Vahdaniyet 
Vahdaniyet  
 Birlik. İslam kelamında Allah'ın ,
 cisimsel niteliklerden soyutlamaya dayanan tenzihî ya da selbî sıfatlarından
 biri. 
 Vahdaniyet, Allah'ın zat, sıfat ve
 fiillerinde tekliğini belirtir. Vahdaniyetin zıddı olan
 birden olma (taaddüd) ve ortağı bulunma (şirk), Allah için
 düşünülemez. 
 Allah'ın vahdaniyeti; sayısal anlamda bir
 birliği değil, O'nun zatının,
 sıfatlarının ve fiillerinin eşsizliğini,
 benzersizliğini dile getirir. Buna göre, O'ndan başka
 yaratıcı ve O'ndan başka tapınılacak varlık
 yoktur. Kur'an, birçok ayette bu anlamda Allah'ın vahdaniyetini
 dile getirerek bunun zıddının
 imkansızlığını vurgular. Bu ayetlerden birkaçı
 şöyle sıralanabilir: 
 "O münezzehtir (eksiklerden uzaktır), yücedir.
 O öyle Allah'tır ki, (eşi ve benzeri yoktur), bir ve her
 şeye hakimdir" (ez-Zümer, 39/4). 
 "De ki: "O Allah bir tektir. O Allah'tır,
 samedtir, O doğurmamıştır,
 doğurulmamıştır. Hiçbir şey O'nun dengi
 değildir" (el-İhlas, 112/1-4). 
 "Allah hiçbir evlad edinmemiştir. O'nunla
 birlikte hiçbir ilah yoktur. (Öyle olsaydı) bu durumda her
 tanrı, kendi yarattığını (sürükler) götürür
 ve kimi kiminin üstüne çıkıp yükselirdi. Allah onların
 nitelediği şeylerin hepsinden yücedir" (Mü'minun, 23/91). 
 "De ki: Allah ile beraber söyleye geldikleri gibi
 (başka) tanrılar olsaydı, onlar arşın sahibine
 elbet bir yol ararlardı. O, bunların söylemekte oldukları
 şeylerden tamamiyle münezzehtir, yücedir, büyüktür" (el-İsra,
 17/42-43). 
 Kelam bilginleri, Kur'an'dan Allah'ın
 vahdaniyetine ilişkin birçok kanıt çıkarmışlardır.
 Bunların başlıcaları burhan-ı temanü' ve burhan-ı
 tevarüd adı verilen kanıtlardır. 
 Eğer göklerde ve yerde Allah'tan başka
 tanrılar olsaydı, onların her ikisi (yer ve gökler) de
 fesada uğrardı (düzenleri bozulurdu)" (Enbiya, 21/22)
 ayetinden çıkarılan burhan-ı temanü' şöyle ifade
 edilir: Evrende birbirine her bakımdan eşit iki tanrı
 bulunsaydı, bunlardan biri birşeyin hareketini, diğeri de
 durmasını irade edebilirdi. Çünkü tanrı hür iradeye ve
 tam kudrete sahiptir. Bu durumda ortaya şu üç ihtimal çıkardı: 
 1- Her iki tanrının da dediği olurdu. Bu
 ihtimal batıldır. Çünkü aynı zaman ve mekanda hareket
 etme ve durma gibi iki zıd şeyin birleşmesi
 imkansızdır. 
 2- Her iki tanrının da dediği
 olmazdı. Bu ihtimal de batıldır. Çünkü iradesi gerçekleşmeyen
 acizdir, aciz ise ilah olamaz, Acizlik, sonradan olma (hudus) ve vacib
 değil mümkün olma belirtisidir. 
 3- Tanrılardan birinin iradesi gerçekleşir,
 diğerininki gerçekleşmezdi. Bu da batıl bir ihtimaldir.
 Çünkü iradesi gerçekleşmeyen acizdir, aciz tanrı olamaz.
 Diğer tanrı da, her bakımdan buna eşit olduğuna göre,
 onun da aciz olması, dolayısıyla tanrı olmaması
 gerekir. Öyleyse Allah'ın bir ve tek olması zorunludur. 
 Aynı ayetten çıkarılan burhan-ı
 tevarüd ile Allah'ın vahdaniyeti şöyle kanıtlanır: 
 Yerde ve gökte Allah'tan başka birkaç tanrı
 olsaydı, varlıklar: 
 1- Bütün tanrıların kudretiyle meydana
 gelirdi. Bu ihtimalde tanrılardan her birinin gücü varlıkları
 tek başına yaratmaya yetmemiş olurdu. Bu, acizliktir ve
 tanrılıkla bağdaşmaz. 
 2- Varlıklar her tanrı tarafından
 ayrı ayrı yaratılırdı. Bu durumda eser, eksiksiz
 ve tam iki müessirden meydana gelmiş olurdu. Diğer bir
 deyişle bir malul üzerine iki illetin tevarüdü gerekirdi. Bu da
 imkansızdır. 
 3- Varlıklar yalnız bir tanrının gücüyle
 yaratılırdı. Eğer varlıklar bir
 tanrının gücüyle yaratılır, diğerlerinin
 yaratmada bir etkisi olmazsa, tercih edici olmadan tercihin bulunması
 (tercih bila müreccih) sonucuna ulaşılır ki, bu durumda da
 varlıkların yaratılmaması gerekirdi. Bu üç ihtimal
 de batıl olduğuna göre Allah'ın vahdaniyeti
 kanıtlanmış olur. 
 Ahmet ÖZALP 
 
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.