılı başlarında Rus birliklerinin Yukarı Karabağ'dan geri çekilmelerini takiben , ihtilaf savaşa dönüşmüştür . 1992 yılı ortalarında , Yukarı Karabağ Ermeni olmayan nüfustan arındırılmıştır . Bu durum , Yukarı Karabağ Ermenilerinin , Ermenistan Cumhuriyeti birliklerinin de desteğiyle , Azerbaycan'ın Laçin , Kelbecer , Agdam , Fizuli , Kubatlı , Zengilan bölgelerindeki Azeri nüfusu bu bölgelerden çıkarmalarıyla devam etmiştir . Bu tarihten itibaren , bu yerlerinden edilmiş insanlar Azerbaycan'ın diğer bölgelerindeki geçici kamplarda ve çadırlarlarda yaşamlarını sürdürmektedirler .
Birleşmiş Milletler , ihtilafla ilgili olarak 822 , 853 , 874 ve 884 sayılı kararları kabul ederek , işgal edilmiş Azerbaycan topraklarından bütün askeri birliklerin derhal çekilmesi çağrısında bulunmuştur . Ermenistan söz konusu kararlara uymamıştır .
1992 yılında , AGİT Minsk Grubu bünyesinde barış süreci başlatılımıştır . 1994 yılı Nisan ayında ateşkes anlaşması imzalanmıştır ve birçok ihlale rağmen ateşkes rejimi halen yürürlüktedir .
Ermenistan hariç , AGİT ülkeleri AGİT Başkanlık Açıklamasında yer alan ilkeleri ihtilafın adil çözümü için uygun çerçeve olarak kabul etmişlerdir . Başkanlık Açıklaması , ihtilafın , Azerbaycan ve Ermenistan'ın toprak bütünlüklerine saygı , Yukarı Karabağ'a Azerbaycan içinde en yüksek düzeyde özerklik Yukarı Karabağ ve ahalisi için güvenlik garantileri temelinde çözümlenmesi çağrısında bulunmaktadır .
MG toplantılarına aktif bir şekilde katılan Türkiye , soruna AGİT çerçevesinde çözüm bulunmasını istemekte ve kabul edilebilir çözüm için gerekli unsurların Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünün korunması , Ermeni birliklerinin işgal altında tuttuğu Azeri topraklarından geri çekilmesi ve mültecilerin yurtlarına dönmeleri olduğuna inanmaktadır .
Bu çerçevede Türkiye , Azerbaycan ve Ermenistan arasında Cumhurbaşkanları düzeyinde başlamış olan diyaloğu ve Savunma Bakanlarıyla Dışişleri Bakanları arasında yapılan paralel görüşmeleri memnuniyetle karşılamakta ve bu doğrudan görüşmelerin yararlı olduğunu düşünmektedir .
TÜRKİYE-ERMENİSTAN İKİLİ İLİŞKİLERİ
Türkiye , 16 Aralık 1991 tarihinde Ermenistan'ın bağımsızlığını tanımış ve bağımsızlığının ardından ekonomik güçlüklerle karşılaşan Ermenistan'a insani yardımda bulunmuştur . Türkiye , ayrıca , toprakları üzerinden Ermenistan'a insani yardım malzemesi gönderilmesini de kolaylaştırmıştır . Ermenistan , Türkiye tarafından Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü'ne kurucu üye olarak davet edilmiştir . Bununla birlikte Türkiye , Yukarı Karabağ nedeniyle Azerbaycan-Ermenistan arasındaki ihtilafta Ermenistan'ın izlediği tutum ve Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarının beşte birini işgal altında tutmasından ötürü Ermenistan'la diplomatik ilişki tesis etmemiştir .
Yukarı Karabağ konusunda Azerbaycan-Ermenistan arasındaki sorun , Türk halkı için ciddi endişe kaynağıdır .
Türkiye , Yukarı Karabağ'ı , Azerbaycan'ın ayrılmaz bir parçası olarak görmekte ve Ermeni birliklerinin işgal altındaki Azeri topraklarından geri çekilmesini istemektedir . Türkiye , üyesi olduğu AGİT Minsk Grubu sürecini , soruna barışçı çözüm bulunmasında önemli bir mekanizma olarak değerlendirmektedir .
Ermenistan geçmişiyle barışma yönünde nihai seçimini yaparak tarihin yargılanmasını tarihe bıraktığında ve Azerbaycan'la sorunlarının çözümü yönünde somut adımlar attığında , bu ülkeyle de ilişkilerimizin normale döndürülmesi amacımızdır .
18-19 Kasım 1999
"Yüzyılın son zirvesi" olarak nitelendirilen "AGİT İstanbul Zirvesi" , Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na ( AGİT ) üye 54 ülkenin Devlet veya Hükümet Başkanlarının katılımıyla 18-19 Kasım 1999 tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirildi . İstanbul Zirvesi , 20 . yüzyılın son çeyreğine damgasını vuran zirveler ( 1975 Helsinki , 1990 Paris ) dizisinin üçüncüsü ve sonuncusu oldu . Zirve sonunda 43 maddelik bir de deklarasyon yayınlandı .
AGİT İSTANBUL DEKLARASYONU 99
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın ( AGİT ) İstanbul'da yapılan yüzyılın son zirvesinde , Balkanlar ve Kafkaslardaki sorunları da içeren bölgesel konularla teşkilatın bölgesel çatışmalara ilişkin misyonlarının bugüne kadarki sonuçlarıyla ilgili ortak bir deklarasyon yayınlandı .
YUKARI KARABAĞ SORUNU-KAFKASLAR
Yukarı Karabağ sorununa da değinilen deklarasyonda , Ermenistan ve Azerbaycan cumhurbaşkanlarının Yukarı Karabağ sorununa kalıcı çözüm bulunmasına yönelik çabaları övüldü .
Özellikle düzenli görüşmeleri , soruna kalıcı ve kapsamlı çözüm bulunması sürecini hızlandırma olanağı yaratan iki ülke cumhurbaşkanlarının yoğun diyaloğundan övgüyle bahsedilen deklarasyonda , görüşmelere AGİT Minsk Grubu'nun da dahil olduğu biçimde yeniden başlanması umudunda olunduğu , bu diyaloğun tamamen desteklendiği ve devamının teşvik edildiği vurgulandı . Deklarasyonda , Yukarı Karabağ soruna çözüm bulunmasıyla ilgili hala en uygun format olan AGİT ve Minsk Grubu'nun barış sürecinin daha ileri götürülmesi için hazır olduğu belirtildi .
Gürcistan'ın egemenliği ve toprak bütünlüğüne verilen desteğin yinelendiği deklarasyonda , Ossetya ve Abhazya sorununun , bu bölgelerin siyasi statülerinin özellikle Gürcistan içinde çözümünün gerekliliği vurgulandı .
Deklarasyonda , AGİT'in Abhazya'daki BM'nin öncü rolünü desteklemeyi sürdüreceği de belirtildi .
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.