Dokular 
DOKULAR Doku: Yüksekdoku  denir . 
  
   Dokular canlının erginlikten önceki yaşamında başlar ve erişkinliğe ulaşınca son biçimini alır . Hayvanların  yapısındakilere hayvansal , bitkilerin yapısındakilere de bitkisel dokular denir .  
 
-HAYVANSAL  DOKULAR-Hayvansal dokular 7 gruba ayrılırlar; 
1 . Epitel  doku  
2 . Bağ doku 
3 . Kıkırdak doku    
4 . Kemik doku  
5 . Kan doku  
6 . Kas doku 
7 . Sinir doku 
  
 Bitkisel dokular ise 2 gruba ayrılır; 
 
             1 . Sürgen ( Bölünür )  doku 
             2 . Bölünmez doku
               
  Hayvansal dokuları inceleyelim; 
  
EPİTEL DOKU:Vücudun   Epitel  doku işlevine göre 2 grupta incelenir;
 
1 . Örtü epiteli :Asıl    görevi korumaktır . Ancak bazen emilim görevide  yaparlar . Hücrelerinin sıralanışına göre Tek katlı ve Çok katlı olmak üzere ayrılırlar . 
A . Tek katlı epitel :Yan    yana dizilmiş hücrelerden oluşur . Hücreleri yassı , kübik veya silindiriktir . 
a . Tek katlı yassı epitel :  Akciğer alveolleri , kan  damarlarının iç yüzü ve kılcal damarlarda bulunur . 
b . Tek katlı kübik epitel :Omurgalı    böbreklerinde , tiroit bezinde bulunur . 
c . Tek katlı silindirik epitel :Omurgalının    solunum yollarında , incebağırsakta bulunan silindirik epitel  emme görevi yapar . 
B . Çok katlı epitel :Üst    üste sıralanmış hücrelerden oluşur . Omugalıların  derisinde bu doku vardır . Bu epitel  dokuyu incelediğimizde en altta silindirik , ortada kübik , üstte ise yassı epitelden  oluşmuştur . En üstteki epitel  genellikle ölüdür . Bu ölü hücre alttaki canlı hücreleri dış etkilerden korur . Kan damarı içermez . 
2 . Salgı ( Bez )  epiteli :Salgı    yapma yeteneğindeki hücrelerdir . Tükürük bezi , mide bezleri , ter bezleri , hipofiz , tiroit gibi salgı yapan organlarda bulunur . Hücre sayısına göre;
A . Tek hücreli bezler:Silindirik    hücrelerden oluşur . Bunlara “goblet ”  hücresi denir . Toprak solucanının derisinden , sindirim kanalından , solunum organlarından salgılanan mukus buna örnektir . 
B . Çok hücreli bezler:Salgı    yapan hücrelerin bir araya gelmesi ile oluşurlar . Salgılarını bir kanala ve buradan vücut boşluğuna veren bezlere ekzokrin  ( dış salgı )  bezi  denir . Tükrük  bezi , mide ve bağırsak bezleri ile gözyaşı bezleri dış salgı bezleridir . Salgılarını doğrudan kana veren bezlere endokrin ( iç salgı )   bezi  denir . Bunlar kanalsız bezlerdir . Salgılarına hormon denir . Hipofiz , tiroit , paratiroit , böbreküstü bezleri birer iç salgı bezidir . 
  
BAĞ DOKUSU:Doku   ağsı , kollogen  , elastik lifler  olmak üzere 3 tipte lif görülür . Ara madde miktarı çok , bağ dokusu hücreleri azdır . Bağ dokusunu oluşturan asıl hücrelere fibroblast mast  hücreleri ve makrofajlardır  .  
 
   Yağ dokusu , özelleşmiş    bir bağ dokusudur . Hücreleri büyük ve yuvarlak olup yağ damlacıkları taşır . Yağ dokuları yedek besin olarak yağın ve suyun depolanmasını sağlar . Vücudun basınç ve darbelere karşı korunmasında , ısının izole edilmesinde , derinin nemli kalmasında etkili olur . 
KAN DOKUSU:Kan   
    Kandan , kan  hücreleri ve pıhtılaşan maddeler çıktıktan sonra geriye kalan sıvıya serum  denir .  Kan , bir tüpe konduğunda dipte oluşan pıhtının üstünde kalan serumdur . Pıhtıda ise kan hücreleri ve fibrin bulunur . Kan hücreleri 3 çeşittir:
1 . Alyuvarlar  2  . Akyuvarlar  3 . Kan pulcukları 
  
Alyuvar ( Eritrosit ) ; ortası çukur , kırmızı  renkli kan hücresidir . Başlangıçta çekirdeklidirler ama kana karışırken çekirdeklerini kaybederler . Alyuvarlar akciğerden aldıkları oksijeni vücut hücrelerine , vücut hücrelerinden aldıkları karbondioksiti akciğere götüren hücrelerdir . 
   Oksijen ve karbondioksit taşınmasında yapısında bulunan demirli bir protein olan hemoglobin  görev yapar . Bir  alyuvar yaklaşık 280 milyon hemoglobin molekülüne sahiptir .  
   Alyuvarların ömrü yaklaşık olarak 120 gündür . Yaşlı  alyuvarlar dalakta ve karaciğerde parçalanır . Kemik iliğinde yenisi üretilir . Birim zamanda dokulara ulaşan oksijen miktarının azalması vücutta alyuvar üretimini hızlandırır .  
a  . Kan kaybı
b  . Deniz seviyesinden yükseklere çıkılması
c  . Bazı solunum ve dolaşım sistemi hastalıkları gibi durumlarda alyuvar üretimi artar . 
   Yüksek yerlerde yaşayanlarda sahildeki insanlardan daha fazla alyuvar bulunur . Olgunlaşmış  alyuvarlarda çekirdek , ribozom , e . retikulum  ve mitokondri yoktur .  
  
Akyuvarlar ( Lökositler ) ; çekirdekli , gerçek  kan hücreleridir . Kan sıvısı içinde aktif hareket ederler . Hemoglobin taşımadıkları için renksizdirler . Kanda ortalama 7000-9000 kadardır . Bu sayı:
  
a  . Mikrobik hastalıklar
b . Vücuda giren yabancı proteinler , bakteri  ve kimyasal toksinler 
c . Doku tahribi  halinde  sayısı artar .  
   Sitoplazması tanecikli olanlara granüllü akyuvar  denir . Çekirdeği  boğumludur . Bunlar nötrofil  , eosinofil  ve bazofil diye adlandırılır . Tanecikli olmayanlarada  granülsüz akyuvar adı verilir . Çekirdeği fasulye tanesine benzeyen tiplerine monosit lenfosit  denir . Monositler  kemik iliğinde , lenfositler dalak , tümüs  bezi ve lenf düğümlerinde üretilirler .  
   Akyuvarlar vücudu hastalıklara karşı korur . Monositler   , mikropları fagositozla yutar ve parçalar . Çoğu zaman amipsi hareketlerle kan damarlarından çıkarak doku sıvısındaki mikropları yok eder . Ayrıca bazı lenfositler vücuda zarar veren maddelere karşı “antikor”  üretirler .  
Kan pulcukları ( trombositler  ) ; kemik ilğindeki  dev hücrelerin ( megakaryosit  )  parçalanması sonucu sitoplazma parçalarıdır . Ömürleri  birkaç gündür . Kanın pıhtılaşmasında etkili olan özel bir protein bulundururlar . Buna trombosit tromboplastini 
  
KIKIRDAK DOKU:Esnek   
   Bu doku , kıkırdak  hücreleri “kondrosit ”  ile hücrelerin arasını dolduran ara madde “kondrinden ”  oluşur . Kondrosit  bir kapsülle çevrilidir .  
   Kıkırdak dokuda kan damarı bulunmaz . Besin    ve gerekli maddeler difüzyonla etrafını saran bağ dokunun kılcallarından alınır . Metabolizma ürünü artıklarıda  yine difüzyonla atılır . 
   Kıkırdak doku , ara  maddesine göre  hiyalin  , elastik ve lifli kıkırdak olmak üzere 3e ayrılır .  
a . Hiyelin  kıkırdak;soluk    borusu , kaburga uçları , uzun kemiklerin başı ve burunda yer alır . Bütün omurgalıların embriyoları ile kıkırdaklığı balıkların embriyo ve erginlerinde bulunur . 
b . Elastik kıkırdak;dış    kulak yolu , kulak kepçesinde bulunur .    
c . Lifli kıkırdak;uzun    kemiklerin eklem yerinde yer alır . Kollojen  lifleri fazladır . Hücreler arası madde ve hücreleri azdır . 
  
KEMİK DOKUSU:Omurgalıların     tutunma yüzeyi oluşturur . Kemik hücrelerine “osteosit ”  denir . Kemik hücreleri osein florür  oluşturur . Bu maddelerin miktarı canlının yaşına göre değişir .  
    Kemik doku sıkı ve süngersi olmak üzere 2ye ayrılır .   
Sıkı kemik doku , sert    bir kitledir . Sert kemik dokuda denir . İskeleti oluşturan tüm kemiklerin dış yüzeyinde uzun kemiklerin gövdesinde bulunur . Kemik hücreleri sitoplazmik  uzantılarla birbirine bağlanır . Hücreler iç içe geçmiş daireler üzerinde bulunur . Dairelerim merkezinde boydan boya uzanan boşluklara havers  kanalı  denir . Havers  kanallarını birbirine bağlayan yan kanallarada  volkmen  kanalları  adı verilir . Bu iki kanalında içinden kan damarları ve sinir uzantıları geçer . 
Süngerimsi kemik doku , uzun    kemikleri baş kısmını , kısa ve yassı kemikleri iç kısmını doldurur . Gözenekli bir yapısı vardır . Bu gözeneklerin içi kırmızı kemik iliğiyle doludur . 
    Bütün kemikler “periost ”  adı verilen  bir zar ile örtülüdür . Bu  zar kemiklerin beslenmesinde , onarımında ve kalınlaşmasında görev yapar . Uzun kemiklerin ortasındaki boşlukta sarı ilik , baş kısmında kırmızı ilik , kısa ve süngerimsi kemik dokusunun gözeneklerinde de kırmızı ilik bulunur . Kırmızı ilik alyuvar ve akyuvar yapımında etkilidir . Kırmızı ilik alyuvar ve akyuvar yapımında etkilidir . Kemik dokusu vücudun mineral deposudur .  
  
KAS DOKUSU:Kasılıp   
      Kas hücrelerinin zarına sarkolemma sarkoplazma denir . Sarkoplazma   kasılıp gevşeme özelliğindeki liflerden yapılmıştır . Bu liflere miyofibril  adı verilir . Aktin  ve miyozin  denilen proteinden yapılmıştır . kasılma için gerekli enerji ATPden  sağlanır .  
   Kaslar yapı ve çalışmaları bakımından üç çeşittir . Bunlar ; 1 . Düz kas ,  2 . İskelet kası ,  3 . Kalp kası .  
  
1 . Düz kaslar;uzun     , iğ biçimli , sivri uçlu hücrelerden yapılmıştır . Hücrenin ortasında yassı ve uzun bir çekirdeği vardır . Bağırsak , mide , damarlar gibi iç organların yapısında bulunur . İsteğimiz dışında çalışır , çalışması otonom sinir sisteminin denetiminde gerçekleşir . Yavaş kasılır ancak kasılı kalabilme süreleri uzundur . Yani geç yorulurlar . 
 
  
2 . Çizgili kaslar;uzun    , silindirik ve kalın uçlu hücrelerdir . Plazma zarları eridiği için çok çekirdekli bir görünümleri vardır . Çekirdekleri kenarda yer alır . 
    Çizgili kaslar iskeleti sara ve hareketi sağlar . İstediğimizle  çalışır . Çalışması beyin tarafından düzenlenir . Kasılma hızı yüksektir . Kasılı kalma süresi kısadır . Yani çabuk yorulurlar .   
  
3 . Yürek ( Kalp )  kası , bir    çeşit çizgili kastır . Kalbin kaslı yapısını oluşturur . Çok çekirdeklidir . Çekirdekleri ortadadır . Enine boyuna çizgilidir . Dallanmış ve birbiri ile kaynaşmış silindirik , uzun liflerden oluşur . Uyartı bir liften diğerine iletilir . İsteğimiz dışında çalışır . Çalışması otonom sinir sistemi ile düzenlenir . 
 
  
SİNİR DOKUSU:Sinir   rejenerasyon  ve koruma görevi yapan nörogliyalardan  oluşur . Bir nöronda iki kısım bulunur . 
 
  
a . Sinir gövdesi:Sitoplazma    ve çekirdeği kapsar . Hücreden uzanan sinir liflerine sahiptir . 
 
b . Uzantılar:Uzun    ve tek olan uzantıya akson  denir . Beyin ve omirilikte  bulunan aksonların etrafı miyelin  kılıf ile örtülüdür . Bu kılıf Schwann  hücrelerinin  aksona dolanmasıyla oluşur . Miyelinli  aksonlarda uyartılar hızlı iletilir . Otonom sinir sisteminin iç organlarda sonlanan aksonlarında miyelin  bulunmaz . Kısa birden fazla olan uzantılara ise dendrit   denir .     
   Nöronlar uç uça gelerek sinir tellerini oluştururlar . Bir  nöronun dendritleri  ile başka bir nöronun aksonunun karşılaştıkları ve uyartının aksondan dendrite  geçtiği özel bağlantı yerine sinaps dendritin  arasındaki boşluğa sinaptik  aralık  denir . Sinir hücrelerinde elektriksel olarak iletilen impulslar  bu çeşit sinapslarda  kimyasal olarak iletilir . İmpulslar  dendritden  hücre gövdesine daha sonra aksona taşınır  . Nöronlar uzantılarıyla bez hücrelerine ve kaslara  ( efektör  organlara )  bağlanırlar .  
  
-BİTKİSEL  DOKULAR- 
 
Bitkisel dokular “sürgen doku” ve “değişmez doku” olmak üzere iki kısımda incelenir .  
  
Sürgen  ( Meristem )  Doku:Bitkilerde   
    Hücreleri küp veya prizma şeklinde olup , hızlı  bölünme yeteneğindedir . Bitkinin hızlı büyüyen bölgelerinde bulunur . Farklılaşarak değişmez dokuları oluşturur . Yapı ve görevlerine göre iki çeşidi vardır . 
  
1 . Birincil meristem:Kök    , gövde ve dalların uç kısımlarında bulunur . Bu dokunun bulunduğu bölgelere “büyüme noktası” denir . Büyüme noktası gövdede koruyucu yapraklarla  , kökte ise kaliptra  örtülür . Büyüme konisi iç içe üç tabakadan oluşur . Bu tabakalar dıştan içe doğru dermatojen  , periblem  ve plerom  şeklinde sıralanır . Dermotejen  epidermisi  , periblem  kabuk bölgesini , plerom  merkezi silindir bölgesini oluşturur   Birincil meristem  ömür boyu etkindir . Boyca  uzamayı sağlar . 
  
2 . İkincil meristem:Değişmez    doku hücrelerinin sonradan bölünme yeteneği kazanması ile oluşur . Buna “Kambiyum ”  denir . Kambiyum  , iletim demetleri arasında oluşursa demetler kambiyumu   , epidermis  altında oluşursa mantar kambiyumu   adını alır . Mantar kambiyumu   epidermisin yerini alan mantar dokuyu oluşturur . Demetler kambiyumu   ise her yıl yeni odun ve soymuk borularını oluşturur . Bir önceki yıl biri ilkbahar diğeri yaz sonunda oluşan odun ve soymuk boruları ezilerek üst üste yığılır ve yaş halkalarını  oluştururlar . Demetler kambiyumu  faaliyeti ile oluşur . 
  
Değişmaz  dokular:Sürgen   
 
    
  
A . Parankima dokusu ( Temel doku )  
 
  Bitkilerde diğer doku ve organların arasını doldurur . Dokunu  meydana getiren hücreler , ince çeperli , bol sitoplazmalıdır . Kofulları küçük ve azdır . Yaptıklarını işlere göre: Özümleme , havalandırma , iletim  ve depolama  parankiması olmak üzere dörde ayrılır .  
a . Özümleme Parankiması:Fotosentez    yapar . Bol kloroplast taşıyan hücrelerdir . Bitkinin yapraklarında , genç gövde ve dallarında yer alır . Yaprakların üst yüzeyinde yer alan kloroplastça zengin parankimaya palizat  parankiması  , yaprakların alt yüzeyinde yer alan hücre arası boşlukları fazla olan , kloroplastı daha az olanlarına ise sünger parankiması  denir . 
b . Havalandırma Parankiması:Bataklık    ve su bitkilerinin kök ve gövdelerinde bulunur . Hücreler arasındaki boşluklar hava ile doludur . Bitkinin gaz alışverişine yardımcı olur . 
c . İletim Parankiması:Özümleme    parankiması ile iletim demetleri arasında su ve besin taşır . İnce çeperli olup kloroplastı az veya hiç bulunmayan hücrelerdir . 
d . Depo Parankiması:Kök    gövde , tohum ve meyvelerde bulunur . Yedek besin ve su depo eder . Örneğin patateste nişasta , kaktüste su depo eder .        
  
B . Koruyucu doku  
Bitkiyi dıştan sarar . Kalın  çeperli hücrelerden meydana gelir . Bitkinin su kaybını önler , madde alışverişini sağlar , dış etkilere ve yaralanmalara karşı bitkinin iç dokularını korur . Koruyucu doku “epidermis ”  ve “perider ”  olmak üzere 2 çeşittir .  
    Epidermis   , bitkinin  genç bölgelerini ve yapraklarını örten tek tabakalı bazı bitkilerde çok tabakalı olan bir dokudur . Dermatojen  hücrelerinin farklılaşmasından oluşur . hücreleri arasında boşluk yoktur . 
   Hücrelerin üzerinde kütin ve mumdan oluşan kutikula vardır . Kutikula   tabakası bitkilerde su kaybını azaltır . Epidermisin bazı hücreleri farklılaşarak epidermisin direncini artırır . Bu tabakanın kalın ve ince oluşu bitkinin yaşadığı ortama bağlıdır . Bazı bitkilerde epidermis  çok katlı olabilir . Savunma , örtü , tırmanma ve emici tüylerin bazıları da gözenek hücrelerini oluşturur .  
   Stomalar   ( Gözenekler )  epidermis  hücrelerinin değişmesiyle meydana gelen;ihtiyaca  göre gaz alışverişi ve terlemeyi düzenleyen açılıp kapanabilir yapılardır . Gözeneklerin açılıp kapanması turgor basıncı ile düzenlenir . Gözenek hücreleri kloroplastlı hücrelerdir . Gözenek hücrelerinin çevresindeki hücrelerine komşu hücreler  denir . Gözenekler kara bitkilerinin yapraklarının her iki yüzünde de bulunur . Çoğu bitkilerde alt yüzde daha fazladır . Su içindeki yapraklarda , kökte , mantar doku ile örtülü gövde ve dallarda gözenek bulunmaz .   
    Çok yıllık bitkilerde kök ve gövdedeki epidermisin parçalanması sonucunda epidermisin yerini periderm alır . Peridermin   üst sırasında mantar  hücreleri bulunur . Mantar hücreleri mantar kambiyumu  ( fellojen  )  tarafından oluşturulur . Mantar hücrelerinin çeperinde su geçirmeyen suberin  birikir . 
   Bu hücreler zamanla ölür ve içleri hava ile dolar . Mantar  dokusu üzerinde gaz alışverişini sağlayan açıklıklara kovucuk  ( lentisel  )   denir . Kovucuklar epidermisin parçalanması sırasında gözeneklerin bulunduğu yerde oluşur .  
C . İletim dokusu     Plerom oluşur . Bitkinin  kök , gövde , yaprak , çiçek gibi hemen her organında bulunur . Topraktan alınan su ve madensel tuzların ilgili organlara;fotosentez sonucu oluşan organik besinlerin harcanacakları ya da depo edilecekleri yere taşınmasını sağlar . İki bölümde incelenir:
  
1 . Odun borusu ( =ksilem  ) : Üst üste gelen hücrelerin ara zarlarının erimesi , çekirdeklerinin  kaybolması , yan çeperlerinin değişik biçimde lignin biriktirerek kalınlaşması sonucu oluşan boru biçimindeki cansız oluşumlardır . Topraktan alınan su ve madensel tuzların gövde , dal ve yapraklara taşınmasını sağlar . 
 
2 . Soymuk borusu ( =floem  ) : Üst üste sıralanmış canlı hücrelerin boyalarının uzaması ,  ara zarlarının kalbur  gibi delinmesiyle oluşur . Hücreleri  canlı , kofullu ve küçük çaplıdır . Soymuk borularının yanında bol sitoplazmalı ,  iri çekirdekli arkadaş hücreleri  yer alır .  
   Soymuk boruları fotosentez sonucu oluşan organik bileşikleri bitkinin çeşitli bölgelerine taşır .  
D . Destek doku 
Bitkilerin yapılarını koruyabilmeleri , dış  etkilere dayanaklı hale gelmeleri destek doku ile sağlanır . Otsu bitkilerde yayanıklılık  hücrelerin turgor durumu ile sağlanır .    
   Destek doku hücrelerinin ortak özelliği çeperlerinin kalınlaşmış olmasıdır . Destek  doku ,  “pek doku  ( kolenkima  ) ”  ve “sert doku  ( sklerankima  ) ”  olmak üzere 2 çeşittir .  
   Pek doku ; büyümekte olan bitki kısımlarında  ( yapraklar , çiçekler  , meyve sapı , bazı otsu bitkilerin gövdesinde )  bulunur . Canlı bir dokudur . Hücreleri değişik şekillerde olabilir . Hücrelerinde sitoplazma , çekirdek ve bazılarında kloroplast bulunur . Köşeleri kalınlaşmış kollenkimaya  köşe kollenkiması   , karşılıklı çeperleri kalınlaşmış kollenkimaya  levha kollenkiması   denir . Hücre çeperi selüloz ve pektin maddelerinin birikmesiyle kalınlaşmıştır . Ballıbaba , kabak , begonya ve tütünde köşe kollenkiması ;adaçayı ve mürver ağacında ise levha kollenkiması  bulunur .  
   Sert doku; büyümesini tamamlamış bitki kısımlarında bulunur . Bitkiye  sertlik ve direnç sağlar . Hücreleri ölüdür . Hücre şekilleri bakımından iki çeşittir . Hücreleri ağ şeklinde olanlara sklerankima  lifleri  denir . Keten ve kenevirdeki sklerankima  lifleri dokuma sanayinde kullanılır . Yuvarlak ve çokgen olanlara taş hücreleri  denir . Kabukta , bazı yapraklarda , ayva ve armutta , meyve çekirdeklerinde bulunabilir .  
E . Salgı Doku 
Epidermis  , parankima  ve diğer dokular arasında tek tek  veya gruplar halindeki canlı hücrelerden oluşur . Hücreleri bol sitoplazmalı ve iri çekirdeklidir . 
   Bitkilerdeki salgılar , ya  hücre içine ya da hücre dışına verilir . Salgı maddeleri hücre içinde depo ediliyorsa hücre içi salgısı  denir . Hücreler parçalanarak bu salgı dışarı boşaltılır . Bazı bitkilerde ise salgı hücreleri birbiriyle birleşerek süt borularını  oluşturur . Salgı maddeleri hücre çeperlerinden dışarı atılırsa bu tip salgılara hücre dışı salgılar  denir . Bu salgılar ya ceplerde ya da kanal şeklindeki boşluklarda toplanır .  
   Salgı maddeleri  metabolizma sonucu oluşan yeniden metabolizmaya girmeyen maddelerdir . Salgı  maddeleri katı veya sıvı olabilir . Salgı maddeleri arasında su , enzim , alkoloit  , glikozid  , bal özü , müsilaj  , süt , reçine , eterik  yağ  sayılabilir .  
   Tanen ve reçine gibi maddeler bitkinin çürümesini önler , bitkiyi  zararlı organizmalardan korur , Bal özü ve bazı kokulu maddeler böcekleri çekerek tozlaşmaya yardımcı olur . Böcek yiyen bitkilerin saldığı sindirim enzimleri beslenmeyi sağlar . Yakıcı tüylerdeki salgılar ise bitkinin kendini savunmasına yardımcı olur .  
 
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.