Adam Öldürmek 
Adam öldürmek  Başkasının hayatına kıymak,
 katl. Cinayet, bir terim olarak insanın hayatına ve vucut
 tamlığına karşı işlenmesi
 yasaklanmış fiillerdir. Cinayet, öldürme ve yaralama olmak
 üzere iki kısma ayrılır. Öldürme, dünya ve ahirette
 cezayı gerektiren bir fiildir. Dünyadaki cezası kısas*,
 ahiretteki ise cehennem azabıdır. Çünkü o, dünyada Allah'ın
 yaratmasına tecavüz, toplumun ve toplum hayatının
 emniyetini tehdid eden bir fiildir. 
 Kur'an-ı Kerim'de adam öldürmenin haram olduğunu
 bildiren birçok ayet vardır. Bu ayetlerin birinde şöyle
 buyurulur: 
 "Allah'ın haram kıldığı
 cana, haklı bir sebep olmadıkça kıymayın. Kim mazlum
 olarak öldürülürse biz onun velisine (mirasçısına
 hakkını isteme konusunda) bir yetki vermişizdir. O da
 öldürmede aşırı gitmesin. Çünkü o, zaten yardıma
 mazhar kılınmıştır." (el-İsra, 17/33) 
 Adem (a.s.)'ın oğlu Kabil*in Habil'i
 öldürme suçu, öldürmenin insanlığa tecavüz anlamına
 gelen bir suç olduğunu gösterir. Nitekim Cenab-ı Hak şöyle
 buyurur: "Bu yüzden İsrailoğulları'na şu gerçeği
 hükmettik: Kim bir canı, bir can
 karşılığında veya yeryüzünde bir fesat çıkarmaktan
 dolayı olmaksızın, öldürürse, bütün insanları
 öldürmüş gibi olur." (el-Maide, 5/32) 
 Katil için kısas cezası şu ayetle
 sabittir: 
 "Ey iman edenler, öldürenler hakkında size
 kısas (misilleme) yazıldı. Hür hür ile; köle köle ile;
 dişi dişi ile kısas edilir. Fakat öldürenin lehinde,
 öldürülenin kardeşi (velisi) tarafından cüz'î bir şey
 af * olunursa kısas düşer. Artık örfe uyarak, maktulün
 velisine güzellikle ödemede bulunmak gerekir. Bu, Rabbinizden bir
 hafifletme ve esirgemedir. O halde kim bu aftan ve diyetin edasından
 sonra, katile veya yakınlarına karşı tecavüzde
 bulunursa, onun için pek acıklı bir azap vardır. Ey
 akıl sahipleri kısasta sizin için bir hayat vardır. Umulur
 ki sakınırsınız. " (el-Bakara, 2/178-179) 
 Kısas hükmü, geçmiş semavî dinlerde de
 yer almıştır: "Biz onda (Tevrat*ta) onların
 üzerine şunu da yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun,
 kulağa kulak, dişe diş karşılıktır.
 Sonuç olarak yaralar birbirine kısastır. Fakat kim bu
 hakkını bağışlarsa, o kendisine keffarettir. Kim
 Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse onlar zalimlerin ta
 kendileridir." (el-Maide, 5/45) 
 Kur'an-ı Kerim, başkasını kasden
 öldüren katil için bir ceza daha bildirir: 
 "Kim bir mümini kasden öldürürse, cezası
 içinde ebedî kalıcı olmak üzere cehennemdir. Allah ona
 gazabetmiş ve lanet etmiştir. Ve ona büyük bir azap hazırlamıştır.
 " (en-Nisa, 4/93) 
 Hadiste, kişinin ancak üç durumda ve hakim
 kararıyla öldürülebileceği bildirilmiştir. Hz. Peygamber
 (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır: 
 "Müslümanın kanı ancak üç
 şeyden birisi ile helal olur. Zina eden evli, cana karşılık
 can, dinini terkeden ve İslam toplumundan ayrılan kimse."
 (Buharî, Diyet, 6; Müslim, Kasame 25; Ebû Davud, Hudud, I; Tirmîzî,
 Hudud, 15) Bu hadisi İbn Mes'ud (r.a.) rivayet etmiştir. 
 Başka bir rivayet şöyledir: "Kişinin
 kanı üç durumda helal olur: İmandan sonra kafir olan yahut
 evlilikten sonra zina eden yahut da haksız yere bir cana kıyan
 kimse." 
 Katlin ve intiharın haramlığı
 konusunda çeşitli hadisler nakledilmiştir: "Bir müminin
 öldürülmesi, Allah katında, dünyanın sona ermesinden daha büyük
 bir olaydır." 
 "Şüphesiz, sizin kanlarınız ve
 mallarınız; bu gününüzün, bu ayınızın ve bu
 beldenizin haram olduğu gibi birbirinize haramdır." (Buhari
 ilim, 37; Hacc, 132; Hudûd, 9; Müslim, Hacc, 147; Tirmîzî, Fiten, 6) 
 "Yedi helak edici şeyden
 sakınınız. Bir tanesi de haklı durumlar müstesna
 Allah'ın haram kıldığı cana kıymaktır.
 " (Buharî, Müslim, Ebû Davud ve Nesai) 
 Kasden öldürmenin cezasını hadis tesbit
 etmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Kasden
 öldürmede kısas vardır. Ancak, maktulün velisinin affetmesi
 halinde durum değişmektedir." 
 Yani başkasını kasden öldüren,
 maktulün akrabaları tarafından affedilmedikçe ona kısas
 uygulanması gerekir. 
 Kasden adam öldüren kimse asî ve fasık olur.
 Onun işi Allah'a kalmıştır. Dilerse ona azap eder,
 dilerse bağışlar. İslam alimlerinin çoğunluğuna
 göre katilin tevbesi makbûldür. Böyle diyenlerin delilleri şu
 ayetlerdir: 
 "Şüphesiz Allah, kendisine şirk (ortak)
 koşulmasını bağışlamaz. Bunun
 dışındaki günahları dilediği kimseler için bağışlar.
 " (en-Nisa, 4/48-116) 
 "Şüphesiz Allah bütün günahları
 mağfiret eder." (ez-Zümer, 39/53) İbn Abbas (r.a.)
 katilin bağışlanabileceği konusunda aksi görüştedir.
 Çünkü birisini kasten öldürenin cehenneme gireceği, Nisa
 sûresi 93. ayetle sabittir. 
 Diğer yandan yüz kişi öldüren kimsenin
 tevbesinin bile kabule şayan olduğunu bildiren hadis-i
 şerif malûm ve meşhurdur. (Buhari, Enbiya, 54; Müslim, Tevbe,
 46-47). Katilin, sürekli cehennem ateşine gireceğini bildiren
 ayetin, tevbe etmeden ölmesi haliyle ilgili olduğu yahut durumunun
 Cenab-ı Hakk'ın dilemesine bağlı bulunduğu öne
 sürülmüştür. 
 Şafiî mezhebi, öldürmenin hükümlerini beş
 kısma ayırır: Farz, haram, mekruh, mendub ve mubah. 
 1- Farz: Mürted (dinden çıkan)'ın tevbe
 etmediği ve düşman savaşçısının İslam'a
 girmediği yahut cizyeyi vermediği zaman öldürülmesi farzdır. 
 2- Haram: Kanının dökülmesi caiz olmayan
 masum kimsenin öldürülmesi haramdır. 
 3- Mekruh: Bir kimsenin, kafir olan hasmını
 Allah'a ve Resulüne sövdüğü zaman onu öldürmesi mekruhtur. 
 4- Mübah: Kısas tatbik edilecek kimseyi veya
 devlet başkanının savaş esirini öldürmesi mubahtır.
 Çünkü o maslahata göre öldürüp öldürmemekte serbesttir. Nefis
 müdafaası için saldırganı öldürmek de mubahtır. 
 Dört büyük mezheb imamı, öldürmenin mübah
 olduğu halleri şu şekilde sıralarlar: Bir kimse
 yabancı birisinin evine girdiğini; yabancı bir erkeği
 karısı veya yakın akrabası ile zina ederken görse onu
 öldürmesi helaldir. Katile kısas gerekmez. Zina, erkekle
 kadının rızası sonucu oluşmuşsa Hanefi ve
 Hanbelîlere göre kadının kocası onları suçüstü
 yakalaması halinde her ikisini de öldürebilir. Eğer erkek,
 kadını zinaya zorlamışsa kadının bu
 erkeği öldürmesi mübah görülmüştür. 
 Hamdi DÖNDÜREN 
 
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.