Abdest 
Abdest  İslam'da bazı ibadetlerin yerine
 getirilmesi için yapılan ve bizzat kendisi ibadet olan temizlenme.
 Abdest kelimesi Farsça'da su anlamına gelen "ab" ile el
 anlamına gelen "dest" kelimelerinden oluşmuş
 birleşik bir isimdir. Arapça karşılığı olan
 "vudû" kelimesi hadislerde kullanılmıştır.
 Kur'an-ı Kerim'de ise temizlik anlamında "taharet"
 ve "zeka" kelimeleri geçmektedir. Vudû' kelimesi güzellik ve
 temizlik anlamına gelmektedir. Dolayısıyla ibadete başlanmadan
 önce insanın iç dünyasını güzelleştirmesi ve
 dışını da iyice temizlemesi gerekir. 
 İslam'da abdestin farziyetine "Ey iman
 edenler, namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi ve
 dirseklerinizle birlikte ellerinizi yıkayın.
 Başınıza meshedin. Her iki topuğunuzla birlikte
 ayaklarınızı da (yıkayın)..." (el-Maide,
 5/6), ayeti delalet etmektedir. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in abdest almadan
 hiç bir iş yapmadığını görüyoruz (Elmalılı,
 Hak Dini Kur'an Dili, II, 1583). Ancak abdest her amel ve ibadet için
 değil başta namaz olmak üzere bazı ibadetler için farz kılınmıştır.
 Fakat müslümanın sürekli abdestli bulunması sünnettir. 
 Abdest her şeyden önce her türlü pislik ve
 kirlilikten kurtulmak, yani maddî ve manevî bütün pislik ve
 mikroplardan uzak kalmak için İslam'ın emrettiği önemli
 bir ibadettir. Mikrobun en kolay ürediği yer ağızdır.
 Ağızdan başlayarak el, yüz ve ayakların günde beş
 defa temizlenmesi İslam'ın temizliğe verdiği önemi
 gösterir. Böylelikle İslam yüzyıllar önce temizliğin
 üzerinde durup insanoğlunu maddî-manevî her türlü pislik ve
 mikroptan korumayı hedeflemiştir. Bunun yanında abdest alan
 bir insan, kendini manen temiz ve rahat hisseder ve bu güzel his ve temiz
 duyguyla Allah'a ibadete durur. Bu da ruhun temizliğini
 sağlamaktadır. İnsanın yaratılış gayesi
 olan Allah'a kulluk böyle bir temizleme ameliyesi ile başlayınca
 insanoğluna vereceği zevk ve rahatlığın
 değeri sonsuzdur. 
 İnsan abdestle bedenen ve manen temizlendikten
 sonra Allah'ın huzuruna çıkar. Böyle bir temizlenme ile
 günlük bütün yorgunlukları ve yükleri geride bırakır. 
 Abdest almakla, dünyevî ve uhrevî birçok fazilet ve
 güzellikler elde edilir. Hz. Peygamber (s.a.s.) abdestle ilgili olarak
 şöyle buyururlar: 
 "Bir müslüman abdest alıp yüzünü yıkadığında,
 yüzündeki azaların işlediği bütün günahları; el
 ve ayaklarını yıkadığında el ve
 ayaklarıyla işlediği bütün hata ve günahları, su
 damlalarıyla beraber akıp gider ve kendisi de tertemiz olur.
 Hatta kirpik ve tırnak diplerindeki günahlarından eser kalmaz.
 Adap ve erkanına uymak suretiyle abdest alıp kıbleye dönerek:
 "Eşhedü en la ilahe illallahü vahdehu la şerike leh ve
 eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Rasûlühü" diyen bu kul
 için cennetin kapıları açılmıştır; o,
 cennet kapılarının dilediğinden içeri
 girer."(Müslim, Tahare, 32, 33; Tirmizî, Tahare, 2). 
 Abdestin Farzları 
 1- Yüzü Yıkamak 
 Yüzün bir defa yıkanması farzdır. Yüzün
 sınırları, saçın bittiği yerden sakal veya çene
 altına, kulakların köklerine kadar olan bölümdür. Gözlerin
 içine suyun ulaştırılması gerekmez. Ancak abdest
 alırken gözler sıkılmaz, tamamen açık
 bırakılmaz. Normal bir şekilde yüz yıkanır.
 Dudaklar yumulduğu zaman, dışarda kalan kısımlar
 yüzün sınırlarıdır. Sakal, bıyık ve
 kaşın altına suyu ulaştırmak gereklidir. 
 2- Kolları Yıkamak 
 Parmak uçlarından kol dirseklerine kadar
 -dirsekler de dahil- olan kısmı bir defa yıkamak
 farzdır. Eğer iğne ucu kadar kuru bir yer kalırsa veya
 tırnağının altına suyu geçirmeyecek (hamur, boya,
 çamur vb.) bir madde bulunursa, abdest alınmış
 sayılmaz. Ancak boyacıların tırnaklarındaki
 boyalardan kaçınmanın mümkün olmamasından dolayı
 bunlar abdeste zarar vermez. Tırnaklar parmak uçlarından
 dışarı taşacak kadar uzamış olursa o
 fazlalığı da yıkamak gerekir. Bir kimse abdest
 aldıktan sonra bu uzamış tırnağı keserse
 abdestini yenilemesi gerekmez. Parmakta yüzük var ve bu geniş ise
 abdest alırken bunu oynatmak sünnet, eğer yüzük dar ve altına
 su geçirmeyecek kadar parmağa oturmuşsa onu oynatmak
 farzdır. 
 3- Başı Meshetmek 
 Mesh, sözlükte eli bir şeyin üzerinden
 geçirmek demektir. İbadet hukukunda ise suyun bir vücut organına
 isabet etmesidir. Başın meshedilmesindeki farz oranı
 alın miktarıdır. Bu miktar ise başın dörtte
 biridir. Meshederken üç veya daha fazla parmağı kullanmak
 gerekir. İki parmakla yapılan mesh caiz değildir. 
 Başa giyilen sarık veya takke üzerine
 meshetmek geçerli değildir. Kadınlar da baş örtüleri
 üzerine meshedemezler. 
 4- Ayakları Yıkamak 
 Sağlam ve çıplak ayakları
 topuklarıyla birlikte bir defa yıkamak farzdır. Yaralı
 veya mestle örtülü ayakları yıkamaya gerek olmayıp
 sadece meshetmek yeterlidir. Maide Sûresi 6. ayette geçen topuk = ka'b,
 ayağın iki tarafından inak kemiğine bitişik
 kemiktir. Rasûlullah (s.a.s.): "Vay ateşten o topukların
 haline... " (Buharı, İlim 30; Vudû', 27,29; Müslim,
 Tahare, 25-28,30; Ebû Davud, Tahare, 46) buyurduğu ve
 ayakların tamamen yıkanmasını emrettiği
 bilinmektedir. 
 Bir kimsenin ayağında yarık varsa ve o
 yarığa su sızdırmayan bir ilaç sürülmüşse, o
 kimse ayağını yıkadığı zaman, su
 yarığın altına geçmezse bu durumda su, ayağa
 zarar verecekse abdest yerine getirilmiş sayılır ve bu caizdir.
 Ancak su zarar vermiyorsa abdest tam olarak alınmış
 sayılmaz. Dolayısıyla zarar vermediği takdirde
 yarıklara su ulaşacak şekilde yıkamak gereklidir . 
 Abdestin Sünnetleri 
 1- Niyetle Başlamak 
 Niyet, bir şeyi yapmayı kalbinden geçirmektir.
 Kalpden niyet etmeden, yalnız dil ile niyeti söylemek yeterli değildir.
 Abdest için niyet müstehap bir sünnettir. Ancak Şafiî mezhebine
 göre niyet, başlı başına bir ibadet olduğundan
 abdeste niyet de farzdır. Bu sebeple niyetsiz abdest olamaz. 
 2-Abdeste Besmele ile Başlamak 
 Abdeste başlarken Allah'u Teala'nın ismiyle
 yani besmele ile başlamak sünnettir. Rasûlullah (s.a.s.): "Allah'u
 Teala'nın ismini zikretmeyen kimsenin abdesti yoktur." (Ebû
 Davud, Tahare, 48; Tirmizî, Tahare, 20; İbn Mace, Tahare, 41)
 buyurarak besmelenin faziletini belirtmiş olmaktadır. Besmeleyi
 abdeste başlarken okumak esastır. Çıplak bir halde iken
 veya tuvalette besmele okunmaz. Bir kimse abdestin başında
 "Lailahe illallah" veya "Elhamdülillah" dese
 besmele yerine geçer (Fetevayı Hinddyye, 1,7). 
 3-Önce Bileklere Kadar Elleri Yıkamak 
 Rasûl-i Ekrem (s.a.s.): "Sizden birisi uykusundan
 uyandığı zaman, kat'iyyen elini yıkamadıkça su
 kabına daldırmasın. Çünkü o, eli nerede gecelemiştir
 bilemez" (Buharî, Vudû', 26; Müslim, Tahare, 87-88; Ebu Davud,
 Tahare, 49) buyurmuştur. Ayrıca insanın eli, temizleme
 hususunda bir araçtır. Dolayısıyla ilkin onu temizlemeye
 başlamak sünnettir. Bilindiği üzere, elleri, dirseklere kadar
 yıkamak (dirsekler dahil) farzdır. Fakat önce bileklere kadar yıkamak
 tertip olarak sünnettir. 
 4-Misvak Kullanmak 
 Rasûlullah (s.a.s.): "Eğer ümmetime zorluk
 vereceğinden çekinmeseydim, her namazdan önce onlara misvak
 kullanmayı mutlaka emrederdim." (Müslim, Tahare, 15; Ahmed
 İbn Hanbel, II, 250, 400) buyurmaktadır. Dişleri parmakla
 yıkamak misvağın yerini tutmaz. Ancak misvak bulunmazsa
 sağ elin bir parmağı ile dişleri temizlemek misvak
 yerine geçerli olabilir. 
 5- Ağzı Yıkamak 
 Abdest alırken Rasûlullah (s.a.s.)'in ağzını
 üç defa yıkadığı (mazmaza yaptığı)
 bize ulaşan bilgiler arasındadır. Bunun
 sınırı, suyun ağzın tamamını
 kaplamasıdır. Ayrıca her seferinde suyu yenilemek de sünnettir. 
 6- Burnu Yıkamak 
 Yine Hz. Peygamber (s.a.s.)'in abdest alırken
 burnuna da üç defa su çektiği bilinmektedir. Burna su çekerek sol
 eli ile suyu dışarıya verip yeniden su çekerek burnu sol
 el ile temizlemek sünnettir. 
 7- Kulakların Meshedilmesi 
 Baş meshedilirken kulakların da aynı
 şekilde sayılarak meshedilmesi sünnettir. Ayrı bir su ile
 meshedilmesini sünnet olarak kabul edenler de vardır. 
 8- Yıkanması Gereken Uzuvları Üçer
 Defa Yıkamak 
 Yıkanması farz olan yüz, eller ve ayaklar
 gibi organlarımızı üçer kere yıkamak sünnettir. Bu
 organlarımızdan her birini yıkamaya başlayınca
 ilk yıkama farzdır. En sağlam ve geçerli görüşe göre
 ikinci yıkama ise sünnettir. Abdest alırken, yıkanmakta
 olan organa su ulaşır ve ondan damla damla dökülüp akarsa, yıkamanın
 tamam olduğu tam anlamıyla anlaşılır. 
 9- Parmakların Arasını Yıkamak 
 "Parmaklarınızın arasını
 hilalleyiniz ki onların arasına Cehennem ateşi girmesin ve
 onları hilallemesin" (Ebu Davud, Tahare 56, 59; Tirmizî,
 Tahare, 30; Savm 68; Nesaî, Tahare 91) buyuran Hz. Peygamber (s.a.s.)'in
 bu buyruklarıyla belirtilen işi yapmak sünnet olmaktadır.
 Bu aynı zamanda, farz olan yıkamanın da kamil anlamda
 gerçekleşmesini sağlar. 
 10- Sakalı Ovmak 
 Abdest alırken sakalı bulunanların
 sakallarını, parmaklarını sakalın içine sokarak
 alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesi hilallemek olarak
 tanımlanmaktadır. Rasûlullah (s.a.s.): "Müşriklere
 muhalefet edin, bıyıkları kısaltın, sakalı
 uzatın." (Müslim, Tahare, 56; Ebû Davud, Tahare, 29;
 Tirmîzî, Edeb, 14; Nesai, Zinet, 1, 56) buyurarak mü'minler için
 sakalın gerekçe ve önemini belirtmiş olmaktadır.
 Dolayısıyla mü'minler sakallarını sünnete göre
 uzatmak ve sakal bırakmak konusunda duyarlı olmak
 zorundadırlar. 
 11- Abdest Almaya Sağ Taraftan Başlamak 
 "Şüphesiz ki Allah'u Teala, her şeye
 sağdan başlanmasını sever. Hatta ayakkabılar
 giyilirken ve çıkarılırken dahi" (Buharî, Vudû',
 31) buyuran Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bu uyarısına göre de
 abdeste sağdan başlamak sünnettir. 
 12-Tertibe Uymak 
 Abdest alırken, Maide Sûresinde beyan buyurulan
 sıraya uymak ve bu sıraya göre abdest almak da sünnettir. Yani
 önce elleri ve akabinde yüzü yıkamak, ardından da
 başı meshetmek ve en son olarak da ayakları
 yıkamaktır. İmam Şafiî (rh.a) bu sıraya
 uymanın farz olduğu kanaatindedir. Şafiî'nin bu içtihadı
 ile alimler abdestin farzının altı olduğunu tesbit
 etmişlerdir ki bunlar şöylece sıralanmaktadır: Niyet,
 ellerin yıkanması, yüzün yıkanması, başa
 meshedilmesi, ayakların yıkanması ve tertibe uymaktır. 
 13-Başın Tamamını Bir Defada
 Meshetmek 
 Abdest alan bir kimse, iki avucunu ve
 parmaklarını başının ön kısmından
 başlayarak arka kısmına kadar, başın
 tamamını kaplayacak bir şekilde arkaya doğru çekerek
 mesheder. Bu sünnettir. Başın tamamını devamlı
 olarak meshetmek ve özürsüz bir şekilde terk etmek günah olur. 
 Muvalat ise, organları ara vermeden birbiri
 ardında yıkamak demektir. Öyle ki ılıman bir havada
 ilk yıkanan organ, abdest tamamlanmadan kurumamalıdır. 
 Abdestin Çeşitleri 
 1- Farz Olan Abdest 
 Namaz kılmak, Kur'an-ı Kerim'e el sürmek ve
 tilavet secdesi yapmak için abdest almak farzdır. Cünüp veya
 abdestsiz olan kimsenin Kur'an-ı Kerim'i eline almasının
 helal olamayacağı hususunda İslam bilginleri arasında
 ittifak vardır. 
 2-Vacip Olan Abdest 
 Kabe-i Muazzama'yı tavaf* etmek için abdest
 almak vaciptir. Bir kimsenin Kabe'yi abdestsiz tavaf etmesi vacibi terk
 ettiğinden dolayı sorumlu olmakla beraber yaptığı
 bu tavaf caiz ve geçerlidir. Ancak bu hususta Hz. Peygamber (s.a.s.)
 şöyle buyurmaktadır: 
 "Tavaf, namaz gibidir. Fakat tavaf
 sırasında konuşmak caizdir. Tavafta konuşan kimse
 hayırlı söz söylesin." (Tirmîzî, Hacc, 112; Nesaî,
 Menasik, 126) . 
 Farz olan tavaf abdestsiz olarak yapıldığı
 takdirde bir küçükbaş hayvan kurban etmek gerekir. Cünüb olan
 kimsenin ise böyle bir farz tavafı yapması halinde bir
 büyükbaş hayvan kurban etmesi lazımdır. Ancak bu farz
 tavaf, abdest alınarak yeniden yapılırsa böyle bir kurbana
 gerek kalmaz. Fakat farz günler dışında tekrar
 yapılması halinde geciktirilmiş olduğundan
 dolayı kurban kesmek gerekmektedir . 
 Yapılması vacip olan veda tavafını
 abdestsiz olarak yapan kimse bir miktar sadaka vermelidir. Fakat vacip
 olan tavafı cünüb olarak yapanın bir küçükbaş hayvan
 kurban etmesi lazımdır. 
 3- Mendup Olan Abdest 
 Uykudan önce veya uykudan kalktıktan sonra, cenaze
 yıkamak, cenaze taşımak, cenazeyi yıkadıktan
 sonra, cinsel temastan önce, ezberden Kur'an okumak, hadîs okumak,
 Cenab-ı Allah'ı ta'zim veya tesbih etmek için veya kızgınlık
 sırasında kızgınlığını gidermek
 gayesiyle abdest almak ve sürekli abdestli olmak niyetiyle abdest almak
 menduptur. 
 Abdestin Mekruhları 
 1- Abdest alırken gereğinden fazla suyu
 boş yere tüketmek. 
 2- Gereği yokken suyu adeta azaları
 mesheder gibi çok az kullanmak. 
 3- Suyu abdest azalarına hızlı
 çarpmak, etrafa su sıçratmak. 
 4- Abdest alırken gereksiz yere konuşmak. 
 5- İhtiyacı olmadığı halde
 abdest almak için başkasından yardım ve su dökmesini
 istemek. 
 6- Temiz olmayan pis ve kirli bir yerde abdest almak. 
 7- Abdestin sünnetlerini bilerek terk etmek. 
 Abdestsiz Olarak Yapılması Yasak Olan
 Hususlar 
 1- Namaz kılmak. 
 2- Kur'an-ı Kerim'e el sürmek. 
 3- Tilavet secdesi yapmak. 
 4- Cenaze namazı kılmak. 
 5- Kabe'yi tavaf etmektir. 
 Abdestin Edepleri (Adabı) 
 Edeb; nezaket, zarafet, insanlara sözle ve davranışla
 yardımda bulunmak, gönüllerini okşamak demektir. Abdestin
 edepleri ise yapılması halinde sahibine sevap kazandıran
 hususlardır. Yapılmamaları halinde ise kişiye günah
 yazılmaz. Abdestin edepleri şunlardır: 
 1- Abdest alırken başkasından
 yardım istememek. 
 2- Abdest alırken suyun sıçramaması için
 dikkatli davranmak. 
 3- Kıbleye doğru yönelmek. 
 4- Gereksiz yere konuşmamak. 
 5- Niyet ederken dil ile niyet etmek. 
 6- Her uzvu iyice ovmak. 
 7- Abdest dualarını okumak. 
 8- Kullanılmış bir su ile abdest
 almamaya dikkat etmek. 
 9- Her uzvu yıkarken niyeti korumakla birlikte
 "Bismillah" demek. 
 10- Kulağını meshederken serçe
 parmaklarının uçlarıyla kulak deliklerini meshetmek. 
 11- Burna ve ağıza suyu alırken sağ
 eli kullanmak. 
 12- Sol el ile sümkürmek. 
 13- Özür sahibi olmayan kimsenin namaz vaktinden
 önce abdest alması. 
 14- Abdest bittikten sonra kıbleye karşı
 ayakta kelime-i şehadet getirmek ve dua yapmak, biraz su içmek. 
 15- Durgun veya akarak yer değiştiren sular
 ile birikinti halindeki sulara ve Kıble'ye karşı abdest
 bozulmaz. 
 Abdest Namazı 
 Abdest namazı abdest aldıktan sonra abdest
 azaları henüz yaş iken iki rek'at nafile namaz kılmaktan
 ibarettir. 
 Abdesti Bozan Durumlar 
 1- İdrar veya dışkı
 yollarından yani ön ve arkadan herhangi bir şeyin çıkması.
 Maide sûresi 6. ayetinde "...sizden birisi abdest bozmaktan geri
 dönmüşse..." ve Hz. Peygamber (s.a.s.)'e "Hades
 nedir?" diye sorulduğunda; "Her iki yoldan çıkandır"
 cevabını vermeleri, ön ve arka yollardan birinden çıkan
 idrar, dışkı, yel, vedi, mezi, meni, kurt ve diğer
 hususların abdesti bozduğunu ifade eder. 
 2- Aklın idrak gücünü gideren hususlar; uyumak,
 bayılmak, delirmek, sarhoş olmak vs.'dir. Ancak oturduğu
 yerde kıpırdamadan uyuyan kimsenin abdesti bozulmaz. (Müslim,
 Vudû', 2; Ahmed b. Hanbel, 1, 256). 
 3- Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya sarı
 su çıkması ve etrafına yayılması.
 Ağızdan akan kana bakılır, şayet bu kan tükrük
 kadar veya tükrükten fazla ise abdesti bozulur. 
 4- Ağız dolusu kusmak. Zira Hz. Peygamber
 (s.a.s.) "Kusuntu abdesti bozar" (Tirmizî, Tahare, 64)
 buyurmaktadır. Kusma ağız dolusu değilse abdest
 bozulmaz. 
 5- Cinsî münasebette bulunmak. 
 6- Tam olarak cinsî ilişki olmasa bile kadın
 ve erkeğin çıplak veya ince bir elbise ile vücutlarının
 veya tenasül uzuvlarının birbirine değmesi. 
 7- Teyemmüm yapan kimsenin su bulması . 
 8- Namazda sesli olarak gülmek. Zira Hz. Peygamber
 (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır: "Sizden biriniz namazdayken
 kahkaha ile gülerse abdesti ve namazı birlikte iade etsin. "
 Kahkaha namazın dışında olursa abdesti bozmaz. 
 Bir kimse abdest alırken bazı
 organlarını yıkayıp yıkamadığı
 konusunda endişe ederse, şayet bu ilk defa
 karşılaştığı bir şüphe ise o organını
 yeniden yıkar, yok eğer sürekli şüpheye düşüp
 duruyorsa bu şüphesinin önemi yoktur. Abdestini tam almış
 sayılır. Abdestinin bozulup bozulmadığını
 tam hatırlayamayan kişi kesin olarak abdest
 aldığını hatırlıyorsa abdestli demektir.
 Çünkü kesin olarak bilinen bir husus şüphelerle yok olmaz. 
 Ayrıca namaz haricinde abdestinden şüpheye
 düşenin abdest almasının takvaya daha yakın
 olduğu; fakat namaz içinde bulunan kimsenin ise abdestinden şüpheye
 düşmesi halinde namazını bozup abdest alması
 gerekmediği alimler tarafından ifade edilmiştir. 
 Abdesti Bozmayan Durumlar 
 1- Kişinin ön veya arka yollarından
 başka vücudunun herhangi bir yerinden kan çıkıp, bir
 damla halinde kalması. 
 2- Kabuk bağlamış bir yaranın kan
 çıkmadan kabuğunun düşmesi. 
 3- Yaradan, burundan yahut kulaktan bir vücud kurdunun
 düşmesi. 
 4- Tenasül uzvuna (cinsî organına) el sürmek. 
 5- Kadın vücudunun herhangi bir yerine dokunmak. 
 6- Ağız dolusu olmayan kusuntu. 
 7- Ağızdan çıkan balgam. 
 8- Oturduğu yerde veya namazda uyumak . 
 9- Ağlamak. 
 Abdest Nasıl Alınır? 
 Farz, sünnet ve edeplerini yukarıdaki maddelerde
 verdiğimiz abdesti tertip ve usûlüne göre ancak şöylece
 alabiliriz: 
 Abdeste başlarken şu dua
 yapılmalıdır: 
 "Bismillahilazîm ve'l hamdülillahi ala dini'l
 İslam" . 
 "Yüce Allah'ın ismini anarak
 başlarım. Beni İslam dini ve akidesi üzere yarattığı
 için hamd ederim." 
 Abdest almaya niyetlendikten sonra, eûzü besmele
 çekilerek eller bileklere kadar yıkanır. Parmakta yüzük
 varsa, kımıldatılır. Altına suyun geçmesi sağlanır. 
 Uzuvların yıkanması sırasında
 bizden öncekilerden nakledilen şu duaları okumak abdestin
 edeplerindendir. 
 A- Mazmaza=Ağıza su verme
 sırasında: "Allahümme einnî ala tilaveti'l Kur'an ve
 zikrike ve şükrike ve hüsn-i ibadetike." 
 "Allah'ım, Kur'an-ı Kerimi okumada,
 seni zikretme, sana şükretme ve sana güzel şekilde kulluk
 etmede yardımını istirham ederim." 
 B- İstinşak = Buruna su verme
 sırasında: "Allahümme, erihnî rayihate'l Cenneti
 verzuknî min neîmiha." 
 "Allah'ım, bana Cennetin kokusunu koklat.
 Cennet nimetlerinden beni rızıklandır." 
 C- Yüzü Yıkama Sırasında 
 "Allahümme, beyyid vechî binûrike yevme
 tebyaddu vücûhun ve tesveddü vücûh." 
 "Allah'ım, bir kısım yüzlerin ağarıp
 nurlandığı, bir kısım yüzlerin ise karardığı
 gün, benim yüzümü nurlandır, ağart." 
 D- Sağ Eli Yıkama Sırasında 
 "Allahümme, a'tınî kitabî biyemînî ve
 hasibnî hisaben yesîra." 
 "Allah'ım, kitabımı -amel
 defterimi- sağ elime ver ve hesabımı
 kolaylaştır." 
 E- Sol Eli Dirseklere Kadar Yıkama
 Sırasında 
 "Allahümme, la tu'tinî kitabî bişimalî
 vela min verai zahfi." 
 "Allah'ım, kitabımı -amel
 defterimi- sol elimden ve arkamdan verme." 
 Sonra sıra başı meshetmeye gelir. 
 Kaplama mesh için, eller ıslatılır, küçük
 parmakla üç parmak uc uca getirilir. Önden başlayarak
 başın üstü sıvazlanıp arka ve yan taraflarda böylece
 meshedilir. 
 F- Kulakları Yıkarken 
 "Allahümmec'alnî minellezîne
 yestemîune'l-kavle feyettebiûne ahseneh." 
 "Allah'ım, beni hak sözü dinleyenlerden ve
 onun en güzeline uyanlardan eyle." denilir ve kulaklar yıkanır. 
 G- Boyuna Mesh Etme Sırasında 
 "Allahümme a'tik unuki (veya rakabeti)
 mine'n-nari." 
 "Allah'ım, boynumu Cehennem ateşinden
 azad buyur." 
 H- Ayakları Yıkama Sırasında 
 "Allahümme, sebbit kademeyye ales'sıratı
 yevme tezûlü Fhi'l-akdam." 
 "Allah'ım, Sırat köprüsünde ayakların
 kaydığı günde ayaklarımı kaydırma, sabit
 eyle..." 
 Abdest alıp bittikten sonra Rasûlullah (s.a.s.)'e
 salavat getirilmeli ve şu dua okunmalıdır: 
 "Allahümmec'alnî minettevvabîne vec'alnî
 mine'l-mütetahhirîn." 
 "Allah'ım, beni, tevbe eden ve günahlarından
 temizlenen kullarından eyle. . ." 
 Şamil İA 
 
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.