Adn Cennetı 
Adn cennetı  Cennet'in en güzel yerlerinden biri. 
 "Adn" sözlükte yerleşmek, bir yerde
 iskan etmek anlamına gelir. 
 Adn Cenneti, peygamberlere, sıddîklara,
 şehidlere mahsus, içinde gözlerin hiç görmediği,
 insanın hatırından geçmeyen muazzam güzelliklerin bulunduğu
 muhteşem Cennet'in adıdır. Bu tarif Hz. Peygamber'den
 rivayet edilen bir hadîse dayanılarak
 yapılmıştır. Allahü Teala buraya giren kimseleri
 överek "Sana girecek olanlara ne mutlu!" buyurmuştur. 
 Ayrıca Adn Cenneti'ne Cennet'teki bir şehir
 veya nehir ismi diyenler de vardır. (ez-Zemahşerî, el-Keşşaf,
 Beyrut (t.y.) II, 207; el-Beydavî, En varu't- Tenzîl, Mecmefu't-
 Tefasir III, 157; en-Nesefî, Medarikü'l-Tenzîl; III, 157-8; el-Hazin,
 Lubabü'tTevîl, III, 157) Bunlardan başka Cennet'in en üst makamı,
 Cennet'in ortası, birçok kapılı burçları olan
 Cennet'teki bir köşk diyenler de vardır (el-Hazin, a.g.e., III,
 158) Ancak bu görüşlere pek itibar edilmeyip Adn Cenneti'nin
 ayrı bir makam ve hatta "Cennetler"den ibaret olduğu
 ifade edilmektedir. 
 Adn Cenneti Kur'an-ı Kerim'de ondan fazla yerde geçmektedir.
 Dünyada yaptıkları işe göre buraya girebilecek olan
 müminler ve Adn Cenneti'nin güzelliği bu ayetlerde açıklanmıştır:
 "Allah mümin erkeklere ve mümin kadınlara, kendileri içinde
 ebedî kalıcılar olarak, altından ırmaklar akan Adn
 Cenneti'ni ve çok güzel meskenler va'd etti Allah'ın rıdvanı
 (rızası) hepsinden daha büyüktür. İşte bu, büyük
 kurtuluştur" (et-Tevbe, 9/72) "Sana Rabbinden indirilen
 şeyin gerçekten hak olduğunu bilen kimse, (onu bilmeyen) kör
 gibimidir?Ancak sağduyu sahipleri iyice düşünürler O sağ
 duyu sahipleri ki, Allah'a verdikleri ahdi yerine getirirler, anlaşma
 ve sözleşmelerini bozmazlar Yine onlar ki, Allah'ın
 ulaştırılmasını (yerine getirilmesini)
 istediği şeyi ulaştırırlar Rablerinden korkarlar
 ve kötü hesabtan da endişe ederler Onlar ki, Rablerinin
 rızasını dileyerek sabrederler, namazlarını
 dosdoğru kılarlar, kendilerine verdiğimiz
 rızıktan gizli ve açıktan Allah yolunda harcarlar, kötülüğü
 iyilikle savarlar; işte bunlara dünya yurdunun güzel sonucu,
 girecekleri Adn Cennetleri vardır. Bunlardan, eşlerinden,
 çocuklarından, kendilerini düzeltip, iyiler sınıfına
 girenler de onlarla beraber oraya gireceklerdir Melekler de her
 kapıdan onların üzerlerine girerler de, "sabretmenize karşılık
 selam size, burası dünya yurdunun ne güzel sonucudur!' derler"
 (er Ra'd, 13/19-24; Ayrıca bk. en-Nahl, 16/31) Diğer bir ayette
 de (el-Kehf, 18/30-31) söz konusu cennetlere gireceklerin özellikleri
 olarak şunlar sayılmaktadır: Allah'a iman etmeleri ve güzel,
 yararlı işler (salih amel) yapmaları. Öbür bazı
 ayetlerde de (Meryem, 19/60-61; Taha, 20/75-76) tevbe edip, iman eden ve
 yararlı işler yapanların da Adn Cenneti'ne girecekleri
 haber verilmektedir. Kur'an-ı Kerim'de hayatlarında iman ederek
 kendilerine zulmetmeden, orta (muktesid) bir yol tutanlar, hayırda
 ileri gidenler de aynı şekilde bu Cennet'e girecekleri ve burada
 altın bileziklerle ve incilerle süslenecekleri, elbiseleri ipekten
 olacağı açıklanarak, Adn Cenneti'ne girdikten sonra
 Allah'a hamdederek, kendilerinin sonsuz olarak kalacakları bir
 konağa yerleştirilecekleri ve artık orada kendilerine ne
 bir yorgunluk, ne bir usanma, ne de bir bıkkınlık
 gelmeyeceği (Fatır, 35/32-) anlatılmaktadır. 
 Adn Cennetlerine girenlerin her an Cemalullah'ı görebilecekleri
 bizzat Hz. Peygamber (s.a.s.) tarafından bildirilmektedir. (Buharî,
 Tefsir 55; Müslîm, İman 296) 
 Müfessirler Adn Cenneti hakkında iki görüş
 olduğunu ifade ederler. Birincisi el-Kesşaf'da da geçtiği
 gibi, Adn Cenneti belirli bir yerin özel ismidir. Nitekim çesitli
 rivayetler bu görüşü desteklemektedir. Mesela, Hz. Peygamber de
 bir gece kendisini iki meleğin uyandırarak, çok güzel bir
 şehre götürdüklerini, Cennet-i Adn'ı ve buradaki kendi
 menzilini (konağını) gösterdiklerini anlatmışlardır.(Tecrid-i
 Sarih Tercemesi, XI, 111) 
 İkinci görüşe göre ise, Adn Cenneti,
 Cennet'in bir sıfatıdır. Bazı alimler bunun için,
 bütün Cennetler Adn Cennetidir demişlerdir (el-Hazin, a.g.e., III.
 158) Meallerini verdiğimiz ayetler de, daha çok bu görüşü
 destekler mahiyettedir. 
 Talat SAKALLI 
 
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.